Yorum: #1
10-04-2010, 18:27
Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgi: Asperger
İrlanda'da yapılan bir çalışma, dahilik ile delilik arasında sıkı bir bağ olduğunu ortaya koydu.
Delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi olduğu hep söylenir. Bu daha çok gözleme dayanan bir iddiadır. Ancak, bilim yüzyıllardır insanlığın kafasını kurcalayan bu iddiayı da somut bir veriye dönüştürmeyi başardı. Pek çok ünlü dahide gelişim bozukluğuna işaret eden "asperger" sendromunun bulunduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Beethoven, Mozart, Hans Christian Andersen, Albert Einstein ve İmmanuel Kant gibi tarihin en yaratıcı zekalarına Asperger Sendromu (AS) teşhisi kondu. Dehaların psikiyatrik portrelerini çıkaran Prof. Michael Fitzgerald, Asperger Sendromu'na neden olan genin insanların zekasının keskinleşmesine neden olduğunu söyledi. Fitzgerald, 'Asperger Sendromu ve yaratıcılık, bir madalyonun iki yüzü gibidir. Biri olmadan diğeri olmaz' dedi.
Beethoven'ın sıra dışı kafası
Çalışmaya göre, 'Hayvanlar Çiftliği' nin yazarı İngiliz George Orwell, İngiliz ressam LS Lowry ve 'Alice Harikalar Diyarı'nda adlı kitabı kaleme alan Lewis Carroll gibi dahilere de otizm tanısı konuldu. Orwell'in sosyal ilişkilerinin zayıf olduğunu, tek bir alana odaklandığını, sakar olduğunu ve tekrarlı hareketlerden hoşlandığını söyleyen Fitzgerald, bu davranışların AS belirtileri olduğunu anlattı. Bilim ad***** göre dahi müzisyen Beethoven de sakardı, duygusal olarak gelişmemişti ve sıra dışı büyüklükte bir kafası vardı.
Sosyal ilişkileri zayıf
Fitzgerald, AS'nin insanların kurduğu sosyal ilişkileri etkilediğini ancak AS'li kişilerin olağanüstü sanatsal yaratım gücüne ve matematiksel dehaya sahip olduklarını ifade etti. AS'nin en önemli özelliklerinden biri kişilerin yaratıcı oyunlara katılamaması. Ancak bu özelliklerine karşı geliştirdikleri 'kişisel yöntemler' onların sanat alanında dahi olmalarını sağlıyor.
Fitzgerald'ın 'Sanatsal Yaratıcılığın Genetik Kökeni' adlı kitabı, İngiliz Ulusal Otizm Birliği tarafından daha yayınlanmadan büyük destek gördü. Birliğin üyelerinden Dr. Judith Gould, 'Aslında anlamlı bir teori. Çünkü Asperger sendromu taşıyan kişilerin kimi yetenekleri, diğer özelliklerine göre çok gelişmiştir. Bu ise dahilerde sıklıkla görülen bir özelliktir' dedi.
AS nedir?
Asperger sendromu, 1944'te Hans Asperger adlı tıp doktoru tarafından tanımlandı. Dr. Asperger, bu çocukların duygularını ifade etmekte zorlandıklarını, kendilerini karşıdaki kişinin yerine koyamadığını ve kelimelerin mecazi anlamlarını anlamadıklarını tespit etti. AS'de zeka, daha çok 'normal' olarak tanımlanan sınırlar içindeyken, otizm vakalarında zeka geriliği daha sık görülüyor. AS'de daha geniş ve bilgi kaynaklı ilgi alanına rastlanırken, otizm vakalarında sıralama ve sayma gibi daha monoton ilgi alanları bulunuyor.
İrlanda'da yapılan bir çalışma, dahilik ile delilik arasında sıkı bir bağ olduğunu ortaya koydu.
Delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi olduğu hep söylenir. Bu daha çok gözleme dayanan bir iddiadır. Ancak, bilim yüzyıllardır insanlığın kafasını kurcalayan bu iddiayı da somut bir veriye dönüştürmeyi başardı. Pek çok ünlü dahide gelişim bozukluğuna işaret eden "asperger" sendromunun bulunduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Beethoven, Mozart, Hans Christian Andersen, Albert Einstein ve İmmanuel Kant gibi tarihin en yaratıcı zekalarına Asperger Sendromu (AS) teşhisi kondu. Dehaların psikiyatrik portrelerini çıkaran Prof. Michael Fitzgerald, Asperger Sendromu'na neden olan genin insanların zekasının keskinleşmesine neden olduğunu söyledi. Fitzgerald, 'Asperger Sendromu ve yaratıcılık, bir madalyonun iki yüzü gibidir. Biri olmadan diğeri olmaz' dedi.
Beethoven'ın sıra dışı kafası
Çalışmaya göre, 'Hayvanlar Çiftliği' nin yazarı İngiliz George Orwell, İngiliz ressam LS Lowry ve 'Alice Harikalar Diyarı'nda adlı kitabı kaleme alan Lewis Carroll gibi dahilere de otizm tanısı konuldu. Orwell'in sosyal ilişkilerinin zayıf olduğunu, tek bir alana odaklandığını, sakar olduğunu ve tekrarlı hareketlerden hoşlandığını söyleyen Fitzgerald, bu davranışların AS belirtileri olduğunu anlattı. Bilim ad***** göre dahi müzisyen Beethoven de sakardı, duygusal olarak gelişmemişti ve sıra dışı büyüklükte bir kafası vardı.
Sosyal ilişkileri zayıf
Fitzgerald, AS'nin insanların kurduğu sosyal ilişkileri etkilediğini ancak AS'li kişilerin olağanüstü sanatsal yaratım gücüne ve matematiksel dehaya sahip olduklarını ifade etti. AS'nin en önemli özelliklerinden biri kişilerin yaratıcı oyunlara katılamaması. Ancak bu özelliklerine karşı geliştirdikleri 'kişisel yöntemler' onların sanat alanında dahi olmalarını sağlıyor.
Fitzgerald'ın 'Sanatsal Yaratıcılığın Genetik Kökeni' adlı kitabı, İngiliz Ulusal Otizm Birliği tarafından daha yayınlanmadan büyük destek gördü. Birliğin üyelerinden Dr. Judith Gould, 'Aslında anlamlı bir teori. Çünkü Asperger sendromu taşıyan kişilerin kimi yetenekleri, diğer özelliklerine göre çok gelişmiştir. Bu ise dahilerde sıklıkla görülen bir özelliktir' dedi.
AS nedir?
Asperger sendromu, 1944'te Hans Asperger adlı tıp doktoru tarafından tanımlandı. Dr. Asperger, bu çocukların duygularını ifade etmekte zorlandıklarını, kendilerini karşıdaki kişinin yerine koyamadığını ve kelimelerin mecazi anlamlarını anlamadıklarını tespit etti. AS'de zeka, daha çok 'normal' olarak tanımlanan sınırlar içindeyken, otizm vakalarında zeka geriliği daha sık görülüyor. AS'de daha geniş ve bilgi kaynaklı ilgi alanına rastlanırken, otizm vakalarında sıralama ve sayma gibi daha monoton ilgi alanları bulunuyor.