Yorum: #1
07-16-2010, 21:00
Merhaba
ÇOCUK İSTİSMARI
Çocuk istismarı tüm toplumlarda yaygın görülen bir olaydır.
Amerika'da yapılan istatistiklere göre her yıl 3 milyondan fazla
çocuk istismar edilmektedir. Yani her 1000 çocuğun
25'içeşitli istismar tiplerine maruz kalmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 1985'te yaptığı tanıma göre çocuk
istismarı; çocuğun sağlığını, fizik ve psikososyal gelişimini
olumsuz yönde etkileyen; bir yetişkin, toplumu veya ülkesi
tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışlardır.
Çocuk istismarını fiziksel, cinsel ve duygusal istismar olarak
3 grupta incelemek mümkündür. Fiziksel istismar en geniş
anlamda "çocuğun kaza dışı yaralanması"dır.
Cinsel istismar ise çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir
kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek
cinsel etkileşime maruz kalmasıdır.
Duygusal istismar çocuğun iç görüsünü ya da psikolojik
bütünlüğünü bozan her tür kronik eylem ya da eylemsizliktir.
Çocuk istismarı ile ilgili ilk ciddi çalışma 1946'da John Caffey
tarafından yayımlanmıştır.
1962'de Dr.Henry Kempe tarafından 447 dövülmüş çocuk
incelenmiş, bundan sonra ABD başta olmak üzere tüm dünya
ülkelerinde konuyla ilgili yoğun araştırmalar yapılmıştır.
Munchausen sendromu ilk kez 1951'de hastane hastane
dolaşıp hastalık öyküleri uyduran ve kendilerine gereksiz
devamı: FORUM SUPERMEYDAN http://www.supermeydan.net/forum/forum46...68474.html
yere cerrahi girişimler uygulanmasına razı bir grup hastayı
belirtmek için kullanılmıştır.
Sendroma ismi verilen Baron Karl von Munchausen
18. yüzyılda yaşamış, savaştan döndükten sonra kendi
uydurduğu eklentilerle daha da ilginç hale getirdiği
maceralarını anlatan eski bir süvari subayıdır.
Asher ve arkadaşlarının "Munchausen Sendrom" olarak
tanımladığı durumda hasta, doktorun muayenehanesine veya
acil servise sıklıkla klinik manifestasyonlarla (belirtilerle)
desteklenen uydurma bir öykü ile gelmektedir.
Hasta sonuç alamadan hastaneden ayrılmakta ve aynı tabloyu
yineleyerek tekrar tekrar hastaneye başvurmaktadır.
Bu hastalar en zeki gözlemcileri bile aldatabilecek ruh
hastalarıdır.
Nazofarinksini (boğazının iç kısmını) keskin bir aletle yaralayıp
kanı yutabilir ve hematemez (kan kusma) gibi kusabilir.
Anal ya da vajinal mukozalarını ustaca delebilir, gereksiz yere
dijital (kalp ilacı) alarak kalp atımında düzensizliğe neden
olabilir veya büyük miktarda havuç yiyerek karotenemi gibi
görünebilir
Munchausen by proxy sendromu (MBPS) ise özel bir çocuk
istismarı formudur.
Munchausen's by proxy sendromu, ilk kez 1977'de Meadow
tarafından tariflenmiştir.
Aile veya koruyucu, çocukta bir hastalık varmış gibi yapmakta
ya da hastalık yaratmakta "hasta" çocuğu doktora
götürmektedir.
Sonuçta, tıbbi öykü, laboratuar testleri veya hastalığın gerçek
nedeni değişmekte veya tıbbi tedavi nedeniyle yaralar
oluşmaktadır.
Bazı vakalarda ise anne direkt olarak zararlı eyleme neden
olabilmektedir. (zehirleme, ilaç verme gibi).
Yapılan araştırmada en çok kullanılan ilaçların antikonvülsan
ve opiadlar (morfin türevleri) olduğu saptanmıştır.
Yayımlanan olgularda bazı ailelerin eşek arısı veya balarısı
gibi böceklerle çocuklarını sokturdukları bildirilmiştir.
Bu sendrom, "tıbba meydan okuma" olarak değerlendirilebilir.
Bildirilen kurbanların yaşları birkaç hafta ile 11 yaş arasında
değişmektedir.
Bir çalışmada ortalama tanı yaşının 3 1/4 olduğu, olası ölüm
oranının %9-10 arasında değiştiği bildirilmiştir.
IMMUN yetmezlik tanısı olan ve olmayan çocuklardaki
polimikrobiyal (birden fazla mikrop tarafından oluşturulan)
devamı: FORUM SUPERMEYDAN http://www.supermeydan.net/forum/showthread.php?t=68474
enfeksiyonlar bozukluğun sık ve güçlük çıkaran şeklidir.
Bu çocuklar uzun süre hastanede kalmakta; tekrarlanan,
ızdırap veren ve masraflı tanıya yönelik girişimlere maruz
kalmaktadırlar.
Bir çocuğun 200'den fazla kez hastaneye yattığı bildirilmiştir.
Evdeki istismardan kaçmak için kendi kataterlerini enfekte
eden çocuklar saptanmıştır.
Fail olguların çok büyük kısmında annedir.
Anne sıklıkla zeki veya sağlıkla ilgili bilgisi bulunan,
sevimli, işbirlikçi, iyi tıbbi bakımdan dolayı minnettar ve
hastane çevresini süsleyen biri olarak tanımlanır.
Altta yatan fizyopatolojik yapıyı anlamak güçtür.
Narsistik frajilite (kendini beğenen, kırılgan) ve borderline
(sınırda) kişilik çok sıktır, ama bu kişilerde pasif-bağımlı
histerik kişilik veya sadomazoist davranışlar ve depresyon
da bulunabilir.
Doktorlar ölümcül olabilen bu senaryoya gereksiz invaziv
(girişimsel) muayeneleri ve incelemeleri yaparak veya tehlikeli
ilaçları reçete ederek, istemeden katılmaktadır.
Bu olgularda iyi bir anamnez, dikkatli bir fizik muayene,
iyi seçilmiş laboratuar ve radyolojik görüntüleme yöntemleri
kullanılmalıdır.
Bu şekilde istismar edilen çocuklarda çocukluk ve erişkinlik
dönemlerinde güvensizlik, tıbbi tedaviden kaçınma ve
posttravmatik stres semptomları gibi duygusal ve fiziksel
problemler geliştiği bildirilmiştir.
Pek çoğunun kardeşi de fiziksel ve tıbbi olarak istismar
edilmektedir.
Doç.Dr. İ. Hamit Hancı
Ege Ü. Tıp Fak. Adli Tıp A.d
Osmangazi Ü. Tıp Fak. Adli Tıp A.D
Sted Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi Haziran
2000 Cilt:9 Sayı:6 221-223.)
ÇOCUK İSTİSMARI
Çocuk istismarı tüm toplumlarda yaygın görülen bir olaydır.
Amerika'da yapılan istatistiklere göre her yıl 3 milyondan fazla
çocuk istismar edilmektedir. Yani her 1000 çocuğun
25'içeşitli istismar tiplerine maruz kalmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 1985'te yaptığı tanıma göre çocuk
istismarı; çocuğun sağlığını, fizik ve psikososyal gelişimini
olumsuz yönde etkileyen; bir yetişkin, toplumu veya ülkesi
tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan davranışlardır.
Çocuk istismarını fiziksel, cinsel ve duygusal istismar olarak
3 grupta incelemek mümkündür. Fiziksel istismar en geniş
anlamda "çocuğun kaza dışı yaralanması"dır.
Cinsel istismar ise çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir
kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek
cinsel etkileşime maruz kalmasıdır.
Duygusal istismar çocuğun iç görüsünü ya da psikolojik
bütünlüğünü bozan her tür kronik eylem ya da eylemsizliktir.
Çocuk istismarı ile ilgili ilk ciddi çalışma 1946'da John Caffey
tarafından yayımlanmıştır.
1962'de Dr.Henry Kempe tarafından 447 dövülmüş çocuk
incelenmiş, bundan sonra ABD başta olmak üzere tüm dünya
ülkelerinde konuyla ilgili yoğun araştırmalar yapılmıştır.
Munchausen sendromu ilk kez 1951'de hastane hastane
dolaşıp hastalık öyküleri uyduran ve kendilerine gereksiz
devamı: FORUM SUPERMEYDAN http://www.supermeydan.net/forum/forum46...68474.html
yere cerrahi girişimler uygulanmasına razı bir grup hastayı
belirtmek için kullanılmıştır.
Sendroma ismi verilen Baron Karl von Munchausen
18. yüzyılda yaşamış, savaştan döndükten sonra kendi
uydurduğu eklentilerle daha da ilginç hale getirdiği
maceralarını anlatan eski bir süvari subayıdır.
Asher ve arkadaşlarının "Munchausen Sendrom" olarak
tanımladığı durumda hasta, doktorun muayenehanesine veya
acil servise sıklıkla klinik manifestasyonlarla (belirtilerle)
desteklenen uydurma bir öykü ile gelmektedir.
Hasta sonuç alamadan hastaneden ayrılmakta ve aynı tabloyu
yineleyerek tekrar tekrar hastaneye başvurmaktadır.
Bu hastalar en zeki gözlemcileri bile aldatabilecek ruh
hastalarıdır.
Nazofarinksini (boğazının iç kısmını) keskin bir aletle yaralayıp
kanı yutabilir ve hematemez (kan kusma) gibi kusabilir.
Anal ya da vajinal mukozalarını ustaca delebilir, gereksiz yere
dijital (kalp ilacı) alarak kalp atımında düzensizliğe neden
olabilir veya büyük miktarda havuç yiyerek karotenemi gibi
görünebilir
Munchausen by proxy sendromu (MBPS) ise özel bir çocuk
istismarı formudur.
Munchausen's by proxy sendromu, ilk kez 1977'de Meadow
tarafından tariflenmiştir.
Aile veya koruyucu, çocukta bir hastalık varmış gibi yapmakta
ya da hastalık yaratmakta "hasta" çocuğu doktora
götürmektedir.
Sonuçta, tıbbi öykü, laboratuar testleri veya hastalığın gerçek
nedeni değişmekte veya tıbbi tedavi nedeniyle yaralar
oluşmaktadır.
Bazı vakalarda ise anne direkt olarak zararlı eyleme neden
olabilmektedir. (zehirleme, ilaç verme gibi).
Yapılan araştırmada en çok kullanılan ilaçların antikonvülsan
ve opiadlar (morfin türevleri) olduğu saptanmıştır.
Yayımlanan olgularda bazı ailelerin eşek arısı veya balarısı
gibi böceklerle çocuklarını sokturdukları bildirilmiştir.
Bu sendrom, "tıbba meydan okuma" olarak değerlendirilebilir.
Bildirilen kurbanların yaşları birkaç hafta ile 11 yaş arasında
değişmektedir.
Bir çalışmada ortalama tanı yaşının 3 1/4 olduğu, olası ölüm
oranının %9-10 arasında değiştiği bildirilmiştir.
IMMUN yetmezlik tanısı olan ve olmayan çocuklardaki
polimikrobiyal (birden fazla mikrop tarafından oluşturulan)
devamı: FORUM SUPERMEYDAN http://www.supermeydan.net/forum/showthread.php?t=68474
enfeksiyonlar bozukluğun sık ve güçlük çıkaran şeklidir.
Bu çocuklar uzun süre hastanede kalmakta; tekrarlanan,
ızdırap veren ve masraflı tanıya yönelik girişimlere maruz
kalmaktadırlar.
Bir çocuğun 200'den fazla kez hastaneye yattığı bildirilmiştir.
Evdeki istismardan kaçmak için kendi kataterlerini enfekte
eden çocuklar saptanmıştır.
Fail olguların çok büyük kısmında annedir.
Anne sıklıkla zeki veya sağlıkla ilgili bilgisi bulunan,
sevimli, işbirlikçi, iyi tıbbi bakımdan dolayı minnettar ve
hastane çevresini süsleyen biri olarak tanımlanır.
Altta yatan fizyopatolojik yapıyı anlamak güçtür.
Narsistik frajilite (kendini beğenen, kırılgan) ve borderline
(sınırda) kişilik çok sıktır, ama bu kişilerde pasif-bağımlı
histerik kişilik veya sadomazoist davranışlar ve depresyon
da bulunabilir.
Doktorlar ölümcül olabilen bu senaryoya gereksiz invaziv
(girişimsel) muayeneleri ve incelemeleri yaparak veya tehlikeli
ilaçları reçete ederek, istemeden katılmaktadır.
Bu olgularda iyi bir anamnez, dikkatli bir fizik muayene,
iyi seçilmiş laboratuar ve radyolojik görüntüleme yöntemleri
kullanılmalıdır.
Bu şekilde istismar edilen çocuklarda çocukluk ve erişkinlik
dönemlerinde güvensizlik, tıbbi tedaviden kaçınma ve
posttravmatik stres semptomları gibi duygusal ve fiziksel
problemler geliştiği bildirilmiştir.
Pek çoğunun kardeşi de fiziksel ve tıbbi olarak istismar
edilmektedir.
Doç.Dr. İ. Hamit Hancı
Ege Ü. Tıp Fak. Adli Tıp A.d
Osmangazi Ü. Tıp Fak. Adli Tıp A.D
Sted Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi Haziran
2000 Cilt:9 Sayı:6 221-223.)