https://eylulforum.com/2025-02-22T16:22:49ZMyBB2009-10-26T23:48:00Z2009-10-26T23:48:00Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligi-smallpox-variola
Çiçek hastalığı oldukça tehlikeli, bulaşıcı ve bazen ölümcül olabilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Çiçek hastalığının spesifik bir tedavisi yoktur ve hastalıktan korunmanın tek yolu aşılanmaktır.
Hastalığın "Variola Major" ve "Variola Minör" olarak adlandırılan iki klinik tipi vardır. Variola Major, çiçek hastalığının daha yaygın döküntü ve yüksek ateş ile seyreden ağır ve en sık rastlanılan tipidir.
Variola Major´un dört tipi vardır.
1) Alışılagelen Tip - en sık görülen tip, vakaların %90´ından fazlası
2) Modifiye Tip - hafif ve daha önce aşılanmış olanlarda görülen tip
3) Düz Tip - nadir ve ağır seyirli tip
4) Hemorajik Tip - nadir ve ağır seyirli tip
Varola major´ün nadir görülen düz ve hemorajik formları genellikle ölümcül seyreder ve tüm Varicella Major olgularında ölüm oranı %30´dur. Variola Minör çiçek hastalığının daha az görülen ve daha hafif seyreden formu olup, ölüm oranı %1 veya daha altındadır.
Çiçek hastalığı salgınları dünyada binlerce yıl boyunca sürmüştür, Ancak tüm dünyada uygulanan başarılı aşı kampanyaları sayesinde hastalık yeryüzünden silinmiştir. Amerika´da en son çiçek vakası 1949 yılında görülmüştür. Dünyadaki son vaka ise 1977 yılında Somali´de görülmüştür. Tüm bu aşı kampanyalarının başarısı ve hastalığın artık görülmemesi nedeni ile dünyada çiçek aşısı uygulanması durdurulmuştur. Ülkemizde ise 1976 yılından itibaren çiçek aşısı uygulaması yapılmamaktadır.
Variola virüsünün neden olduğu çiçek hastalığı binlerce yıl önce insanları tehdit etmiştir. Laboratuar stokları dışında variola virüsü yeryüzünden silinmiştir. 2001 yılının Eylül ayında yaşanan acı tecrübeler, virüsün bir terör aracı olarak kullanılabileceği kuşkusunu yaratmıştır. Bu nedenle ABD´de çiçek hastalığı salgılarının görülebileceği ihtimaline karşı bir dizi önlem alınmıştır.
Hastalık kişiden kişiye direk temas yolu ile bulaşır. Hasta kişinin enfekte yemek malzemelerini, yatak ve kıyafetlerini kullanmak da hastalığın bulaşmasına yol açabilir. Çok sık olmasa da hastalık kapalı ortamlarda, tren ve otobüslerde hava yoluyla bulaşabilmektedir. Çiçek hastalığının ana kaynağı insanlardır ve bu sebepten dolayı hayvan ve böceklerden bulaşma riski yoktur. Hastalıklı kişi genelde kızarıklıklar ve yüksek ateşten rahatsızlık duyarlar. Hastalığın neden olduğu yorgunluk ve vücuttaki son yara kapanana kadar devam eder.
Virüs vücuda girdikten sonra hastalığı başlatabilmek için kuluçka dönemine girer. Bu dönem 7 ila 17 gün sürebilir ve kişide belirgin bir rahatsızlık hali görülmez. Hastalığın ilk belirtileri arasında ateş, baş ve vücut ağrıları, hatta bazen bulantı ve kusma görülebilir. Hastanın ateşi 38-39 Cº dereceye kadar yükselebilir. Bu dönemde kişi genelde çalışmaya güç bulamaz. Bu süre 2-4 gün sürer. Bu dönemden sonra ağız ve dil bölgesinde küçük ve kırmızı benekler belirir. Benekler açılır ve ağız ve boğaza çok miktarda virüs yayılır ve hasta bu virüsü artık çevresine bulaştırmaya başlar. Bu süreç de 4 gün sürer. Bundan sonra virüsün tüm vücuda yayılması ile kırmızı benekler boyun, kol ve bacaklarda da gözlemlenir. Bu yayılma genelde 24 saatte olur. Döküntü arttıkça ateş düşer ve kişi kendini iyi hissetmeye başlar. Döküntünün 3. gününde yaralar kabarıklılara dönüşür. 4. günde ise kabarıklıklar iltihabi bir sıvıyla dolar ve ateş yeniden yükselir. İltihabi sıvı yavaş yavaş kuruduktan sonra yaralar kabuk bağlar. 2. haftanın sonunda tüm yaralar kabuk bağlamıştır. Daha sonra ise kabuklar düşmeye başlar ve son kabuk düşene kadar kişinin rahatsızlığı devam eder (Tablo 1).
Çiçek Hastalığının Dönemleri ve Belirtileri
Kuluçka Dönemi (Süre: 7 - 17 gün) Bulaşıcı değil
Virüsün bulaştıktan sonra hastalık bulguları ortaya çıkana kadar sure kuluçka dönemidir ve bu dönemde kişi kendini tamamen normal hisseder ve hiçbir hastalık belirtisi yoktur. Kuluçka dönemi 7-17 gün arasında değişmekle beraber ortalama 12 -14 gün sürer. Bu dönemde kişi bulaştırıcı değildir.
İlk Belirtiler (Prodromal Dönem) (Süre: 2 - 7 gün) Bazen bulaştırıcı
Çiçek hastalığının ilk belirtileri ateş, halsizlik, baş ve vücut ağrısı ve bazen kusmadır. Ateş oldukça yüksektir. Bu süre zarfında kişi günlük aktivasyonunu sürdüremeyecek kadar hasta görünümündedir. Bu safhaya prodrom fazı denilir ve 2 - 4 gün sürer.
Çiçek hastalığı prodramal dönemde bulaşıcı olabilir, ancak en çok bulaştırıcılık döküntünün 7.-10. günü arasında olur.
Erken döküntü (Süre: yaklaşık 4 gün) Çok bulaşıcı
Çiçek Hastalığı - Döküntünün Dağılımı
Döküntü ilk önce dilde ve ağız içinde kırmızı benekler şeklinde belirir. Bu benekler ağrılı olurlar ve açılarak çok sayıda virüsün ağız ve boğaza yayılmasına neden olur. Bu süre zarfında kişi çok bulaştırıcı olur.Zamanla ağız içindeki benekler azalır ve döküntü ciltte belirir. Döküntü yüzden başlayarak kollara ve bacaklara ve oradan da el ve ayaklara yayılır. Döküntü genellikle 24 saat içinde tüm vücuda yayılır. Döküntü belirginleştikçe ateş düşer ve hasta kendini daha iyi hisseder. Üçüncü gün, döküntü kabarır.
Dördüncü gün, bu kabarık döküntülerin içi yoğun ve opak bir sıvı ile dolar ve merkezinde göbek şeklinde bir çukur meydana gelir. (Bu, çiçek ve suçiçeği hastalıklarının birbirinden ayırt edilmesini sağlayan en önemli bulgudur). Bu dönemde ateş tekrar yükselir ve döküntüler tamamen kabuklanıncaya kadar devam eder.
Püstüler Döküntü : (Süre: yaklaşık 5 gün) Bulaşıcı
Döküntü püstülleşir-sivri uçlu, genellikle yuvarlak görünümlü ve dokunmaya karşı dayanıklı lezyonlar şeklinde görülürler. Hastalar bu lezyonları genellikle cilde gömülü tüfek saçmaları şeklinde tarif ederler.
Püstül ve Kabuklanma (Süre: yaklaşık 5 gün) Bulaşıcı
Püstüller sertleşerek kabuklanır. Döküntü belirdikten sonraki 2. haftanın sonunda, döküntülerin çoğu kabuklanır.
Kabukların Dökülmesi (Süre: yaklaşık 6 gün) Bulaşıcı
Üçüncü haftanın sonunda kabuklar yerlerinde iz bırakarak dökülmeye başlar. Kabuklar tamamen dökülünceye (iyileşinceye) dek hastalar bulaştırıcıdırlar.
İyileşme Bulaşıcı değil
Kabuklar iyileşir. Hastalık bu dönemde artık bulaştırıcı değildir.
Çiçek Aşısı
Çiçek aşısı vücudun çiçek hastalığına karşı bağışıklık meydana getirmesine yardım eder. Bu aşı vaccinia adı verilen ve çiçek hastalığı ile ilgili "pox" tip adı verilen bir virüsten elde edilir. Bu aşının yapımında diğer aşılarda olduğu gibi ölü virüsler değil canlı virüsler kullanılır. Bu nedenle virüsün etrafa bulaşmaması amacıyla aşı bölgesi iyi korunmalıdır. Aşının bilinen yan etkileri de bulunmaktadır. Ancak aşı smallpox virüsü taşımadığından yapılan kişide çiçek hastalığına yol açmaz.
Koruyuculuğun Süresi
Çiçek aşısı insanlara uygulandıktan sonra 3 ila 5 yıl yüksek koruma sağlar ancak koruyuculuk bundan sonra azalır. Aşılı bir kişi tekrar aşılanırsa, bağışıklık daha uzun süre devam eder. artmaktadır. Aşının %95 oranında koruyuculuk sağladığı bilinmektedir. Ayrıca aşının temastan sonraki birkaç gün içinde uygulandığında hastalığın daha hafif seyrettiği ispatlanmıştır. Günümüzde çiçek aşısı ve çiçek hastalığı için araştırmalar sürmekte ve yeni korunma yöntemleri geliştirilmektedir.
Aşının Uygulanması
Çiçek Aşısı Yeri (4-21 Gün Arası)
Çiçek Hastalığı - Çiçek Aşısı Yeri
Aşı kişiye normal bir iğne ile uygulanmaz. Çatal dişli ve iki başlı bir iğne yardımı ile deriye batırılıp çıkarılarak uygulanan aşı, birkaç darbe ile deriye temas ettirilir. Kolun üst bölgesine yapılan aşı genelde minik bir iz bırakır.
Aşı başarılı olursa, aşılama yerinde birkaç gün içinde kırmızı ve kaşıntılı bir kabartı oluşur. İlk hafta aşı yeri sulanır, püğ dolar ve akar. İkiinci hafta içinde ise yara kurumaya başlar ve kabuk bağlar. 3. haftada kabuk yerinde iz bırakarak düşer. İlk defa aşı olan insanlarda, tekrar aşı olanlara göre daha fazla aşı reaksiyonu gözlenir. Aşağıdaki fotoğraflarda aşı yapılan yerde oluşan reaksiyonlaru göstermektedir.
Aşı-Sonrası Bakım
Aşı tatbik edildikten sonra aşı bölgesine özen göstermek gerekir. Aşıda kullanılan virüs canlı olduğundan dolayı vücuda ve diğer kişilere yayılma riski mevcuttur. Aşı virüsü yapılan kişilerde döküntü, ateş, baş ve vücut ağrısına neden olabilir. Bazı hasta gruplarında aşı virüsü ağır komplikasyonlara neden olabilir.
Bulaş Sonrası Aşının Yararlılığı Bulaşmadan sonraki ilk 3 gün içinde yapılan aşı insanların çoğunda çiçek hastalığı belirtilerinin daha hafif seyretmesini sağlar. Bulaşmadan sonraki 4-7 gün sonra yapılan aşının ağır seyirli hastalığı modifiye edecek şekilde kısmen de olsa koruyuculuğu vardır.
Aşı Emniyeti Çiçek hastalığına karşı korunmanın en iyi yolu çiçek aşısı ile aşılanmaktır. Çiçek virüsü ile temas etmiş olan bir kişi sağlık durumu ne olursa olsun aşılanmalıdır, çünkü bunlarda hastalığın riski aşının risklerinden çok daha fazladır.
Çiçek aşısının bazı yan etkileri vardır. Aşı yapılanların çoğu normal yaşamlarına devam ederlerken, bazen aşı yapılan yerde ağrı, ateş ve vücut ağrıları görülebilir.
Öte yandan bazı altta yatan başka hastalığı olan riskli haslarda hayatı tehdit eden ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Aşı için risk altında olanlar arasında egzemalı, alerjik deri iltihabı olan hastalar, HIV enfekte kişiler, kanser tedavisi alanlar, steroid kullananlar ve diğer bağışıklık sistemi bozuk hastalar vardır.
Ayrıca 12 aydan küçük bebeklerde, hamile kadınlarda, emziren annelerde ve yanında ebeveyni bulunmayan 18 yaşından küçük kimselerde aşı uygulanmamaktadır. Geçmişte her 1 milyon kişiden 1000 adeti ölümcül olmayan ancak rahatsızlık verici durumlarla karşılaşmıştır. Bunlar toksik ve alerjik reaksiyonlar, virüsün kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine bulaşması olarak sayılabilir. Bu durumlarda tıbbi önlem almak gerekir. Ayrıca bu 1 milyon kişiden 14 ila 52 kişi tehlikeli durumlarla karşılaşmış, hatta 1 ila 2 kişi de ölüme neden olmuştur.
Çiçek Aşısı Temini
Amerika Birleşik Devletlerinde rutin çiçek aşısı uygulanmasına 1972 yılında son verilmiştir. O zamandan günümüze dek aşı sadece araştırma laboratuarlarında çiçek virüsü ile ilgili araştırma yapan birkaç yüz sağlık görevlisine yapılmıştı.
Ancak, 2001 yılı Eylülünde yaşanan acı olaylardan sonra, Amerika Birleşik Devletleri olası bir bioterörizm sonucu çıkabilecek salgınlara karşı çiçek aşısı uygulamasına kitlesel olarak yeniden başlamıştır.]]>false2009-10-26T23:46:50Z2009-10-26T23:46:50Zhttps://eylulforum.com/konu-variola-minor
Çiçek hastaliginin iki cesidinden ender goruleni, olumcul olmayip hafif belirtilerle atlatilani.
Akut, enfeksiyöz bir hastalıktır. Her yaşta ve her cinsten ki*şiler bu hastalığa yakalanabilir. İki tipi vardır: Variola majör ve variola minör. Bu iki tip, esasında birbirine çok fazla benzemekle beraber, variola major’da ölüm oranı % 15, buna karşılık variola minor’da % 0,2′dir.
Nedeni: Filtre olabilen ve hastalık yaralarının içindeki sıvıda bulunan bir virüstür. Bulaşması, hastayla, hastanın eşyalarıyla, hastayla ilgili kişilerle temas*la, olasılıkla sineklerle ve virüslü hava*nın solunmasıyla olmaktadır. Kuluçka dönemi 10-14 gündür.
Belirtileri: Başlangıç, genellikle ani ve şiddetlidir. Baş ağrısı, kusma, sırt ağrısı, kas sertliğiyle birlikte ateş 39-40 dereceye kadar yükselir. Genellikle, esas deri belirtilerinin görülmesinden önce, deride kızıl hastalığını andırır bir genel kızarma belirir. Hastalığın üçüncü gü*nünde asıl çiçek hastalığı kırmızılığı or*taya çıkar ve ateş normale iner. Kırmı*zılık, noktalar ve küçük, sert kabartılar halindedir; bunlar, içi sıvı dolu kesecik*ler, sonra da sivilce adı verilen cerahat*li kesecikler şeklini alır. Bu evrede, ateş yeniden yükselmeye başlar ve yaklaşık olarak on ikinci günde sivilceler patlar. On altıncı gün dolayında, sivilcelerin üzerinde kabuklaşma başlar. 2-3′üncü haftalarda kabuklar düşer ve yerlerinde çukurluk bırakırlar. Kırmızı noktalar, ön*ce kol ve bacaklarda, alın ve saçlı de*ride, daha sonra vücutta da ortaya çı*kar. (Bu durum, suçiçeğinde görülenin tam tersidir; suçiçeğinde, kırmızı lekeler gövdede başlayıp, yüz, kol ve bacak*lara sonradan yayılır).
Hastalığın üç tipi tanımlanmaktadır: a) Basit tip: Genellikle görülen tip olup, sivilceler birbirinden ayrıdır ve hastalı*ğın gidişi iyidir.b) Şiddetli tip: Birçok sivilceler bir ara*ya gelir ve bazen yüzeysel abseler oluş*tururlar. Bu tipte, genellikle hastanın du*rumu çok ağırdır ve bazen delirium gö*rülür. Hastalığın gidişi genellikle kötü*dür.
c) Kanamalı tip: Burada, sivilceler için*de, mukozalarda ve göz konjonktivaşın-da kanamalar görülür. Bu tip, çiçeğin en fazla öldürücü, en ağır şeklidir.
Tedavi: Hiçbir belirli tedavi yoktur. Hasta yatırılmalı, saçı kısa kesilmeli ve derisi % 1 potasyum permanganat eri*yiği ile yıkanmalıdır. Yüz ve gözleri ko*rumak ve bu amaçla gözleri sık sık yı*kamak gereklidir. Hasta, 6 hafta süreyle veya bütün kabuklan dökülene kadar, karantinaya alınmalıdır. Önleyici (pro-filaktik) tedavi, çocukken kişiyi aşılamak ve belirli aralıklarla, salgın zamanların*da aşıyı tekrarlamaktır. Hastayla temas etmiş kişiler aşılanmalı ve 16 gün sü*reyle göz altında tutulmalıdır. Marboran (N-methylisatin B-thiosemicarbazo-ne) adlı ilacın önleyici etkisi vardır ve 3 gramlık 2 doz halinde verilir. Temas etmiş kişilere ayrıca, önleyici olarak, hiperimmün gamma globülin yapılabilir.]]>false2009-10-26T23:43:58Z2009-10-26T23:43:58Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-asisi
Bugün kullanılmakta olan çiçek aşısı da*nalardan alınır. Çiçek aşısı yapılan müesseselerde hastalıksız. sağlam ve genç danalar gayet temiz ve fenni ahırlarda çok dik*katle bakılıp beslenirler.
Çiçek aşısı hazırlanmak istenildiğinde, dananın sırtı*nın yan taraflarının derisi güzelce tıraş edilir. Tıraş edilen yerler sabunlu su ile iyice temizlenir. Sonra bu tıraş edilen yer*lerin derisi üstüne bir ustura ile, kan çıkarmadan, uzun çizgi*ler yapılır. Bu çizginin üstüne inek çiçeğinin mayası sürülür. Hayvanın sırtı gayet temiz bezlerle örtülür.
Bir müddet sonra dananın sırtında ufak ufak çiçek çıban*ları hâsıl olur. Bunlar büyüyüp olgunlaştıktan sonra özel bir takım aletlerle kazınarak çıban mahsulleri toplanır. Temiz (giycerine) ile karıştırılarak buz dolaplarında üç ay kadar sak*lanır. Kontrolları yapılır. Bu suretle hazırlanan çiçek aşısı ufak şişelere veya ince cam borulara doldurulur, işte bugün kullandığımız çiçek aşısı budur.
Çiçek aşısında dikkat edilecek noktalar şunlardır: aşı kuvvetini ve canlılığını kaybetmemek için daima soğukta sak*lanmalıdır. Buzluktan çıkarılıp âdi oda derecesinde (+4 dere*cesinin üstünde) bırakılacak olursa çabucak bozulur. Bundan yapılan aşılar da tutmaz.
Çocukları aşılamak için mevsim yoktur. Aşı her mevsim*de yapılabilir. Normal olarak çocuk (5 - 6) aylık iken aşılanır. Eğer ortalıkta çiçek hastalığı varsa ve çocuk buluşma tehlike*sine düşebilecekse bu aylardan daha ufak iken de aşılanabilir.
Şayet aşılanacak çocukta ateşli bir hastalık ve yahut de*risinde yaralar, çıbanlar, egzama gibi arızalar varsa bunları tedavi etmeden aşılamak doğru değildir.
Aşı çok defa koldan yapılır. Bacaktan yapılması, bazı mahzurlarından dolayı, birçok doktorlar tarafından uygun gö*rülmemektedir.
Aşı yapılacak yerin derisini temizlemek için kuvvetli mik*rop öldürücü ve deri üstünde uzun müddet kalıp aşıyı boza*cak ilâçlar kullanılmaz. En iyisi aşı yapılacak yeri sıcak sabun*lu su veya biraz (Ether) ile temizlemektir.
Aşı ispirto alevinde yakılmak suretiyle temizlenmiş yeni bir kalem ucu, bir iğne veya bir lanset ile yapılmalıdır. Bu gi*bi bir âletle deri üstünde, kan çıkarmadan, birbirine birer santim aralıkla, iki üç çizgi çizilir. Aşı tüpü kırılarak bu çizgi*lerin üzerine birkaç damla kadar- aşı sıvısı konur. Kalemin ucu ile hafifçe dokunularak aşı çizgilerin üstüne iyice yayılır ve bırakılır.
Aşının üzerini sargı ile bağlamaya veya orasını örtmek için ilâç kaşesi gibi şeyler koymaya lüzum yoktur. Aşının bir müddet kuruması beklenir, sonra çocuğun sırtına bol kollu temiz bir gömlek giydirilir.
Eğer aşı tutacaksa iki üç gün sonra koldaki çizgilerde ha*fif bir kırmızılık başlar. Dördüncü güne doğru bu kırmızılık*lar daha barizleşir. Sekizinci günde kabarıklık büyür, içinde sarımtırak, bulanık bir su toplanarak bir çıban haline gelir. Bu sırada çıbanın etrafı, bazı vakalarda kolun bu kısmı geniş bir şekilde kızarmış bulunur. Bu esnada koltuk altındaki lenfa bezlerinde de şişmeler görülebilir. Çocuk o günlerde biraz ateşlenir ve huysuzluk göstermeye başlar. Bu âdeta ufak bir çiçek hastalığına tutulma demektir. Müteakip günlerde kırmı*zılıklar yavaş yavaş geçer. Çıban kurur, kabuklanır. Daha son*ra kabuk kendi kendine düşer, yerinde bütün ömür boyunca kaybolmayacak bir aşı izi kalır.
Bazı çocuklarda ilk aşı çok dikkatli yapıldığı halde, vü*cutlarında analarından aldıkları bir bağışıklık mevcut olduğu için tutmaz. Bu takdirde birer aylık aralıklarla aşıyı tutunca-ya kadar tekrarlamak lâzım gelir. Çiçek aşısı insanları çiçek hastalığından kesin olarak koruyan bir aşı olduğundan bir*çok memleketlerde ve bizim yurdumuzda bu aşı ile aşılanmak kanunen mecburidir.
Çiçek aşısı ilk defa doğduktan sonra yukarıda belirttiği*miz gibi çocuk (5 -6) aylık iken yapılır. Aşının koruma müd*deti (5-6) yıl arasındadır. Onun için çocuklar ilk okula baş*larken tekrar aşılanırlar. Ondan sonra lüzumu oldukça (5 - 7) yıllık fasılalarla aşının tekrarlanması sağlık ve çiçekten ko*runmak için garanti teşkil eder.
. Çiçek hastaliginin iki cesidinden, sik gorulen (kayitli vakalarin %90'i) ve bazen ölümcül de olabileni.]]>false2009-10-26T23:43:05Z2009-10-26T23:43:05Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligindan-korunma-yollari
Sağlamların hastalarla temas etmemesi en başta gelen tedbirdir. Hastanın çamaşırları, yatak ve yemek takımları gayet sıkı bir dezenfeksiyona tâbi tutulmalıdır. Ka*rasineklere karşı şiddetli bir savaş açılmalıdır. Hastaya bakan*lar kendilerini gayet temiz tutmalı, hastalığı başkalarına nak-letmemeğe gayret etmelidir. Hastalar ancak (40 - 45) gün kadar tecrid ve tedavi edildikten, vücutlarında hiç bir yara ve kabuk kalmayıp tamamen iyileştikten, birkaç sıcak banyo ile güzelce temizlendikten sonra odalarını terk edebilirler. Bütün bu ted*birlerle beraber en kesin korunma çaresi (çiçek aşısı) ile aşı*lanmaktır. Çiçek aşısı bugün doktorluğun insan sağlığına hiz*met eden en kıymetli buluşlarından birisidir. Çiçek hastalığı*nın uzun asırlar süren salgınları ancak bu aşı sayesinde dur-durulmuştur.]]>false2009-10-26T23:42:16Z2009-10-26T23:42:16Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligi-tedavisi
Hastayı sağlamlardan ayırarak tedavi etmek, hattâ bir hastaneye yatırmak lâzımdır. Hastanın odası havadar, temiz ve sessiz olmalıdır. Bu odaya hastaya bakanlar*dan başkası girmemelidir. Girenler de hastanın bakımı bittik*ten sonra sırtlarındaki gömleği çıkarmalı, bu gömlekle başka*larının yanına girmemeli ve bu gömleği temizlemedikçe başka yerde giymemelidirler. Bütün hastalık müddetince hastanın vücudu, ağzı burnu, yatak ve yemek takımları gayet temiz tu*tulmalıdır.
Gıdalar hafif, sulu ve besleyici maddeler arasından seçil*melidir. Kalbin, damarların kuvvetlenmesine yarayacak ilâçla*rın doktor tarafından tatbiki lâzımdır. (Sulfamid) ve (Peni*cilin) gibi ilâçların ağızdan vermek, şırınga etmek veya mer*hem ve toz halinde çıbanlara sürmek suretiyle kullanılmasın*dan büyük faydalar sağlanabilir.
Gerçi yapılan tecrübeler bu ilâçların doğrudan doğruya çiçek virüsü üzerine bir tesiri olmadığını göstermişse de çiçek çıbanlarının ortaya çıkıp dışarıdaki cerahat (mikroplarının bu çıbanlara karışmasıyla meydana gelen ve hastanın halini ağır*laştıran iltihapları önlemek ve ortadan kaldırmak için bu ilâç*ların büyük faydası vardır. Bazı hallerde hastanın vücuduna, çiçek çıbanlarının üstüne (Permanganat de pottasse) mahlûlü sürmek kaşıntıları, fazla cerahatlenmeyi önlediği gibi çıbanla*rın derin izler bırakmamasına da yardım eder.]]>false2009-10-26T23:41:43Z2009-10-26T23:41:43Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligi-belirtileri
Virüs vücuda girdikten (10 - 12) gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmağa başlarlar.
Başlangıç devrinde hastalık birdenbire bir üşüme, titreme ve ateş yükselmesiyle kendisini belli eder. Hasta, vücudunda kırıklıklar ve ağrılar duyar. Bilhassa kalça ve bel ağrıları dikkati çekecek derecede fazladır. Bulantı ve kusmalar olur. Hastanın dili paslanır, genel durumu fenalaşır. Gün geçtikçe hastalık ağırlaşır.
İkinci güne doğru dirseklerde, kasıklarda, koltuk altların*da kızıl lekeleri gibi genişçe, kırmızı lekeler ortaya çıkar. Üçüncü günde, hastanın yüzünden başlamak üzere, kızamık lekelerine benzeyen ufak, kırmızı kabarcıklar peyda olur. Bun*lar, az zamanda, kollara ve bacaklara doğru yayılırlar. Bu dev*rede hastanın bu halini görüp dikkat edilirse çiçek döküntü*leri, kızamığın ve su çiçeğinin tersine olarak, daha ziyade kol*lara, bacaklara yayılıp sıklaşmaya mütemayildirler. O sırada ateş biraz düşmüş, hastanın durumu hafiflemiş gibi görünür. Fakat zaman geçtikçe döküntüler daha bârizleşir. Üzerleri kabararak içlerinde su toplamağa başlar. Birkaç gün sonra dö*küntülerin içindeki kirli sarımtırak su, koyulaşarak cerahat haline gelir. Bunların her biri içi irin dolu bir çıban olur. iş*te çiçek çıbanı budur.
Biraz düşmüş olan ateş o sırada yeniden yükselir. Her ta*rafa yayılan ve gittikçe sıklaşan çıbanların tesiriyle hastanın yüzü şişer, gözleri kapanır. Çiçek çıbanları yalnız deride değil, başın saçlı kısmında, ağız, burun içinde de çıkarlar. Göz için*de çıkarlarsa gözü harap ederler. Bu çıbanlar, hastaya şiddet*li kaşıntı ve büyük bir rahatsızlık verirler.
Bu çıbanlar bazı hastalarda o kadar sıklaşır ki vücudun her tarafı, sıvama, çiçek çıbanlarıyla kaplanır. Bu çıbanların çatlamasıyla ortaya çıkan cerahatli akıntılardan fena bir koku yayılır. Hasta dalgın, ateşli, ağır ve korkunç bir manzara gös*terir. Bir takım hastalar bu ağır tablo içinde, şuurlarını kaybederler, abuk sabuk söylenir, yataktan kalkmak, atılmak is*terler. Büyük bir sıkıntı içinde çırpınır, dururlar.
Bazısında çıbanların içine kan sızmasından dolayı, bunlar koyu, morumtırak kırmızı bir renk alırlar. Bu hal kanın bo*zulmasından ileri geldiği için böyle hastaların akıbeti tehli*keye düşmüş sayılır.
Bütün vücudun zehirlenmekte olduğunu gösteren bu şek*le (kara çiçek) adı verilmiştir.
Hastalığın (12 - 13) üncü günlerine doğru çıbanlar kuru*maya, kabuklanmaya başlarlar. Hastanın ateşi düşer, iyilik alâmetleri baş gösterir. Bu suretle hastalık sona ermiş olur.
Çiçek çıbanları kuruyup kabuklan döküldükten sonra de*ri üstünde, bilhassa yüzde, bütün ömür boyunca devam ede*cek olan, yara izleri kalır ki buna (çiçek bozuğu) veya (çopur*luk) derler. Bu hal insanların yüz güzelliğini bozan fena bir arızadır.
Çiçek hastalığı sırasında hastalığın şiddetinden dolayı kalp ve damar sisteminin felce uğraması, kanın zehirlenip bo*zulması en tehlikeli ihtilâtlardandır. Bundan başka gözlerde, kulaklarda husule gelerek sağırlık ve körlükle neticelenen kö*tü ihtilâtlar da vardır.]]>false2009-10-26T23:37:54Z2009-10-26T23:37:54Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligi-nedenleri
Uzun asırlar se*bebi bilinemeyen bu hastalı*ğın bugün özel bir virüs tara*fından husule getirildiği anlaşılmış bulunmaktadır.
Çiçek mikroplarının etrafa yayılmasına ve sağlamların hastalığa bulaşmasına sebep olan amillerin en önemlisi Çiçek aşısı, insanları çiçek hastalarındaki çiçek çıbanları gibi tehlikeli bir hastalıklarından cerahat, kabuk ve döküntüden koruyan en şifalı bir aşıdır tüleridir.
Çiçek virüsü oldukça dayanıklıdır. Soğukta uzun müddet canlılığını muhafaza eder.
Anasının kanımda olan çocuktan, eğer yaşayabilirse, yüz elli yaşındaki ihtiyara kadar her yaştaki insanlar, bağışıklık*ları yoksa çiçeğe tutulabilirler. Kimseyi affetmeyen bir hasta*lıktır.
Bağışıklık ancak hastalığı geçirmekle veya çiçek aşısı ile aşılanmak suretiyle hâsıl olur.
Bulaşma kaynağı çiçek hastalığına tutulmuş hastalardır. Hastaların ağız ve boğazlarında bulunan çiçek yaralarındaki mikroplar, öksürük ve aksırıklar sırasında fırlayan tükürük damlacıkları ile etrafa saçıldıkları gibi, deri üstündeki çıban*ların cerahat ve döküntüleri de bulaşmaya sebep olurlar.
Çiçek virüsü dayanıklı olduğu için hastanın çamaşırları, yatak ve yemek takımları, ev eşyası, meskenler, hasta taşıyan taşıtlar, temizlenmedikleri takdirde, bulaşmada rol oynayabi*lirler.
Çiçek bulaşmasında kara sineklerin de büyük önemi var*dır. Bu pis mahlûklar her tarafta dolaşırlar. Çiçekli hastaların vücutlarına konarak oralardan aldıkları çiçek virüsünü uzak mesafelere kadar taşıyıp başkalarına da kolaylıkla bulaştıra*bilirler.
Birbiriyle münasebeti yokmuş gibi görünen ve birbirin*den uzak mesafelerde ortaya çıkan çiçek vakalarında karasi*neklerin büyük rolü mevcuttur.
Çiçek virüsü sağlam insanın derisi veya burun, boğaz mu*hat gışaları üzerindeki ufak sıyrık ve yaralardan içeriye gir*mek suretiyle hastalığı hâsıl eder. Virüsü havi tozların tenef*füsü hastalığı kolaylıkla bulaştırır.]]>false2009-10-26T23:37:28Z2009-10-26T23:37:28Zhttps://eylulforum.com/konu-cicek-hastaligi-nedir
Çiçek pek eski zamanlardan beri dünya üstünde geniş sal*gınlar yaparak insanların gözünü korkutmuş olan bulaşıcı hastalıklardan birisidir.
Aşının icadından ve korunma tedbirlerinin anlaşılmasın*dan sonra salgınlar durmuş, hastalığın ortaya çıkması çok nâdir bir hale gelmiştir.]]>false