Çocuk felci, poliomyelit (poliomyelitis) veya polio isimleri ile bilinen hastalık; poliovirus adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilir ve sinirler ve kaslar da dahil olmak üzere tüm vücudu etkileyebilir. Şiddetli hastalık durumunda sürekli felç veya ölüm meydana gelebilir. Polio bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni virüsün bulaşması hastalıklı kişiye doğrudan temasla, hastanın ağız ve burnundan çıkan sıvılarla veya hastalıklı kişinin virüs içeren dışkısı ile temasla olabilir. Virüs ağız veya burun yolu ile sağlam kişinin vücuduna girer, boğazda veya sindirim sisteminde yerleşerek çoğalır ve kan ve lenf (damarları) aracılığı ile vücuda yayılır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 7-14 gündür (5-35 gün arası).
Riskli Durumlar
- polio aşısının yapılmaması
- polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak
- hamilelik
- çok yaşlı veya bebek olmak
- ağız, burun veya boğazda yaralanma meydana gelmesi (diş tedavisi, bademciklerin alınması)
- virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemimizi bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)
Çocuk felci dünya çapında görülen bir hastalıktır. Ancak aşılamaya yeterli özen gösteren ülkelerde nadiren gözlenir. Yaz ve sonbahar aylarında daha sık gözlenir. Kızlarda daha sık gibi görülmekle birlikte felçler erkek çocuklarda daha sık gözlenir. Salgınlar aşılamanın yapılmadığı bölgelerde gözlenir. 1840 ile 1950 li yıllar arasında poliomyelit dünya çapında salgınlara neden olmakta idi.
Korunma
Polio aşısı, yapıldığı insanların hemen hepsini hastalıktan korumaktadır. Koruma oranı %90 ın üzerindedir.
Ülkemizde bebeklerde 2, 3, 4 üncü aylarla 16-24 ay arasında ve ilkokul 1.inci sınıfta (yani toplam 5 defa) oral polio aşısı yapımaktadır
Belirtiler
Polio mikrobu alındıktan sonra gelişebilecek hastalıklar 3 temel grupta incelenebilir: polio belirtileri oluşmayan hastalık, felce neden olmayan hastalık ve felç gelişen hastalık. Hastaların %95 inde polio belirtileri gelişmeyen hastalık meydana gelir ve fark edilmeden atlatılır. Diğer iki grupta merkezi sinir sistemini etkilenir. Polio belirtileri gelişmeyen hastalık atlatıldıktan sonra diğer grup hastalıklar ortaya çıkabilir.
(1) Polio belirtileri oluşmayan hastalık:
- aşağıdaki belirti olmayabilir veya belirtiler 72 saat ve altında ortadan kaybolur.
- hafif ateş
- başağrısı
- genel bir rahatsızlık hissi
- boğazda yanma
- boğazda kızarıklık
- kusma
(2) Felce Neden Olmayan Polio
- aşağıdaki şikayetler 1-2 hafta sürebilir
- orta dereceli ateş
- başağrısı
- boyun sertliği (ense sertliği)
- kusma
- ishal
- aşırı yorgunluk, halsizlik
- huzursuzluk
- sırt, kol, bacak, boyun ve karında ağrı ve sertleşme
- herhangi bir bölgede kas spzmları ve hassasiyet
- ense ağrısı (boyun ağrısı)
- ciltte kızarıklıklar
(3) Felç Gelişen Polio
- diğer belirtilerden 5-7 gün önce ateş görülür
- başağrısı
- sırt ve ense sertliği
- kas zayıflığı (simetrik değildir) gelişir ve felce doğru ilerler
- felç, omuriliğin tutulduğu yere göre değişiklik gösterir.
- bazı bölgelerde dokunma hissinde değişiklik
- dokunmakla bazı yerler ağrır/acır
- idrar yapma zorluğu
- kabızlık
- karında şişlik hissi
- yutma zorluğu
- kas ağrıları
- özellikle sırt ve boyunda kas spzmları ve kasılmaları
- ağızdan salya (sıvı) gelmesi
- solunum güçlüğü
- duygusal kontrol güçleşir
- Babinski refleksi pozitif hale geçer
Testler
Muayene ile beyin zarlarının etkilendiğine dair bulgular saptanabilir.
Boğaz çalkantı sularında, dışkıda ve beyin omurilik sıvısında (BOS) yapılacak analizlerle virüsün varlığı saptanabilir. BOS analizi normal olabilir veya basıncında, protein ve beyaz küre miktarında hafif artış saptanabilir.
Tedavi
Enfeksiyon geçirilirken, tedavinin amacı şikayetleri kontrol altında tutabilmektir.
Şiddetli hastalarda özel uygulamalar gerekebilir (solunum desteği gibi).
Şikayetlere ve şikayetlerin şiddetine göre tedavi yöntemi değişir, ancak amaç şikayetleirn giderilmesidir.
Aktivite sadece kas zayıflığı döneminde ve geçici olarak kısıtlanır. Kas ağrıları için ısı uygulanabilir. Kasların güçlendirilmesi amacı ile destek uygulamaları ve tedaviler denenebilir.
Sonuç
Beyin ve omuriliğin tutulmadığı durumlarda hastalıın tamamen düzelme olasılığı %90 ın üzerindedir.
Beyin veya omuriliğin tutulması acil bir durumdur ve felç veya ölümle sonuçlanabilir. Ölümler genelde solunum güçlüğünden meydana gelir.
Felç, ölümden daha sık olarak gözlenir.
Polio sonucunda; akciğer ödemi, şok, felç, aspirasyon pnömonisi (yutmaya bağlı gelişen zatüre ?) hipertansiyon, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, paralitik ileus (barsak hareketlerinin ortadan kalkması), kalp kası iltihabı (myokardit) gelişebilir.]]>false2009-10-25T19:22:07Z2009-10-25T19:22:07Zhttps://eylulforum.com/konu-cocuk-felci-poliomyelit
Bulaşıcılığı oldukça yüksek olan, polio virüsü denilen mikropla bulaşan bir hastalıktır.Kuluçka süresi 10-14 gündür.1-4 yaşlarında (% 30 ikinci yaşta) daha sık görülür.Mikrobun kaynağı hasta insanların dışkısı ve boğaz salgılarıdır.Dışkı ile kirlenmiş su ve besinlerin yenip içilmesi veya kalabalık yerlerde havaya yayılan mikropların solunması ile bulaşmaktadır.
Hastalık genellikle belirtisiz ve sinsi gidişlidir.Hafif ateş, başağrısı, baş dönmesi, bulantı-kusma gibi nezlede görülebilecek belirtiler ortaya çıkar.Kimi hastalarda hastalık bu belirtilerle sınırlı kalırken kimilerindede kalıcı felçler ortaya çıkar.Çocuk ayağa kalkmakta veya yürümekte eskisine oranla daha fazla güçlük çekmeya başlar.Felç olan bölgede (genellikle bacaklar) kaslar sert ve kasılmış değil, yumuşaktır ve duyu kaybı yoktur.Bazı vakalarda solunum kasları ve diafragmada felce uğrayıp solunum güçlüklerine neden olabilmektedir.Ölüm oranı % 2-20 arasındadır.Beyindeki solunum merkezininde etkilenmesiyle bu oranlar % 40 lara kadar çıkabilmektedir.
Hastalığın tedavisi yoktur. Ömür boyu kalıcı saakatlıklara neden olabilmektedir.
Korunma:Aşılanma ile olur. Tüm dünyada çiçek hastalığında olduğu gibi kökünün kazınabilmesi için yoğun aşılama çalışmaları yapılmış ve birçok ülkede başarılı sonuçlar alınmıştır.Yurdumuzda da hala görülen bu hastalıkla mücadele için bu yıl 26 Nisan-2 Mayıs ve 31 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında 5. si yapılmakta olan ULUSAL AŞI GÜNLERİ ile hastalığın kökünün kazınmasına yönelik çalışmalar başarıyla yürütülmektedir.
Ağızdan verilen ve toplumsal bağışıklamanın sağlanmasında önemli rol oynayan aşının yanında kişisel bağışıklamanın sağlanabilmesi için oldukça güvenilir ve etkin olan , enjeksiyon şeklinde uygulanan şekli mevcuttur.
En etkili aşılama şeklinin 2,3,4. veya 2,4,6. aylarda enjeksiyon tarzında yapılan ölü aşı ile 18. ayda ağızdan verilecek hatırlatma dozu olduğu kabul edilmektedir.]]>false2009-10-25T19:21:04Z2009-10-25T19:21:04Zhttps://eylulforum.com/konu-kirli-sular-cocuk-felci-yapiyor
Kirli suların içersinde bulunan virüslerin çocuklarda başta felç olmak üzere birçok hastalığa neden olduğu belirtildi.
Konya Özel Selçuklu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emine Oran, kirli suların içersinde bulunan virüslerin çocuklarda başta felç olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu belirtti. Oran, hastalıktan korunmak için suyun ya kaynatılması ya da klorlanması gerektiğini bildirdi.
İnsan hayatının temel ihtiyaçlarından birisi olan su, son zamanlarda endüstriyel ve evsel atıklarla kirleniyor. Suyun kirlenmesinde görülen artış insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştı. Su ile bulaşan hastalıklar sonucu yılda 250 milyon kişinin hastalandığı dünyada 5 milyonun üzerinde insan da hayatını kaybediyor. Ölümler en çok küçük çocuklarda ve yaşlılarda ortaya çıkıyor. Kirli su içerisinde bulunan virüs nedeniyle çocukların felç olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirten uzmanlar, aileleri, güvenilir olmayan suları kaynatmadan ve klorlamadan çocuklarına içirmemeleri yönünde uyarıyor.
Konya Özel Selçuklu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emine Oran, kirli suların içilmesi veya vücutla teması ile kişeye hastalık bulaştığını söylüyor. Kirli sularla oluşan hastalıkların özellikle hava sıcaklığının yüksek olduğu aylarda arttığını belirten Oran, kirli su ile çocuk felci, tifo, kolera, dizanteri, çocuklarda görülen yaz ishalleri, gıda zehirlenmeleri, paraziter enfeksiyonlar, amipli dizanteri, Hepatit A, Hepatit E gibi hastalıkların bulaşabildiğini vurguluyor.
Hastalıkların kirli su ile genelde ağız yoluyla bulaştığını ifade eden Oran, virüslerin sindirim yoluna yerleştikten sonra enfeksiyonlara yol açtığını dile getiriyor. Oran, karın ağrısı, ishal ve kusma gibi hastalık belirtileri olduğunu söylüyor.
Hastalıktan korunma yolları hakkında da bilgi veren Oran, `Temiz ve güvenilir suyun bulunmadığı yerlerde sular ya kaynatılmalı ya da klorlanmalıdır. Kaynatma en az 10 dakika sürmelidir. Klorlama ya damlacıklı klor solüsyonları ya da klor tabletleri ile yapılabilir.` diye konuştu.
Kaynakların kirlenmesinin önlenmesi gerektiğini dile getiren Oran, `Su havzalarında kaçak yapılaşmalar önlenmeli. Dağıtım sisteminin kirlenmesi önlenmeli. Ev ve kurum su depolarının düzenli temizliği yapılmalı.` dedi.]]>false2009-10-25T19:20:36Z2009-10-25T19:20:36Zhttps://eylulforum.com/konu-postpolyo-sendromu
Çocuk felçli hastalarda yıllar sonra olan bu durum nedir?
Çocuk felci, ülkemiz dahil gelişmiş ülkelerde artık yeni hastaların hemen hiç görülmediği bir hastalık. Bununla birlikte, çocuk felci geçirmiş olan ve halen hayatta olan herkes için "eğer bilir ve dikkat ederse önleyebileceği" bir risk söz konusu. Bu durum "Postpolyo Sendromu", yani, çocuk felcinden onlarca yıl sonra hasta veya sağlam bacağında veya kolunda sanki yeniden çocuk felci geçiriyormuş gibi güçsüzlük gelişmesi.
Çocuk felci geçirenlerin dörtte birinde, onyıllarca sonra ortaya çıkan yeni güçsüzlük olmakta. Daha uzun izlem çalışmalarında ise hastaların üçte ikisinde bu durumun geliştiği bildirilmekte fakat hayat boyu izlense tüm çocuk felci hastalarının eninde sonunda böyle bir yeni güçsüzlükle karşılaşacağı tahmin edilmekte.
Örneğin küçük yaşta çocuk felci geçirilmiş, bir bacakta bir miktar güçsüzlük kalmış. Kollarında ve diğer bacağında hiç bir sorun yok görünüyor. Oysa onların da darbe yemiş olma ihtimali oldukça yüksek, ama yine de onyıllarca 20, 30, 40 yıl ses çıkarmadan görevlerini yapmışlar, ama darbe yememiş uzuvlar kadar dirençli değiller ve onca yıldan sonra artık yorgun ve yenik düşebiliyorlar.
Nasıl mı bunu belli ediyorlar?
Bacağında, kolunda ani, günler haftalar içinde beliren aşırı yorgunlukla, bazen kramplarla, ağrı ile, ve daha korkutucu olanı ise "güçsüzlükle". Hatta, örneğin çocukluk döneminde çocuk felcinin akut döneminde solunum güçlüğü bile yaşamış, her iki kolu bacağı etkilenmiş fakat sonra iyileşmiş ve sadece bir bacağında hafif bir güçsüzlük kalmış bir kişi yıllar sonra, hiç hatırlamadığı veya unutmuş olduğu "solunum güçlüğü" ile tanışabilir.
Çocuk felçli hastalarda yıllar sonra gelişen güçsüzlük önlenebilir mi?
Evet, önlenebilir. Fakat bunun için yapılması gerekenler şunlar:
Öncelikle her çocuk felci geçirmiş kişi, isterse hiç bir iz kalmamış bile olsun, ister sağlam ister hasta olsun her iki kol ve bacağına yapılacak ayrıntılı bir elektromiyografik inceleme ile bir taramadan geçmeli, yani kasları ve sinirlerin elektrofizyolojik incelemesi yapılmalı.
Eğer zaten güçsüz olan bir bacağı veya kolunda hastalığın izi var fakat diğer bacak veya kollarında hastalık izi bu incelemede çıkmadıysa diğer bacak ve kollar için yaşam boyu pek bir risk yok diyebiliriz, yine de güçsüz uzuv (bacak veya kol) bu riski her zaman taşıyacaktır.
Fakat, eğer sağlam görünen ve gücü kuvveti hatta fazlasıyla yerinde olan diğer uzuvda (diğer bacak veya kollarda) hastalık izi bu incelemede saptandıysa DİKKAT !! Bu uzuvların risk altında olma olasılığı yüksek. Bu riski daha net olarak belirleyebilmek için daha ileri elektrofizyolojik yöntemler de yardımcı (örneğin motor ünite sayımı, makro elektromiyografi gibi).
Eğer böyle bir risk belirlendiyse, artık sağlam görünen uzuvlarımızı daha dikkatli korumak zorundayız, onyıllar sonra bizi yolda bırakmasınlar diye. Egzersiz her zaman yararlı fakat çocuk felci sekelli kişide özellikle güçsüzlüğün hafif olduğu veya güçsüzlüğün olmadığı uzuv veya kasları "aşırı egzersizle yormak" onları daha erken yaşlanmaya ve tüketmeye götürüyor.
Eğer postpolyo sendromu belirtileri ortaya çıkmışsa yine DİKKAT !!
Hemen, özellikle belirtilerin çıktığı uzuvda hareketi hemen kısıtlamalıyız, adeta dona kalmak gibi, ta ki birkaç gün içinde bu yorgunluk, seyirmeler, kramplar geçinceye dek. Ondan sonra da hafif, fakat asla yorucu olmayan egzersizlerle bu kasların gücünü en verimli sürdürmesini sağlamalıyız.
Ama postpolyo sendromu nedeniyle sağlam bacağında da yorgunluk, güçsüzlük başlamış bir kişinin asansör varsa merdiven çıkmaması, yorucu yürüyüşler yapmaması gerekir.
İlaç Tedavisi Var Mı?
Bu konuda net bir yanıt yok. Bunun bir nedeni, gelişmiş ülkelerde artık halen hayatta olan çocuk felci sekellilerin sayısının çok az olması ve bu nedenle tıp otoritelerinin dikkatinin dışına çoktan çıkmış olması, yani "üzerinde çalışmaya değer bir durum olma özelliğini" yitirmiş olması.
Fakat, ülkemizin durumu böyle değil. Yine de gerek gelişmiş ülkelerde, gerek ülkemizde, postpolyo sendromu geçiren hastalarımıza "motor nöron hastalığı tedavisinde de kullanılan veya yeri olan" ilaçları kullanarak hastalarımızın hasarlı olan incinmiş hareket sinirlerini daha dayanıklı kılmaya çalışıyoruz.
Bununla birlikte asıl çarenin ilaç olmadığını, kesinlikle "kaslarımı çok çalıştırıp bu durumdan kurtulayım" düşüncesiyle hareket etmemek, kaslarımızı yormaktan kaçınmak olduğunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.]]>false2009-10-25T19:19:52Z2009-10-25T19:19:52Zhttps://eylulforum.com/konu-cocuk-felci-hastaliginin-nedeni
Çocuk felci hastalığının nedeni, polio virüsü denilen bir mikroptur. Çevre koşullarının kötü olduğu yerlerde suların, besinlerin mikroplu dışkı ile kirlenmesi ve kalabalık ortamlarda havaya yayılan mikropların solunmasıyla bulaşır.
Hastalığın belirtileri
Hastalığa yakalanan çocuklarda hafif ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı -kusma gibi her hastalıkta görülebilecek ortak bulgular mevcuttur. Bazı çocuklarda hastalık bu bulgularla sınırlı kalırken , bazılarında ise kalıcı felçler meydana gelmektedir. Felçler çok tipik olarak yumuşaktır. Yani kaslar sert ve kasılmış durumda değildir. Felçler genel olarak, çocuğun kendini ayağa kaldırmasında ve yürümesinde güçlük şeklinde ilk bulgularını verir. Çoğu hastada felç olan bacak ya da kolda duyu kaybı yoktur. İğneFelç gelişen hastalarda ölüm oranı %2 ile % 20 arasında değişmekte ancak beyindeki solunum merkezinin etkilenmesiyle bu oran % 40`a kadar çıkabilmektedir.
Çocuk felcinden korunma yolu nedir?
Çocuk felci hastalığının çiçek hastalığında olduğu gibi ülkemizde ve tüm dünyada kökünün kazınması için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Tedavisi bulunmayan , kalıcı sakatlıklar ve ölümlere neden olan bu hastalığın kökünün kazınması , ancak aşılanma ile mümkündür. Hem bu açıdan hem de virüsün çevremizde yaygın olarak bulunması nedeniyle çocuk felci aşılamasının önemi oldukça artmaktadır.
Çocuk felci aşıları
Günümüzde çocuk felci hastalığına karşı kullanılan iki farklı aşı vardır. İnaktive çocuk felci aşısı enjeksiyon şeklinde uygulanır ve oral çocuk felci aşısı, ağızdan damla şeklinde verilir. İnaktive çocuk felci aşısı ölü aşıdır. Son derece güvenli ve etkin olması en önemli özelliğidir. Yaşamın ikinci ayından başlayarak 1- 2 ay arayla toplam 3 doz enjeksiyon şeklinde uygulanır. Bebek 18 aylık olduğunda bir hatırlatma dozu daha yapılmalıdır. Oral çocuk felci aşısı ağızdan damla şeklinde verilerek uygulanmaktadır. Oldukça etkin bir aşı olmakla birlikte aşının verilmesi sırasında çocuğun kusması ya da tükürmesi gibi durumlardan olumsuz etkilenebilmektedir. Aşı uygulanması esnasında ishali olan bebeklere bir ay sonra bir doz aşının daha uygulanması tavsiye edilmektedir. Çocuk felcine karşı toplumsal korunmanın sağlanmasının da önemi vardır.
Bu aşıların birlikte kullanımı
Yapılan çalışmalar, bu hastalığa karşı en iyi korunmanın inaktive ve oral çocuk felci aşılarının ardışık kullanılması ile sağlanabileceğini göstermektedir. Ardışık kullanım önce inaktive, ardından oral olmak üzere çocuğa farklı zamanlarda her iki aşının da verilmesi prensibine dayanır. Birçok ülkede tercih edilen bu uygulama; aşılamaya 2,4,6 ya da 2,3,4. aylarda beşli aşı ile başlanan çocuklara 18. aydaki hatırlatıcı dozun ağızdan oral aşı şeklinde verilmesi ile gerçekleştirilmektedir. İnaktive ve oral çocuk felci aşılarını ardışık kullanmanın sağladığı en büyük avantaj, inaktive aşı ile önce bireysel korunmanın sağlanması, daha sonra oral aşı ile toplumsal korunmanın sağlanmasıdır. Böylece çocuk felci hastalığına karşı hem bireyde hem de toplumda çok güçlü ve kalıcı bir bağışıklama sağlanması mümkün olur. Çocuk felci aşılarının her iki çeşidi de, difteri, tetanos, boğmaca ve diğer çocukluk aşıları ile birlikte ve aynı gün uygulanabilir. Aşı uygulanmasından sonra annelerin bebeklerini emzirmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Aşıdan hemen sonra dahi bebeğe mama, süt ve diğer besinler verilebilir, herhangi bir süre kısıtlaması yoktur.]]>false2009-10-25T19:19:11Z2009-10-25T19:19:11Zhttps://eylulforum.com/konu-cocuk-felci
Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır. çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.]]>false2009-10-25T19:18:40Z2009-10-25T19:18:40Zhttps://eylulforum.com/konu-belirli-oranda-cay-ya-da-kahve-felci-onluyor
İsveç’in başkenti Stockholm’de kurulu Karolinska Enstitüsü’nde yapılan araştırmada, belirli oranda çay kahve içmenin felç ihtimalini düşürdüğü ortaya çıktı.
Nobel Fizyoloji-Tıp Ödülü’nü veren, kökü 200 yıl önce ordu cerrahisine dayanan Karolinska Tıp Araştırma Kurumu, 14 yıla yakın geniş kapsamlı araştırmasında, sigara içen erkeklerde çay, kahve içmenin yararlı olduğunu ortaya koydu.
26 bin 556 Fin sigara tiryakisi üzerinde yapılan araştırma, günde iki bardak veya biraz üzerinde çay içmenin yüzde 21 oranında beyin içi ve zarı damarlarında pıhtılaşma-tıkanmanın, yani “enfarktüsün” yüzde 21 oranında azaldığını belirledi.
Araştırma Dr. Susanna C. Larsson’un meslektaşları tarafından yapıldı ve “Stroke (Felç)” dergisinin haziran sayısında yayımlandı.
Araştırma kadınlar ve sigara içmeyenler üzerinde de denenerek geniş genellemeye gidilebilecek.
KAYNAK: 26 bin 556 Fin sigara tiryakisi üzerinde yapılan araştırma, günde iki bardak veya biraz üzerinde çay içmenin yüzde 21 oranında beyin içi ve zarı damarlarında pıhtılaşma-tıkanmanın, yani “enfarktüsün” yüzde 21 oranında azaldığını belirledi.
Araştırma Dr. Susanna C. Larsson’un meslektaşları tarafından yapıldı ve “Stroke (Felç)” dergisinin haziran sayısında yayımlandı.
Araştırma kadınlar ve sigara içmeyenler üzerinde de denenerek geniş genellemeye gidilebilecek.]]>false2009-10-25T19:18:01Z2009-10-25T19:18:01Zhttps://eylulforum.com/konu-felc-tarih-oluyor-olu-hucreler-canlaniyor
Tıp dünyasının en önemli buluşları arasında sayılan kök hücrenin keşfi ve kullanımı, pek çok hastalığın tedavisi için çok önemli imkanlar sunuyor. Diğer yandan bilim adamlarının hastaların normal hücrelerini kullanarak kök hücre üretmeyi başarması, kök hücre ile tedavi imkanlarını bir kat daha artırdı. Fakat bilim adamları için bu son nokta değil. İngiltere'de tıbbi araştırmalar yürüten ve başında Dr. Mike Modo'nun bulunduğu ekip tıp için devrim niteliği taşıyan bir konuda yine önemli bir aşama kaydetti. Modo ve ekip arkadaşları felçlilerin beyinlerindeki hasarı kalıcı olarak çözme yolunda çok büyük adımlar attı.
Daha önce de denenen bir yöntem, beyindeki ölmüş dokuların kök hücre kullanılarak tedavi edilmesi yönündeydi. Fakat bu denemeler büyük oranda başarısız oldu. Modo ve ekibi bu kez insan bünyesinde çözülebilir polimer yardımıyla kök hücreyi, felç nedeniyle ölmüş beyin dokuları üzerine yerleştirdiler. Fareler üzerinde yapılan ilk deneyler sadece 7 gün içerisinde kök hücre dokularının beyindeki ölmüş hücrelerin yerini almaya başladığı ve hatta kan damarlarının bu yeni oluşturulan hücreler içerisine doğru ilerlediği gözlendi]]>false2009-10-25T19:17:34Z2009-10-25T19:17:34Zhttps://eylulforum.com/konu-cocuk-felci-nedir
Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır. Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.]]>false