Yoğun bakım ünitelerinde hastaların bir çoğu yaşamla ölümün arasında hayatta kalma refleksinden yoksun ve çeşitli destekleyici cihazlar yardımıyla yaşamlarını devam ettirmektedir. Bu tıbbi durum birçok invaziv ve noninvaziv uygulamayı da getirmektedir. Girişimsel işlemlerin yoğun bir şekilde uygulandığı, morbidite ve mortalite oranlarının fazla olduğu yoğun bakım ünitelerinde, tedavi ve bakım yapılan hastaların ünitede yatış süresince bireyselleştirilmiş kaliteli bakım almaları doğrultusunda, hemşirelere çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Yoğun bakım hemşiresi bu durumda multidisipliner ekip içinde etkin ve kritik görev almak ile sorumludur. Bu derlemede, hemşirelik bakımının kritik öneme sahip olduğunu düşündüğümüz yoğun bakım ünitelerinde, ünitenin fiziki durumlarının ve tedavi sürecinin hastalar üzerindeki olumsuz etkileri ve bunlar ile baş etmede hemşirelik bakımı, literatür doğrultusunda tartışılmıştır.

Günümüzde sağlık çalışanlarının adli olaylarla karşılaşmaları sebebiyle sağlık bakım hizmetlerinde adli boyut ön plandadır. Sağlık ekibinin bir üyesi olan hemşireden adli olayların çözümüne destekte bulunması beklenmektedir. Bu doğrultuda ortaya çıkan adli hemşirelik, hemşireliğin biyopsikososyal eğitimiyle bir araya getirilen sağlık bakımının adli boyutunun uygulaması olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası Adli Hemşireler Birliği’nin söylediğine göre adli hemşirenin çalışma ortamları arasında kişilerarası şiddet, travmalar, insan haklarının ihlali, halk sağlığı ve güvenliği bulunmaktadır. Adli hemşirenin görevleri ise öykü alma, fiziksel değerlendirme, adli muayene, kanıtları toplama, koruma ve güvenlik zincirinin sağlanması, psikolojik anlamda destek, adli rapor yazımı ve mahkemede tanıklık etmektir.