https://eylulforum.com/
Sat, 22 Feb 2025 23:09:30 +0000MyBB
https://eylulforum.com/konu-domuz-gribi-2009-h1n1
Tue, 27 Oct 2009 12:42:07 +0200https://eylulforum.com/konu-domuz-gribi-2009-h1n1 ''Domuz Gribi 2009 H1N1''
Domuz Gribi insanlarda hastalık yaratan yeni bir influenza virüsüdür. 2009 H1N1 olarak adlandırılan virüs ilk defa Mart 2009’da Meksika’da ortaya çıkmış ve her yıl geçirdiğimiz mevsimsel grip gibi insandan insana bulaşarak dünyaya yayılmıştır. 11 Haziran 2009 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, 2009 H1N1 pandemisinin (dünya çapında salgın) başladığını açıklamıştır.
Neden önce "Domuz Gribi" adı kullanıldı?
ilk olarak, 2009 H1N1’in Kuzey Amerika’da yalnızca domuzlarda enfeksiyon yapan influenza virüsüne benzediği düşünülmüştür. Daha sonra genetik yapısının karmaşık olduğu, domuz, kuş ve insanlara özgü influenza virüslerinin genlerinin bir karışımından oluştuğu belirlenmiştir.
Bulaşma yolları nelerdir?
2009 H1N1, mevsimsel griple aynı yollarla bulaşmaktadır. Hapşırma veya öksürme ile virüs insandan insana geçmektedir. Virüs, kimi zaman bulaştığı yüzey ve cisimlerin ellenmesi ve daha sonra da ellerin ağız, burun ve gözlere sürülmesiyle de bulaşır.
2009 H1N1’in belirti ve bulguları nelerdir?
Belirtileri; ateş, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, vücut ağrıları, baş ağrısı, ürpertiler ve yorgunluktur. Enfeksiyonu geçiren insanların önemli bir bölümü, bulantı ve ishal şikayetlerinin olduğunu belirtmişlerdir.
2009 H1N1 enfeksiyonunun ağırlık derecesi nedir?
2009 H1N1 hafif bir enfeksiyondan çok ağır, hatta ölümcül sorunlara kadar değişen enfeksiyona neden olabilmektedir. Mevsimsel grip daha çok ileri yaştaki bireylerde sorun oluştururken, 2009 H1N1’in ağır seyrettiği bazı özel gruplar belirlenmiştir. Bu gruplar ; dört yaşından küçük çocuklar, gebeler, lohusalar, obez (şişman) bireyler ve kronik sağlık sorunları (şeker, kanser, böbrek yetmezliği) olan çocuk ve erişkinlerdir.
60 yaşından büyük erişkinlerin çoğunda, daha önceki yıllarda geçirdikleri enfeksiyonlar nedeniyle, 2009 H1N1’e karşı belirli ölçüde bağışıklık bulunmaktadır.
Hastalar virüsü ne süreyle bulaştırabilirler?
2009 H1N1 ile hastalanan bireyler, belirtiler başlamadan bir gün önce virüsü bulaştırmaya başlar. Bulaşıcılık 5-7 gün devam eder.
Çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler virüsü daha uzun süreler bulaştırmayı sürdürürler.
2009 H1N1’e karşı kendimi nasıl koruyabilirim?
Bazı genel önlemlere uymanız sadece sizi değil, sevdiklerinizi ve toplumu da bu virüsten koruyabilir.
• Öksürüp hapşırırken bir kağıt mendille burnunuzu, ağzınızı örtün ve kağıdı hemen çöpe atın. Kağıdınız yoksa dirseğiniz ile ağız ve burnunuzu kapatın.
• Özellikle öksürüp hapşırdıktan sonra elinizi sabun ve su ile yıkayın. Alkol bazlı solüsyonlar da etkili olabilir.
• Ellerinizi gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza sürmekten kaçının.
• Hasta bireylerle yakın temastan kaçının.
• Eğer hastalık belirtileri ve bulguları varsa, sağlık yardımı almak dışında, evden çıkmayın.
2009 H1N1 ile hastalanırsam neler yapmalıyım?
Evden çıkmamaya ek olarak, dinlenmek, bol sıvı tüketmek, sağlıklı beslenmek ve sigara içmemek temel sağlık önlemleridir. Bazı özel durumlar dışında, şu anda tüm 2009 H1N1 hastasına virus ilaçları vermek gerekmemektedir. Virüs, antibiyotiklerden etkilenmediği için antibiyotik alınmamalıdır. Özellikle çocuklarda ateş düşürücü olarak aspirin kullanılması zararlı olabilir. Ateş düşürücü olarak parasetamol kullanılmalıdır.
Hastalığın ağır seyrettiğine dair belirti ve bulguları kendim fark edebilir miyim?
Çocuklarda: Sık ve zor nefes almak, gri-mavi cilt rengi, yeterli sıvı alamaması, sürekli kusma, uyandırma ve iletişim zorluğu, çocuğun kucak istemeyecek kadar huzursuz olması, önce geçen ama sonra tekrarlayan ve kötüleşen belirtiler.
Erişkinlerde: Sık ve zor nefes almak, göğüste ve karnın üst kısmında ağrı, ani sersemlik hissi ve zihin karışıklığı, sürekli kusma, önce geçen ama sonra tekrarlayan ve kötüleşen belirtiler.
Mevsimel grip aşısının 2009 H1N1’e karşı koruyuculuğu var mı?
Her yıl düzenli aşı olmuş olsanız bile, mevsimsel grip aşılarının 2009 H1N1’e karşı koruyuculuğu yoktur. Öte yandan mevsimsel grip en az 2009 H1N1 kadar tehlikeli bir enfeksiyona neden olmaktadır. Ayrıca mevsimsel gripten aşıyla korunan bireylerde, grip belirtileri ortaya çıkınca 2009 H1N1’den şüphelenmek daha kolay olacaktır.
2009 H1N1 aşısı var mı, kimler aşı olmalı?
2009 H1N1 enfeksiyonu ortaya çıktığından bu yana başlatılan uluslararası çabalar sayesinde 2009 H1N1 aşısı üretilmiş ve denenmiştir. Yeterli bağışıklık sağlayan aşının başlıca yan etkileri kolda ağrı, şişlik ve başağrısıdır. Aşı, Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemize getirilecektir. Kasım 2009 başında kullanıma girmesi beklenmektedir. Aşılanacak grupların başında, altı ay ile dört yaş arasındaki çocuklar, gebeler, lohusalar, sağlık çalışanları, bebek ve çocuklara bakım verenler, acil ve önemli hizmetleri yürütenler, hacı adayları ve kronik sağlık sorunları olan bireyler yer alacaktır.]]> ''Domuz Gribi 2009 H1N1''
Domuz Gribi insanlarda hastalık yaratan yeni bir influenza virüsüdür. 2009 H1N1 olarak adlandırılan virüs ilk defa Mart 2009’da Meksika’da ortaya çıkmış ve her yıl geçirdiğimiz mevsimsel grip gibi insandan insana bulaşarak dünyaya yayılmıştır. 11 Haziran 2009 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, 2009 H1N1 pandemisinin (dünya çapında salgın) başladığını açıklamıştır.
Neden önce "Domuz Gribi" adı kullanıldı?
ilk olarak, 2009 H1N1’in Kuzey Amerika’da yalnızca domuzlarda enfeksiyon yapan influenza virüsüne benzediği düşünülmüştür. Daha sonra genetik yapısının karmaşık olduğu, domuz, kuş ve insanlara özgü influenza virüslerinin genlerinin bir karışımından oluştuğu belirlenmiştir.
Bulaşma yolları nelerdir?
2009 H1N1, mevsimsel griple aynı yollarla bulaşmaktadır. Hapşırma veya öksürme ile virüs insandan insana geçmektedir. Virüs, kimi zaman bulaştığı yüzey ve cisimlerin ellenmesi ve daha sonra da ellerin ağız, burun ve gözlere sürülmesiyle de bulaşır.
2009 H1N1’in belirti ve bulguları nelerdir?
Belirtileri; ateş, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, vücut ağrıları, baş ağrısı, ürpertiler ve yorgunluktur. Enfeksiyonu geçiren insanların önemli bir bölümü, bulantı ve ishal şikayetlerinin olduğunu belirtmişlerdir.
2009 H1N1 enfeksiyonunun ağırlık derecesi nedir?
2009 H1N1 hafif bir enfeksiyondan çok ağır, hatta ölümcül sorunlara kadar değişen enfeksiyona neden olabilmektedir. Mevsimsel grip daha çok ileri yaştaki bireylerde sorun oluştururken, 2009 H1N1’in ağır seyrettiği bazı özel gruplar belirlenmiştir. Bu gruplar ; dört yaşından küçük çocuklar, gebeler, lohusalar, obez (şişman) bireyler ve kronik sağlık sorunları (şeker, kanser, böbrek yetmezliği) olan çocuk ve erişkinlerdir.
60 yaşından büyük erişkinlerin çoğunda, daha önceki yıllarda geçirdikleri enfeksiyonlar nedeniyle, 2009 H1N1’e karşı belirli ölçüde bağışıklık bulunmaktadır.
Hastalar virüsü ne süreyle bulaştırabilirler?
2009 H1N1 ile hastalanan bireyler, belirtiler başlamadan bir gün önce virüsü bulaştırmaya başlar. Bulaşıcılık 5-7 gün devam eder.
Çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler virüsü daha uzun süreler bulaştırmayı sürdürürler.
2009 H1N1’e karşı kendimi nasıl koruyabilirim?
Bazı genel önlemlere uymanız sadece sizi değil, sevdiklerinizi ve toplumu da bu virüsten koruyabilir.
• Öksürüp hapşırırken bir kağıt mendille burnunuzu, ağzınızı örtün ve kağıdı hemen çöpe atın. Kağıdınız yoksa dirseğiniz ile ağız ve burnunuzu kapatın.
• Özellikle öksürüp hapşırdıktan sonra elinizi sabun ve su ile yıkayın. Alkol bazlı solüsyonlar da etkili olabilir.
• Ellerinizi gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza sürmekten kaçının.
• Hasta bireylerle yakın temastan kaçının.
• Eğer hastalık belirtileri ve bulguları varsa, sağlık yardımı almak dışında, evden çıkmayın.
2009 H1N1 ile hastalanırsam neler yapmalıyım?
Evden çıkmamaya ek olarak, dinlenmek, bol sıvı tüketmek, sağlıklı beslenmek ve sigara içmemek temel sağlık önlemleridir. Bazı özel durumlar dışında, şu anda tüm 2009 H1N1 hastasına virus ilaçları vermek gerekmemektedir. Virüs, antibiyotiklerden etkilenmediği için antibiyotik alınmamalıdır. Özellikle çocuklarda ateş düşürücü olarak aspirin kullanılması zararlı olabilir. Ateş düşürücü olarak parasetamol kullanılmalıdır.
Hastalığın ağır seyrettiğine dair belirti ve bulguları kendim fark edebilir miyim?
Çocuklarda: Sık ve zor nefes almak, gri-mavi cilt rengi, yeterli sıvı alamaması, sürekli kusma, uyandırma ve iletişim zorluğu, çocuğun kucak istemeyecek kadar huzursuz olması, önce geçen ama sonra tekrarlayan ve kötüleşen belirtiler.
Erişkinlerde: Sık ve zor nefes almak, göğüste ve karnın üst kısmında ağrı, ani sersemlik hissi ve zihin karışıklığı, sürekli kusma, önce geçen ama sonra tekrarlayan ve kötüleşen belirtiler.
Mevsimel grip aşısının 2009 H1N1’e karşı koruyuculuğu var mı?
Her yıl düzenli aşı olmuş olsanız bile, mevsimsel grip aşılarının 2009 H1N1’e karşı koruyuculuğu yoktur. Öte yandan mevsimsel grip en az 2009 H1N1 kadar tehlikeli bir enfeksiyona neden olmaktadır. Ayrıca mevsimsel gripten aşıyla korunan bireylerde, grip belirtileri ortaya çıkınca 2009 H1N1’den şüphelenmek daha kolay olacaktır.
2009 H1N1 aşısı var mı, kimler aşı olmalı?
2009 H1N1 enfeksiyonu ortaya çıktığından bu yana başlatılan uluslararası çabalar sayesinde 2009 H1N1 aşısı üretilmiş ve denenmiştir. Yeterli bağışıklık sağlayan aşının başlıca yan etkileri kolda ağrı, şişlik ve başağrısıdır. Aşı, Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemize getirilecektir. Kasım 2009 başında kullanıma girmesi beklenmektedir. Aşılanacak grupların başında, altı ay ile dört yaş arasındaki çocuklar, gebeler, lohusalar, sağlık çalışanları, bebek ve çocuklara bakım verenler, acil ve önemli hizmetleri yürütenler, hacı adayları ve kronik sağlık sorunları olan bireyler yer alacaktır.]]>
https://eylulforum.com/konu-gribe-faydali-besinler
Tue, 27 Oct 2009 01:20:29 +0200https://eylulforum.com/konu-gribe-faydali-besinler
Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.
Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.
Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.
Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.]]>
Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.
Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.
Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.
Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.]]>
https://eylulforum.com/konu-alerjik-rinit-alerjik-nezle
Fri, 23 Oct 2009 18:40:41 +0300https://eylulforum.com/konu-alerjik-rinit-alerjik-nezle
Allerjenler: Alerjiye neden olan allerjenler solunum yolu veya besinlerle ağızdan alınabilir. En sık rastlanan alerjenler; polenler, otlar, ev tozu akar (mite), hava kirliliği nedeniyle havada bulunan kimyasal maddeler, hayvanların tüyleri ve besin yoluyla alınan alerjenlerdir.
Bulgular: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntı ve hapşırık en sık bulgulardandır. Ayrıca gözlerde kaşıntı ve sulanma ve burun dokularının şişmesine bağlı baş ve yüz ağrısı da çoğunlukla bulunur.
Tanı: Tam bir KBB muayenesi yapılarak özellikle burun dokularının durumu gözlenir. Burnun endoskopik muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Alerjik rinit düşünülen hastalarda ileri tetkiklere geçilir.
Testler: Alerjik rinit tanısında en önemli test deri testidir. Bu testte hastanın cildine bilinen alerjik maddelerden küçük dozlarda verilerek bunlara karşı bir aşırı reaksiyon olup olmadığı gözlenir. Yaklaşık 30 dakika süren bir işlemdir. Bunun dışında kandaki immünglobulin düzeyinin ölçülmesi de bir fikir verebilir.Allerji Deri testi için randevu alabilirsiniz.
Tedavi: Öncelikle alerji oluşturan alerjenle temasın kesilmesi için çevre değişiklikleri ve temizlikleri yapılmalıdır. Özellikle en sık rastlanan ve yıl boyu şikayetlere yol açan akarlarla mücadele gerekir. Bu amaçla yatak odasında tüylü ve yünlü eşyalar kaldırılmalı, özel vakumlu süpürgeler ve akarları yok eden özel deterjanlarla temizlik yapılmalıdır.
Tedavide kullanılan ilaçlar alerjik reaksiyonun önlenmesine veya baskılanmasına yöneliktir. Alerjik rinitte son yıllarda kullanılan steroidli burun spreyleriyle oldukça iyi sonuçlar alınmakta ve uzun süreli kullanılabilmektedir.
Bir diğer yöntem ise aşı tedavisi olarak bilinen immünoterapidir. Tek allerjenin neden olduğu ve reaksiyonun güçlü olduğu durumlarda tedavinin başarı şansı daha yüksektir. Ancak başarı oranının her vakada beklenen düzeyde olmaması; uzun, zahmetli ve maliyetli bir yöntem olması nedeniyle tedavide ilk tercih değildir.
Cerrahi tedavi: Alerjik rinitli hastalarda yapılan cerrahi tedaviler genellikle bulguları azaltmaya (septum deviasyonu ve konka hipertrofisinin düzeltilmesi) veya birlikte olan diğer problemlerin (sinüzit, burun polipleri gibi) düzeltilmesine yöneliktir. Bu problemlerin düzeltilmesi hem şikayetleri azaltacak hem de verilen ilaçların burun içinde daha etkili olmasını sağlayacaktır.]]>
Allerjenler: Alerjiye neden olan allerjenler solunum yolu veya besinlerle ağızdan alınabilir. En sık rastlanan alerjenler; polenler, otlar, ev tozu akar (mite), hava kirliliği nedeniyle havada bulunan kimyasal maddeler, hayvanların tüyleri ve besin yoluyla alınan alerjenlerdir.
Bulgular: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntı ve hapşırık en sık bulgulardandır. Ayrıca gözlerde kaşıntı ve sulanma ve burun dokularının şişmesine bağlı baş ve yüz ağrısı da çoğunlukla bulunur.
Tanı: Tam bir KBB muayenesi yapılarak özellikle burun dokularının durumu gözlenir. Burnun endoskopik muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Alerjik rinit düşünülen hastalarda ileri tetkiklere geçilir.
Testler: Alerjik rinit tanısında en önemli test deri testidir. Bu testte hastanın cildine bilinen alerjik maddelerden küçük dozlarda verilerek bunlara karşı bir aşırı reaksiyon olup olmadığı gözlenir. Yaklaşık 30 dakika süren bir işlemdir. Bunun dışında kandaki immünglobulin düzeyinin ölçülmesi de bir fikir verebilir.Allerji Deri testi için randevu alabilirsiniz.
Tedavi: Öncelikle alerji oluşturan alerjenle temasın kesilmesi için çevre değişiklikleri ve temizlikleri yapılmalıdır. Özellikle en sık rastlanan ve yıl boyu şikayetlere yol açan akarlarla mücadele gerekir. Bu amaçla yatak odasında tüylü ve yünlü eşyalar kaldırılmalı, özel vakumlu süpürgeler ve akarları yok eden özel deterjanlarla temizlik yapılmalıdır.
Tedavide kullanılan ilaçlar alerjik reaksiyonun önlenmesine veya baskılanmasına yöneliktir. Alerjik rinitte son yıllarda kullanılan steroidli burun spreyleriyle oldukça iyi sonuçlar alınmakta ve uzun süreli kullanılabilmektedir.
Bir diğer yöntem ise aşı tedavisi olarak bilinen immünoterapidir. Tek allerjenin neden olduğu ve reaksiyonun güçlü olduğu durumlarda tedavinin başarı şansı daha yüksektir. Ancak başarı oranının her vakada beklenen düzeyde olmaması; uzun, zahmetli ve maliyetli bir yöntem olması nedeniyle tedavide ilk tercih değildir.
Cerrahi tedavi: Alerjik rinitli hastalarda yapılan cerrahi tedaviler genellikle bulguları azaltmaya (septum deviasyonu ve konka hipertrofisinin düzeltilmesi) veya birlikte olan diğer problemlerin (sinüzit, burun polipleri gibi) düzeltilmesine yöneliktir. Bu problemlerin düzeltilmesi hem şikayetleri azaltacak hem de verilen ilaçların burun içinde daha etkili olmasını sağlayacaktır.]]>