Yorum: #1
02-16-2014, 03:48
(Son Düzenleme: 02-17-2014, 01:10, Düzenleyen: rootmaster.)
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya), Kanuni Sultan Süleyman'ın Mahidevran Sultan'dan oğludur.

Yaşamı
1515 yılında babası Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliği sırasında Manisa’da dünyaya geldi. Dedesi Yavuz Sultan Selim’in 1520’de hayatını kaybetmesi üzerine Osmanlı tahtına oturmak üzere İstanbul’a giden babasının yanında İstanbul’a gitti.
Hürrem Sultan’ın babasının sarayına girmesinden sonra annesi Mahidevran Sultan ile Kanuni’ye dört şehzade daha doğuran Hürrem Sultan arasında, Kanuni’den sonra kendi oğullarının tahta çıkmasını sağlamak için büyük bir mücadele yaşandı. Şehzade Mustafa, 1533 -1541 arasında Saruhan Sancakbeyi (Aydın sancağı ilavesiyle) olarak görev yaptı. Saruhan (Manisa), padişah adayının görev yaptığı yer kabul edilirdi, dolayısıyla Şehzade Mustafa dönemin veliaht şehzadesiydi. 16 Mayıs 1541’de Amasya Sancakbeyliğine atandı; Saruhan Sancakbeyliğine ise kardeşi Şehzade Mehmed getirildi. Halk ve askerler bu duruma tepki gösterdi, bunun üzerine I.Süleyman doğu topraklarının güvenliği için şehzadenin Amasya'ya gönderildiğini ve veliahtlığının sürdüğünü açıkladı. Ardından, Mehmet’in beklenmedik şekilde 1543’te ölümünden sonra Saruhan Sancakbeyliğine Şehzade Selim getirilirken; Şehzade Mustafa ise 1549 yılında Konya Sancakbeyliğine atandı.
Kişiliği
Mustafa, şair ve hattattır. Manisa Bozdağ'da, cami, saray, türbe, çeşmeler yaptırdı. Görüntüsü ve tavırlarıyla dedesi Yavuz Sultan Selim'e çok benziyordu. Şehzade Mustafa'nın bilhassa Amasya'dayken ilim meclislerinde bolca bulunduğu, devrin önemli müderrislerinden dersler aldığı ifade edilir. Şehzadenin hocalarından olan Mustafa Sürûrî Efendi, Bahrü'l- Maarif ve Zahiretü'l Müluk yazıp şehzadeye sunmuştur. Şehzadenin katli üzerine de Kanuni ile alakasını kesip bir daha görüşmemiş ve kendisine verilmek istenen bütün resmi vazifeleri de reddetmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı bir mektupta şu ifadeler geçmektedir.
"Cihan padişahı babası gibi adil,
Atası Sultan Selim gibi yavuz ve korkusuz,
Büyük atası Sultan Mehmet gibi zeki.
Devlet-i Aliye'nin gördüğü en parlak şehzade."
Ailesi
Doğum: 1515 Manisa, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm: 6 Ekim 1553 Konya, Osmanlı İmparatorluğu
Türbesi: Bursa Muradiye Külliyesi, Bursa
Ebeveynler: I. Süleyman ve Mahidevran Sultan
Eşi: Rumeysa Sultan 1525, Kırım doğumludur. Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra 1555 de, Pertev Mustafa Paşa ile evlendirilmiştir.
Çocukları:
Nergisşah Sultan: 1536 yılında Manisa'da doğdu. Cenabi Ahmet Paşa ile evlenmiştir.
Şehzade Mehmed: 1546'da Amasya'da doğdu. Ölümü; 1553, Bursa.
Şehzade Orhan: Ölümü; 1552, Konya.
Şah Sultan: 1547 yılında Konya'da doğdu. 2 Ekim 1577'de öldü. Zevci Damat Abdülkerim Ağa
Ölümü ve Sonrası
Taht yarışında Şehzade Mustafa’yı bertaraf edebilmek için Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından sahte mektuplar ürettiği düşünülür. Bu mektuplar, Şehzade Mustafa’nın babası hayatta iken onun tahtına göz diktiğini ve isyan hareketlerine destekte bulunduğunu gösterir niteliktedir. Başlangıçta iddialara inanmayan Kanuni, güvendiği din alimlerinden tavsiye istedi. Güvenilen bir kölenin efendisinin parasını irtikap ettiğine ve ona karşı bir tuzak kurduğuna ilişkin hayali bir hikayeyle buna karşı ne yapılması gerektiğini sordu. Aslında bu, Mustafa’nın isyan hareketlerine başvurduğuna ve babasının tahtına göz diktiğine dair endişelerinin çok uzağındadır. O dönemin alimlerinden olan Mehmet Ebussuud Efendi Süleyman’a şu cevabı vermiştir; “bu durumda köleye ölünceye kadar işkence yapılması uygundur.” Bu ifade, şeraite göre kendisine bir cinayet izninin verilmesi demektir, ancak bir fetva niteliği taşımamaktadır. Çünkü Şehzade Mustafa'nın yaşadıkları Süleyman'ın danıştığı hikayeden çok farklıdır.
1553 yılında Veziriazam Damat Rüstem Paşa İran seferi için hareketinden sonra Aksaray taraflarına gelince, orduyu durdurdu ve yeniçerilerin Şehzade Mustafa'ya yatkınlığı olduğunu ve askerin, ihtiyarlığı sebebiyle sefere çıkamayan padişahın Dimetoka da oturmasını, Mustafa'yı hükümdar olmasını istedikleri dedikodusunun yayılmakta olduğunu bildirmek için, sipahiler ağası olan, Kızıl Ahmedliler den Şemsi Ağa'yı (Şemsi Paşa) İstanbul'a yolladı ve padişahın bizzat askerin başında sefere çıkmasını arz ederek, Aksaray'dan ileri gitmeyip bekledi.
Padişah bunu haber alınca Rüstem Paşa'yı geri çağırdı ve 1553 ağustos sonlarında kendisi İran seferine çıktı. Kütahya sancakbeyi Şehzade Bayezid'i Rumeli muhafazasında bulunmak üzere Edirne'ye gönderdi. Bolvadin'e gelince Saruhan sancakbeyi Şehzade Selim orduya gelerek el öptü. Bundan sonra padişah Aktepe konağına geldiği vakitlerde, sefere çağrılan Şehzade Mustafa orduya iltihak ederek çadırı kuruldu. Ertesi gün şehzade babasının elini öpmek için otağ-ı hümayuna yürüdü. Çadıra girdiği zaman babasını göremedi, yedi dilsiz onu karşıladı ve hemen üstüne atılarak boğmak istendilerse de Mustafa bunların elinden kurtulup kaçarken, saray hademelerinden Zal Mahmud ağa arkadan yetişip şehzadeyi boğmuştur. Cesedi çadırın önüne bir İran halısı üzerinde bırakılmak suretiyle ölümü ilan edildi. Bu, aynı zamanda İran ile iş birliği yaptığı iddia edilen Şehzade Mustafa'nın durumunda bir mesaj niteliği taşıyordu. Cenazesi daha sonra Bursa’ya gönderilerek II. Murat türbesi yakınına defnedilmiştir.
Ordu ve halk tarafından cok sevilirdi, hatta bu aşırı sevgi sonunu da hazırladi. Kendi oglunun padisah olmasini isteyen Hürrem Sultan (Aleksandra Lisovska) ile yonetimde daha etkili olmak isteyen rüstem pasa'nin birlikte hazirladigi bir komplo sonucunda kanuni tarafindan idam ettirildi. rustem pasa onun muhrunu calarak onun kaleminden cesitli mektuplar hazirlamis ve bunlari daha sonra kanuni ye teslim etmistir. ölümü ardindan Yeniçeriler, olaydan sorumlu gördükleri Rüstem Paşa yi yerinden etmis lakin onun yerine gelen ve cok iyi bir sadrazam olan damad kara Ahmet paşa da Rüstem pasa nin entrikalarindan nasibini alacak ve idam edilerek yerini tekrar ona bırakacaktir. Sultan Mustafanin arakasından pek cok agıt ver mesriye yazilmis devletin kotu gidisi bu olaya baglanmıstır.
Şehzade Mustafa'nın katlinden sonra Konya'da olan annesi Mahidevran Sultan ve ailesi (eşleri, kızları ve oğlu Şehzade Mehmed) Bursa'ya gönderildi. Lakin Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra askerler arasında çıkan "Şehzade Mustafa öldüyse oğlu var, tahta o geçer!" dedikodularını işiten Kanuni torununun da boğdurulmasını emretti ve 7 yaşındaki Şehzade Mehmed babasının ölümünden bir süre sonra boğularak katledilip Şehzade Mustafa'nın yanına defnedildi. Şehzade Mustafa’nın türbesi, 1555 yılında kardeşi Şehzade Selim tarafından yaptırılmıştır.
**Taşlıcalı'nın (Yahya Bey) Şehzade Mustafa için yazdığı şiir.
"Meded meded bu cihanın yıkıldı bir yanı
Ecel celalileri aldı Mustafa Han'ı
Dolundu mihr-i cemali bozuldu erkanı
Vebale koydular al ile Al-i Osman'ı"
Yalancının o kuru bühtanı, buğz-ı pinhanı
Akıtdı yaşımızı yakdı nar-ı hicranı
N'olaydı görmeye idi bu macerayı
Yazıklar ane ki reva gördü bu re'yi gözüm
Nesim-i subh gibi yerde koyma ahımızı
Hakaret eylediler nesl-i padişahimizi
Bunun gibi işi kim gördü kim işitti aceb
Ki oğluna kıya bir server-i Ömer-meşreb
ilahi cennet-i firdevs ana durağ olsun
Nizam-ı alem olan padişah sağ olsun
Şehzade Mustafa Boğulma Videosu
Kaynak: wikipedia

Yaşamı
1515 yılında babası Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliği sırasında Manisa’da dünyaya geldi. Dedesi Yavuz Sultan Selim’in 1520’de hayatını kaybetmesi üzerine Osmanlı tahtına oturmak üzere İstanbul’a giden babasının yanında İstanbul’a gitti.
Hürrem Sultan’ın babasının sarayına girmesinden sonra annesi Mahidevran Sultan ile Kanuni’ye dört şehzade daha doğuran Hürrem Sultan arasında, Kanuni’den sonra kendi oğullarının tahta çıkmasını sağlamak için büyük bir mücadele yaşandı. Şehzade Mustafa, 1533 -1541 arasında Saruhan Sancakbeyi (Aydın sancağı ilavesiyle) olarak görev yaptı. Saruhan (Manisa), padişah adayının görev yaptığı yer kabul edilirdi, dolayısıyla Şehzade Mustafa dönemin veliaht şehzadesiydi. 16 Mayıs 1541’de Amasya Sancakbeyliğine atandı; Saruhan Sancakbeyliğine ise kardeşi Şehzade Mehmed getirildi. Halk ve askerler bu duruma tepki gösterdi, bunun üzerine I.Süleyman doğu topraklarının güvenliği için şehzadenin Amasya'ya gönderildiğini ve veliahtlığının sürdüğünü açıkladı. Ardından, Mehmet’in beklenmedik şekilde 1543’te ölümünden sonra Saruhan Sancakbeyliğine Şehzade Selim getirilirken; Şehzade Mustafa ise 1549 yılında Konya Sancakbeyliğine atandı.
Kişiliği
Mustafa, şair ve hattattır. Manisa Bozdağ'da, cami, saray, türbe, çeşmeler yaptırdı. Görüntüsü ve tavırlarıyla dedesi Yavuz Sultan Selim'e çok benziyordu. Şehzade Mustafa'nın bilhassa Amasya'dayken ilim meclislerinde bolca bulunduğu, devrin önemli müderrislerinden dersler aldığı ifade edilir. Şehzadenin hocalarından olan Mustafa Sürûrî Efendi, Bahrü'l- Maarif ve Zahiretü'l Müluk yazıp şehzadeye sunmuştur. Şehzadenin katli üzerine de Kanuni ile alakasını kesip bir daha görüşmemiş ve kendisine verilmek istenen bütün resmi vazifeleri de reddetmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı bir mektupta şu ifadeler geçmektedir.
"Cihan padişahı babası gibi adil,
Atası Sultan Selim gibi yavuz ve korkusuz,
Büyük atası Sultan Mehmet gibi zeki.
Devlet-i Aliye'nin gördüğü en parlak şehzade."
Ailesi
Doğum: 1515 Manisa, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm: 6 Ekim 1553 Konya, Osmanlı İmparatorluğu
Türbesi: Bursa Muradiye Külliyesi, Bursa
Ebeveynler: I. Süleyman ve Mahidevran Sultan
Eşi: Rumeysa Sultan 1525, Kırım doğumludur. Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra 1555 de, Pertev Mustafa Paşa ile evlendirilmiştir.
Çocukları:
Nergisşah Sultan: 1536 yılında Manisa'da doğdu. Cenabi Ahmet Paşa ile evlenmiştir.
Şehzade Mehmed: 1546'da Amasya'da doğdu. Ölümü; 1553, Bursa.
Şehzade Orhan: Ölümü; 1552, Konya.
Şah Sultan: 1547 yılında Konya'da doğdu. 2 Ekim 1577'de öldü. Zevci Damat Abdülkerim Ağa
Ölümü ve Sonrası
Taht yarışında Şehzade Mustafa’yı bertaraf edebilmek için Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından sahte mektuplar ürettiği düşünülür. Bu mektuplar, Şehzade Mustafa’nın babası hayatta iken onun tahtına göz diktiğini ve isyan hareketlerine destekte bulunduğunu gösterir niteliktedir. Başlangıçta iddialara inanmayan Kanuni, güvendiği din alimlerinden tavsiye istedi. Güvenilen bir kölenin efendisinin parasını irtikap ettiğine ve ona karşı bir tuzak kurduğuna ilişkin hayali bir hikayeyle buna karşı ne yapılması gerektiğini sordu. Aslında bu, Mustafa’nın isyan hareketlerine başvurduğuna ve babasının tahtına göz diktiğine dair endişelerinin çok uzağındadır. O dönemin alimlerinden olan Mehmet Ebussuud Efendi Süleyman’a şu cevabı vermiştir; “bu durumda köleye ölünceye kadar işkence yapılması uygundur.” Bu ifade, şeraite göre kendisine bir cinayet izninin verilmesi demektir, ancak bir fetva niteliği taşımamaktadır. Çünkü Şehzade Mustafa'nın yaşadıkları Süleyman'ın danıştığı hikayeden çok farklıdır.
1553 yılında Veziriazam Damat Rüstem Paşa İran seferi için hareketinden sonra Aksaray taraflarına gelince, orduyu durdurdu ve yeniçerilerin Şehzade Mustafa'ya yatkınlığı olduğunu ve askerin, ihtiyarlığı sebebiyle sefere çıkamayan padişahın Dimetoka da oturmasını, Mustafa'yı hükümdar olmasını istedikleri dedikodusunun yayılmakta olduğunu bildirmek için, sipahiler ağası olan, Kızıl Ahmedliler den Şemsi Ağa'yı (Şemsi Paşa) İstanbul'a yolladı ve padişahın bizzat askerin başında sefere çıkmasını arz ederek, Aksaray'dan ileri gitmeyip bekledi.
Padişah bunu haber alınca Rüstem Paşa'yı geri çağırdı ve 1553 ağustos sonlarında kendisi İran seferine çıktı. Kütahya sancakbeyi Şehzade Bayezid'i Rumeli muhafazasında bulunmak üzere Edirne'ye gönderdi. Bolvadin'e gelince Saruhan sancakbeyi Şehzade Selim orduya gelerek el öptü. Bundan sonra padişah Aktepe konağına geldiği vakitlerde, sefere çağrılan Şehzade Mustafa orduya iltihak ederek çadırı kuruldu. Ertesi gün şehzade babasının elini öpmek için otağ-ı hümayuna yürüdü. Çadıra girdiği zaman babasını göremedi, yedi dilsiz onu karşıladı ve hemen üstüne atılarak boğmak istendilerse de Mustafa bunların elinden kurtulup kaçarken, saray hademelerinden Zal Mahmud ağa arkadan yetişip şehzadeyi boğmuştur. Cesedi çadırın önüne bir İran halısı üzerinde bırakılmak suretiyle ölümü ilan edildi. Bu, aynı zamanda İran ile iş birliği yaptığı iddia edilen Şehzade Mustafa'nın durumunda bir mesaj niteliği taşıyordu. Cenazesi daha sonra Bursa’ya gönderilerek II. Murat türbesi yakınına defnedilmiştir.
Ordu ve halk tarafından cok sevilirdi, hatta bu aşırı sevgi sonunu da hazırladi. Kendi oglunun padisah olmasini isteyen Hürrem Sultan (Aleksandra Lisovska) ile yonetimde daha etkili olmak isteyen rüstem pasa'nin birlikte hazirladigi bir komplo sonucunda kanuni tarafindan idam ettirildi. rustem pasa onun muhrunu calarak onun kaleminden cesitli mektuplar hazirlamis ve bunlari daha sonra kanuni ye teslim etmistir. ölümü ardindan Yeniçeriler, olaydan sorumlu gördükleri Rüstem Paşa yi yerinden etmis lakin onun yerine gelen ve cok iyi bir sadrazam olan damad kara Ahmet paşa da Rüstem pasa nin entrikalarindan nasibini alacak ve idam edilerek yerini tekrar ona bırakacaktir. Sultan Mustafanin arakasından pek cok agıt ver mesriye yazilmis devletin kotu gidisi bu olaya baglanmıstır.
Şehzade Mustafa'nın katlinden sonra Konya'da olan annesi Mahidevran Sultan ve ailesi (eşleri, kızları ve oğlu Şehzade Mehmed) Bursa'ya gönderildi. Lakin Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra askerler arasında çıkan "Şehzade Mustafa öldüyse oğlu var, tahta o geçer!" dedikodularını işiten Kanuni torununun da boğdurulmasını emretti ve 7 yaşındaki Şehzade Mehmed babasının ölümünden bir süre sonra boğularak katledilip Şehzade Mustafa'nın yanına defnedildi. Şehzade Mustafa’nın türbesi, 1555 yılında kardeşi Şehzade Selim tarafından yaptırılmıştır.
**Taşlıcalı'nın (Yahya Bey) Şehzade Mustafa için yazdığı şiir.
"Meded meded bu cihanın yıkıldı bir yanı
Ecel celalileri aldı Mustafa Han'ı
Dolundu mihr-i cemali bozuldu erkanı
Vebale koydular al ile Al-i Osman'ı"
Yalancının o kuru bühtanı, buğz-ı pinhanı
Akıtdı yaşımızı yakdı nar-ı hicranı
N'olaydı görmeye idi bu macerayı
Yazıklar ane ki reva gördü bu re'yi gözüm
Nesim-i subh gibi yerde koyma ahımızı
Hakaret eylediler nesl-i padişahimizi
Bunun gibi işi kim gördü kim işitti aceb
Ki oğluna kıya bir server-i Ömer-meşreb
ilahi cennet-i firdevs ana durağ olsun
Nizam-ı alem olan padişah sağ olsun
Şehzade Mustafa Boğulma Videosu
Kaynak: wikipedia