takipçi satın al

instagram takipçi hilesi

takipçi

izmir escort escort izmir izmir escort bayanlar urlexpander.edu.pl dnswhois.edu.pl createaform.com obio.link muzikindirdinle.com izlexl.com downloadbu.com xcryptotrack.com scriptsnulled.net istanbul escort istanbul escort

<![CDATA[Eylül Forum | Hayat Paylaşınca Güzel - Bunları Biliyormusunuz ?]]> https://eylulforum.com/ Wed, 02 Apr 2025 00:58:26 +0000 MyBB <![CDATA[inç En ve Boy Ölçüleri]]> https://eylulforum.com/konu-inc-en-ve-boy-olculeri Sat, 25 Nov 2017 17:07:03 +0300 https://eylulforum.com/konu-inc-en-ve-boy-olculeri 1 inç kaç cm 'dir ? 1 inç = 2.54 cm hesaplanır. İnç uzunluğu hesaplanırken köşeden köşeye olan uzunluk değeri verilir. Fakat bizler hesap yaparken köşeden köşeyi tuturmamız gerçekçi olmamaktadır. Bunun için yükseklik ve genişlik bilgilerine ihtiyacımız vardır. Bu ölçüler ekran oranına göre bulabiliriz.

  Tv ve monitörlerin geniş ekran ve kare olmak üzere iki çeşit tipte ekran tipleri vardır. Genelde Kare Ekran 4/3 oranında, Geniş Ekran 16/9 (Dikdörtgen) oranında olmaktadır. Tabi bunlar çeşitleri vardır biz sık kullanılan bu ikisini dikkate alacağız. Aşağıda sık kullanılan inç boyutlarının, ekran en ve boy uzunlukları paylaşılmıştır.
 


16/9 Dikdörtgen Ekran En ve Boy Ölçüleri

17 inç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 43,18 cm
Genişlik: 37,63 cm
Yükseklik: 21,17 cm

19 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 48,26 cm
Genişlik: 42,06 cm
Yükseklik: 23,66 cm

22 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 55,88 cm
Genişlik: 48,7 cm
Yükseklik: 27,4 cm

24 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 60,96 cm
Genişlik: 53,13 cm
Yükseklik: 29,89 cm

28 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 71,12 cm
Genişlik: 61,99 cm
Yükseklik: 34,87 cm

32 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 81,28 cm
Genişlik: 70,84 cm
Yükseklik: 39,85 cm

40 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 101,6 cm
Genişlik: 88,55 cm
Yükseklik: 49,81 cm

42 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 106,68 cm
Genişlik: 92,98 cm
Yükseklik: 52,3 cm

48 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 121,92 cm
Genişlik: 106,26 cm
Yükseklik: 59,77 cm]]>
1 inç kaç cm 'dir ? 1 inç = 2.54 cm hesaplanır. İnç uzunluğu hesaplanırken köşeden köşeye olan uzunluk değeri verilir. Fakat bizler hesap yaparken köşeden köşeyi tuturmamız gerçekçi olmamaktadır. Bunun için yükseklik ve genişlik bilgilerine ihtiyacımız vardır. Bu ölçüler ekran oranına göre bulabiliriz.

  Tv ve monitörlerin geniş ekran ve kare olmak üzere iki çeşit tipte ekran tipleri vardır. Genelde Kare Ekran 4/3 oranında, Geniş Ekran 16/9 (Dikdörtgen) oranında olmaktadır. Tabi bunlar çeşitleri vardır biz sık kullanılan bu ikisini dikkate alacağız. Aşağıda sık kullanılan inç boyutlarının, ekran en ve boy uzunlukları paylaşılmıştır.
 


16/9 Dikdörtgen Ekran En ve Boy Ölçüleri

17 inç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 43,18 cm
Genişlik: 37,63 cm
Yükseklik: 21,17 cm

19 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 48,26 cm
Genişlik: 42,06 cm
Yükseklik: 23,66 cm

22 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 55,88 cm
Genişlik: 48,7 cm
Yükseklik: 27,4 cm

24 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 60,96 cm
Genişlik: 53,13 cm
Yükseklik: 29,89 cm

28 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 71,12 cm
Genişlik: 61,99 cm
Yükseklik: 34,87 cm

32 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 81,28 cm
Genişlik: 70,84 cm
Yükseklik: 39,85 cm

40 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 101,6 cm
Genişlik: 88,55 cm
Yükseklik: 49,81 cm

42 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 106,68 cm
Genişlik: 92,98 cm
Yükseklik: 52,3 cm

48 İnç en ve boy ölçüleri
Köşeden Köşeye: 121,92 cm
Genişlik: 106,26 cm
Yükseklik: 59,77 cm]]>
<![CDATA[Gitti Gidiyor Kazananlar Kulübü]]> https://eylulforum.com/konu-gitti-gidiyor-kazananlar-kulubu Sun, 17 Sep 2017 21:03:00 +0300 https://eylulforum.com/konu-gitti-gidiyor-kazananlar-kulubu Gitti Gidiyor Kazananlar Kulübü Hakkında Bilmeniz Gerekenler

1. Gitti Gidiyor Kazananlar Kulübü Nedir ?
Gittigidiyor Kazananlar Kulübü Gittigidiyor'un belirli sıklıkta ve tutarda alışveriş yapan müşterilerine özel sunduğu bir ayrıcalıklar programıdır.
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'nün ayrıcalıklarla dolu dünyasına katılanlar, kişiye özel indirimlerden, kampanyalardan ve indirimli ürünlerden yararlanabilir, Müşteri Hizmetleri'nden telefon ve canlı görüşme ile öncelikli hizmet alabilirler.

2. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne nasıl katılabilirim ?
GittiGidiyor üyeliğinizle, içinde bulunduğumuz günü baz alarak geriye dönük son bir yıl içerisinde üç farklı zamanda toplam 500 TL veya üzeri sipariş vermenizin ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamanızın ardından ertesi gün dahil olabilirsiniz.

3. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne katıldıktan sonra ayrıcalıklarından ne zamana kadar yararlanabilirim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne katılım tarihinizden sonraki bir yıl boyunca size sunulan ayrıcalıklardan faydalanabilirsiniz.

4. Üyelik durumumu nasıl kontrol edebilirim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'nde olup olmadığınızı, üye girişi yaparak bu sayfadan kontrol edebilirsiniz. Son bir yıl içerisinde 3 ayrı siparişte* toplam 500 TL ve üzeri siparişinizine onay vererek GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olabilirsiniz.
*GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olabilmek için geriye dönük olarak son bir yıl içerisinde en az 3 ayrı sepette sipariş vermeniz gerekmektedir.

5. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanmaya nasıl devam ederim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olduktan sonraki bir yıl içerisinde, GittiGidiyor üyeliğinizle, üç farklı zamanda toplam 500 TL veya üzeri sipariş vermeniz ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamanız gerekmektedir. Böylece son alışverişinize onay vermenizin ardından ertesi gün Gittigidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olur ve GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından bir yıl boyunca faydalanmaya başlayabilirsiniz.

6. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesiyim Müşteri Hizmetleri'ne nasıl ulaşırım?
Kargo süreci, kampanyalar, sistemsel sorunlar, satış araçları, satış öncesi süreçler gibi konularda GittiGidiyor çağrı merkezine ulaşabilir ya da müşteri temsilcilerimizle canlı yardım yoluyla görüşebilirsiniz. Bunun için Müşteri Hizmetleri sayfasında destek almak istediğiniz başlığı seçin. Size çağrı merkezimizin telefon numarası ve müşteri temsilcisine bağlanmanız için kod numarası verilecektir. Kod numarasını kullanarak müşteri temsilcimize kolayca ulaşabilirsiniz.
Dilerseniz Müşteri Hizmetleri sayfamızdaki canlı yardım seçeneğini kullanarak müşteri temsilcimizle canlı görüşme yapabilirsiniz.
Canlı yardım ve telefon destek hizmetini haftasonu ve resmi tatiller haricinde 09:00 - 00:00 saatleri arasında alabilirsiniz.
Canlı Yardım ve telefon destek hizmeti olmayan yardım kategorilerinde ise 7/24 mesaj yoluyla müşteri temsilcilerimizden destek alabilirsiniz.

7. Bana özel indirimli ürünlere nasıl ulaşabilirim?
Günün Fırsatı bölümünde veya GittiGidiyor'daki GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyelerine özel indirimli ürünler ikonuyla gösterilmektedir.

8. Tek seferde 500 TL ve üzeri sipariş verirsem GittiGidiyor Kazananlar Kulübü 'ne katılabilir miyim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanmanız için üç farklı sepette toplam 500 TL veya üzeri sipariş* vermeniz ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamalısınız. Tek seferde 500 TL ve üzeri alışveriş yapmanız durumunda, GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olmanız için iki farklı zamanda daha GittiGidiyor üyeliğinizle alışveriş yapmanız gerekmektedir.
*Satın almayı düşündüğünüz ürün veya ürünleri alışveriş sepetinize ekleyip ve ödeme işlemini tamamladığınızda işleminiz bir (1) sipariş olarak değerlendirilecektir.

9. Bir yıl içinde 3 farklı zamanda, toplam 250 TL'lik sipariş verdim ve siparişlerimi onaylarak alışverişlerimi tamamladım. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olabilir miyim?
Siparişlerinizin toplam tutarı 500 TL ve üzeri olması gerekmektedir. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olmanız için en az 250 TL'lik sipariş daha vermeniz ve ödeme onayı vererek alışverişinizi tamamlamalısınız.
Örneğin 1 Ocak 2017 tarihinde 250 TL değerinde bir alışveriş yaptınız. 1 Ocak 2018 tarihine kadar 2 farklı sepette toplam 250 TL ve üzeri alışveriş yaparak işleminize onay vermeniz gerekmektedir. En son siparişe verdiğiniz onayın ardından bir yıl boyunca GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanabilirsiniz.

10. Kurumsal üyeyim, GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olabilir miyim?
GittiGidiyor'un kurumsal üyeleri GittiGidiyor Kazananlar Kulübü programına dahil değildir.]]>
Gitti Gidiyor Kazananlar Kulübü Hakkında Bilmeniz Gerekenler

1. Gitti Gidiyor Kazananlar Kulübü Nedir ?
Gittigidiyor Kazananlar Kulübü Gittigidiyor'un belirli sıklıkta ve tutarda alışveriş yapan müşterilerine özel sunduğu bir ayrıcalıklar programıdır.
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'nün ayrıcalıklarla dolu dünyasına katılanlar, kişiye özel indirimlerden, kampanyalardan ve indirimli ürünlerden yararlanabilir, Müşteri Hizmetleri'nden telefon ve canlı görüşme ile öncelikli hizmet alabilirler.

2. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne nasıl katılabilirim ?
GittiGidiyor üyeliğinizle, içinde bulunduğumuz günü baz alarak geriye dönük son bir yıl içerisinde üç farklı zamanda toplam 500 TL veya üzeri sipariş vermenizin ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamanızın ardından ertesi gün dahil olabilirsiniz.

3. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne katıldıktan sonra ayrıcalıklarından ne zamana kadar yararlanabilirim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne katılım tarihinizden sonraki bir yıl boyunca size sunulan ayrıcalıklardan faydalanabilirsiniz.

4. Üyelik durumumu nasıl kontrol edebilirim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'nde olup olmadığınızı, üye girişi yaparak bu sayfadan kontrol edebilirsiniz. Son bir yıl içerisinde 3 ayrı siparişte* toplam 500 TL ve üzeri siparişinizine onay vererek GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olabilirsiniz.
*GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olabilmek için geriye dönük olarak son bir yıl içerisinde en az 3 ayrı sepette sipariş vermeniz gerekmektedir.

5. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanmaya nasıl devam ederim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olduktan sonraki bir yıl içerisinde, GittiGidiyor üyeliğinizle, üç farklı zamanda toplam 500 TL veya üzeri sipariş vermeniz ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamanız gerekmektedir. Böylece son alışverişinize onay vermenizin ardından ertesi gün Gittigidiyor Kazananlar Kulübü'ne dahil olur ve GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından bir yıl boyunca faydalanmaya başlayabilirsiniz.

6. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesiyim Müşteri Hizmetleri'ne nasıl ulaşırım?
Kargo süreci, kampanyalar, sistemsel sorunlar, satış araçları, satış öncesi süreçler gibi konularda GittiGidiyor çağrı merkezine ulaşabilir ya da müşteri temsilcilerimizle canlı yardım yoluyla görüşebilirsiniz. Bunun için Müşteri Hizmetleri sayfasında destek almak istediğiniz başlığı seçin. Size çağrı merkezimizin telefon numarası ve müşteri temsilcisine bağlanmanız için kod numarası verilecektir. Kod numarasını kullanarak müşteri temsilcimize kolayca ulaşabilirsiniz.
Dilerseniz Müşteri Hizmetleri sayfamızdaki canlı yardım seçeneğini kullanarak müşteri temsilcimizle canlı görüşme yapabilirsiniz.
Canlı yardım ve telefon destek hizmetini haftasonu ve resmi tatiller haricinde 09:00 - 00:00 saatleri arasında alabilirsiniz.
Canlı Yardım ve telefon destek hizmeti olmayan yardım kategorilerinde ise 7/24 mesaj yoluyla müşteri temsilcilerimizden destek alabilirsiniz.

7. Bana özel indirimli ürünlere nasıl ulaşabilirim?
Günün Fırsatı bölümünde veya GittiGidiyor'daki GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyelerine özel indirimli ürünler ikonuyla gösterilmektedir.

8. Tek seferde 500 TL ve üzeri sipariş verirsem GittiGidiyor Kazananlar Kulübü 'ne katılabilir miyim?
GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanmanız için üç farklı sepette toplam 500 TL veya üzeri sipariş* vermeniz ve siparişlerinize onay vererek alışverişlerinizi başarıyla tamamlamalısınız. Tek seferde 500 TL ve üzeri alışveriş yapmanız durumunda, GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olmanız için iki farklı zamanda daha GittiGidiyor üyeliğinizle alışveriş yapmanız gerekmektedir.
*Satın almayı düşündüğünüz ürün veya ürünleri alışveriş sepetinize ekleyip ve ödeme işlemini tamamladığınızda işleminiz bir (1) sipariş olarak değerlendirilecektir.

9. Bir yıl içinde 3 farklı zamanda, toplam 250 TL'lik sipariş verdim ve siparişlerimi onaylarak alışverişlerimi tamamladım. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olabilir miyim?
Siparişlerinizin toplam tutarı 500 TL ve üzeri olması gerekmektedir. GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olmanız için en az 250 TL'lik sipariş daha vermeniz ve ödeme onayı vererek alışverişinizi tamamlamalısınız.
Örneğin 1 Ocak 2017 tarihinde 250 TL değerinde bir alışveriş yaptınız. 1 Ocak 2018 tarihine kadar 2 farklı sepette toplam 250 TL ve üzeri alışveriş yaparak işleminize onay vermeniz gerekmektedir. En son siparişe verdiğiniz onayın ardından bir yıl boyunca GittiGidiyor Kazananlar Kulübü ayrıcalıklarından yararlanabilirsiniz.

10. Kurumsal üyeyim, GittiGidiyor Kazananlar Kulübü üyesi olabilir miyim?
GittiGidiyor'un kurumsal üyeleri GittiGidiyor Kazananlar Kulübü programına dahil değildir.]]>
<![CDATA[Ariston Kombi 3 Yollu Vana Nasıl Takılır]]> https://eylulforum.com/konu-ariston-kombi-3-yollu-vana-nasil-takilir Sat, 15 Apr 2017 23:11:10 +0300 https://eylulforum.com/konu-ariston-kombi-3-yollu-vana-nasil-takilir Kombici 3 yollu vananın iç takımında sorun olduğunu söyledi. Fiyat sorduğumda 180 + 30 (servis ücreti) dedi. Bende sonra yaptırız dedim.
internetten parçanın aynısını buldum 55 TL sonra kombiciyi aradim bende 3 yollu vana taķım parçası var ne kadara takarsınız dedim. Aynı kombici sadece parcayı 100 TL takarız dedi. ... dedim içimden. Başka kombiciyi aradım 80TL , bir başka kombici 50 TL derken dahada aşağısını bulamadım.

Neyse kendim uğraşayım olmazsa kombici çağırırım dedim. Çok şükür video'daki gibi sorunsuz takabildim. 120 TL cepte kaldı :)

Detaylı Örnek Video Aşağıda Ariston Kombi 3 Yollu Vananın iç Takım Değişimi
https://youtu.be/0An31i8z-yE]]>
Kombici 3 yollu vananın iç takımında sorun olduğunu söyledi. Fiyat sorduğumda 180 + 30 (servis ücreti) dedi. Bende sonra yaptırız dedim.
internetten parçanın aynısını buldum 55 TL sonra kombiciyi aradim bende 3 yollu vana taķım parçası var ne kadara takarsınız dedim. Aynı kombici sadece parcayı 100 TL takarız dedi. ... dedim içimden. Başka kombiciyi aradım 80TL , bir başka kombici 50 TL derken dahada aşağısını bulamadım.

Neyse kendim uğraşayım olmazsa kombici çağırırım dedim. Çok şükür video'daki gibi sorunsuz takabildim. 120 TL cepte kaldı :)

Detaylı Örnek Video Aşağıda Ariston Kombi 3 Yollu Vananın iç Takım Değişimi
https://youtu.be/0An31i8z-yE]]>
<![CDATA[Papara Nedir, Hesap Açama, Para Yükleme, Para Gönderme]]> https://eylulforum.com/konu-papara-nedir-hesap-acama-para-yukleme-para-gonderme Fri, 13 Jan 2017 22:10:11 +0300 https://eylulforum.com/konu-papara-nedir-hesap-acama-para-yukleme-para-gonderme Papara Nedir ?
Türkiye'de paypal'ın yasaklanmasından sonra insanların beklediği hesap cüzdanı papara popüler olmaya başladı. Papara ile hem para çekebilir hemde para gönderebilirsiniz. internet'te alış-veriş yaparken kredi kartı kullanmanıza gerek kalmayacak. internet üzerinden birisi ile alış-veriş yaparken cüzdan numaranı vermen veya telefon numaranı vererek işlem yapabilirisniz. Size ait olan hesap cüzdanıyla dilediğin kadar yükle, hesabın kadar kullan. Hem PC hem mobil uygulaması bulunmaktadır. Şimdi sizlere bu videoda mobil uygulama üzerinden para yükleme işlemi nasıl yapılır onu göstereceğim.

Papara Hesabı Açama ?
www papara com sitesine girilir. Sağ üst köşede yer alan ' hesap oluştur ' butonuna basılır. Çıkan ekranda istenilen bilgiler girilir. E-mail adresiniz ve Cep telefonu numaranız doğrulanır. Bir şifre belirlenir ve ilk cüzdanınıza bir isim verilerek hesap oluşturulur. Hepsi bu kadar. Bir şubeye uğramanıza veya kurye beklemenize ihtiyaç bulunmaz.

Papara'ya Nasıl Para Yüklerim ?
Bireysel internet şubeniz içinde ' para yükleme ' butonuna tıklanır. Banka havalesi ile para yükleme seçeneği seçilir. EFT/Havale yapmak istediğiniz banka seçilir ve yüklemek istediğiniz tutar girilir. Devam ettiğinizde banka hesap bilgilerimiz ve EFT/Havale işleminizin açıklamasına yazmanız gereken bir referans kodu ile karşılaşırsınız. Bu referans kodu ile birlikte yüklemek istediğiniz tutarı gönderdiğinizde paranız dakikalar içinde Papara hesabınıza yüklenir. Unutmayın; güvenliğiniz için açıklamasına referans kodu yazılmayan transferler iade edilecektir.

Papara'ya nasıl para yükleyeceğinizi aşağıdaki video'yu izleyerek kolay bir şekilde öğrenebilirsiniz.





Aşağıdaki 4 Adımı Dikkate Alınız.
☆ Papara'da kayıtlı banka hesabınızla para yüklenecek banka hesabı aynı olmalı.
☆ En az 10 tl yükleme yapmalısınız.

☆ Papara'nın vermiş olduğu IBAN numarasına Havale yapabilirsiniz.
☆ Havale yaparken açıklama alanına, Papara'nın vermiş olduğu referans kodunu yazınız.]]>
Papara Nedir ?
Türkiye'de paypal'ın yasaklanmasından sonra insanların beklediği hesap cüzdanı papara popüler olmaya başladı. Papara ile hem para çekebilir hemde para gönderebilirsiniz. internet'te alış-veriş yaparken kredi kartı kullanmanıza gerek kalmayacak. internet üzerinden birisi ile alış-veriş yaparken cüzdan numaranı vermen veya telefon numaranı vererek işlem yapabilirisniz. Size ait olan hesap cüzdanıyla dilediğin kadar yükle, hesabın kadar kullan. Hem PC hem mobil uygulaması bulunmaktadır. Şimdi sizlere bu videoda mobil uygulama üzerinden para yükleme işlemi nasıl yapılır onu göstereceğim.

Papara Hesabı Açama ?
www papara com sitesine girilir. Sağ üst köşede yer alan ' hesap oluştur ' butonuna basılır. Çıkan ekranda istenilen bilgiler girilir. E-mail adresiniz ve Cep telefonu numaranız doğrulanır. Bir şifre belirlenir ve ilk cüzdanınıza bir isim verilerek hesap oluşturulur. Hepsi bu kadar. Bir şubeye uğramanıza veya kurye beklemenize ihtiyaç bulunmaz.

Papara'ya Nasıl Para Yüklerim ?
Bireysel internet şubeniz içinde ' para yükleme ' butonuna tıklanır. Banka havalesi ile para yükleme seçeneği seçilir. EFT/Havale yapmak istediğiniz banka seçilir ve yüklemek istediğiniz tutar girilir. Devam ettiğinizde banka hesap bilgilerimiz ve EFT/Havale işleminizin açıklamasına yazmanız gereken bir referans kodu ile karşılaşırsınız. Bu referans kodu ile birlikte yüklemek istediğiniz tutarı gönderdiğinizde paranız dakikalar içinde Papara hesabınıza yüklenir. Unutmayın; güvenliğiniz için açıklamasına referans kodu yazılmayan transferler iade edilecektir.

Papara'ya nasıl para yükleyeceğinizi aşağıdaki video'yu izleyerek kolay bir şekilde öğrenebilirsiniz.





Aşağıdaki 4 Adımı Dikkate Alınız.
☆ Papara'da kayıtlı banka hesabınızla para yüklenecek banka hesabı aynı olmalı.
☆ En az 10 tl yükleme yapmalısınız.

☆ Papara'nın vermiş olduğu IBAN numarasına Havale yapabilirsiniz.
☆ Havale yaparken açıklama alanına, Papara'nın vermiş olduğu referans kodunu yazınız.]]>
<![CDATA[En iyi Ceviz Çeşiti Hangisidir]]> https://eylulforum.com/konu-en-iyi-ceviz-cesiti-hangisidir Sat, 03 Dec 2016 01:38:25 +0300 https://eylulforum.com/konu-en-iyi-ceviz-cesiti-hangisidir Altay Cevizi
Ağaç boyu 5-6 metre uzunluğundadır. Sulamaya Mayıs'ta başlayıp Ağustos'ta bırakmak gerekir. Dikildikten sonra 3 yıl boyunca gübreleme ve sulama yapılması gerekmektedir. 3 yıl sonra fazla bakım ihtiyacı duymaz. ince kabuklu ve içi bütündür. Bir salkımda ortalama 15 adet ceviz olur. Yağ oranı %60'tır.

Bilecik Cevizi
Uzun ve yaygın bir ağaçtır. Geç donların görüldüğü yerlerde tavsiye edilir. Kıyı bölgeler dışında her bölgede yetişir. İnce kabuklu, dolgun olup kabuğundan kolay ayrılmaktadır. Yaklaşık 10-15 gr ağırlığında, yağ %70 ve protein %20 dir.

Chandler Cevizi
Yan dallarda meyve verme oranı %85 dir. Yaklaşık 9-14 gr ağırlığında ve içi dolgundur. Meyvesi ince kabuklu olup, az pürüzlü ve oval bir şekle sahiptir. 1000 metre rakımlı bölgelere kadar ekimi yapılabilen bir türdür. 7x7 , 8x8 ve 10x10 dikime uygun olan bir fidandır. Verimi en yüksek olan aşılı ceviz fidanı çeşidi olarak bilinir. Orjinal ismi Chandler ceviz olup, halk arasında Bodur ceviz, Çetlır ceviz, Çetnır ceviz, Çetler ceviz olarak ta bilinmektedir.

Fernette Cevizi
Kabuktan kolay ayrılır. 13-15 gr ağırlığında verimli bir ceviz türüdür.

Gürcistan Cevizi
Bodur bir ağaçtır. Yan dallarda meyve verme oranı %85 dir. Yaklaşık 9-12 gr ağırlığında ve içi dolgundur.

Kaman Cevizi
Diğer ceviz türlerine göre soğuk ve zararlı maddelere göre dayanıkldır. Verimi yüksek ve diğer yıllarda verim düşüklüğü pek görülmez. ince kabuklu, 8 gr ağırlığında , yağ %63 , protein %24

Pedro Cevizi
Soğuğa dayanılklı bir cevizdir. Verimi yüksek ve her yıl sabit oranlarda verim yapar. 8 gr ağırlığında , yağ %64 , protein %23

Şebin Cevizi
Sıkı dallı ve çok verimlidir. Yan dallarda %40 oranında meyve oluşur. Yumurta şeklinde meyvesi vardır. 9 gr ağırlığında, yağ %67 ve protein %17

Ceviz Çeşitleri ve Tozlanmaları

Ekilecek Fidan - Tozlayıcı Fidan
Chandler:  Franguette, Cisco
Pedro: Franguette, Cisco
Fernor: Fernette, Franguette
Hartley: Franguette, Amigo
Payne: Chandler, Hartley, Chico
Serr: Chico, Vina, Chandler
Lara: Fernor, Fernette
Fernette: Fernor
Yalova-1: Şebin, Kaplan-86
Yalova-2: Yalova-1, Şebin, Bilecik
Yalova-3: Yalova-1, Bilecik, Tokat
Yalova-4: Yalova-1, Kaplan-86
Bilecik: Şebin, Yalova-3, Yavuz-1
Şebin: Bilecik, Yavuz-1, Şen-1
Kaman: Bilecik, Şebin,
Yavuz-1: Şebin, Bilecik, Yalova-3

15-20 adete 1 adet tozlayıcı önerilir.

resim

Ceviz Fidanlarının Dikimi Hakkında Doğru ve Güncel Bilgiler

Fidan dikim çukurları açarken çıkan toprak tek başına yada var ise yanmış büyük veya küçükbaş hayvan gübresi ile karıştırılabilir,çukura doldurulur. Ayrıca dikkatli olmak şartıyla dikim çukurlarının dibine ortalama 100-150 gram civarında kompoze gübre koyulup üzerine az miktarda toprak döküldükten sonra fidan köküyle temas etmeyecek biçimde fidanlar yerleştirilebilir.

Ceviz fidanını dikiminden sonra toprakta hava kalmayacak kadar can suyu verilmelidir. Eğer dikimi sonbaharda yaptıysanız gözlerin uyanması başlamadan önce fidanların tepesini 40-50 cm den kesilir. Dikim aşamasında aşılı fidanın aşı noktası topraktan 5-10 cm yukarı olmalıdır. Rüzgarlı bölgelerde ise dikimden sonra fidanı hereğe bağlamayı unutmayınız.

Açık köklü ceviz fidanlarının dikimi kış dinlenme döneminde yapılır. Yani sonbaharda başlar, ilkbahara kadar devam eder. Açık köklü fidanlar için yaprak döktükten sonra dikim daha uygundur. Dikimden önce açık köklü fidanlara kök budaması yapılır. Kök budamasının amacı kalın kökleri düzeltilmelidir. Saçak kökler azaltılmaz.

Tüplü/poşetli fidanların dikimi ise yılın her ayı yapılabilmektedir. Fidan çukurları ortalama 60 cm derinliğinde ve 60 cm genişliğinde açılmalıdır.

Ceviz fidanları ile bahçe kurulduğunda çeşidine göre 1 ile 3 yıl arasında ağaçlar çeşidine göre verime yatarlar. Dikim mesafelerinde ise; ceviz fidanı büyük taç oluşturduğu için dikim mesafelerini geniş bırakmanızda fayda vardır. Ayrıca çeşit özelliklerini bilinmeli ve ona göre dikim mesafelerini ayarlamanız gerekmektedir.


1 Dönüm Tarla'ya Ne Kadar Ceviz Dikilir ?

7×3,5 m dikim aralığı = 1 dönüme 40 adet ceviz fidanı dikilir.
8×4 m dikim aralığı = 1 dönüme 30 adet ceviz fidanı dikilir
7×7 m dikim aralığı = 1 dönüme 20 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
10×7 m dikim aralığı = 1 dönüme 20 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
8×8 m dikim aralığı = 1 dönüme 15 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
9×9 m dikim aralığı = 1 dönüme 12 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
10×10 m dikim aralığı = 1 dönüme 10 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)

Chandler ve Fernor Cevizinin Verimi Ne Kadar Olur ?

5 yaşında 10 - 15 kg.
10 yaşında 40 - 50 kg.
20-30 yaşları arasında 80 - 150 kg. arasında meyve alınmaktadır.
Tabi bunlar tahmini değerlerdir. Ayrıca Chandler ve Fernor fidanları geç çiçeklenmesi nedeniyle baharda erken gelen donlara karşı oldukça dayanıklıdır. Verimi en yüksek aşılı ceviz fidanı çeşidi Chandler Cevizi 'dir.]]>
Altay Cevizi
Ağaç boyu 5-6 metre uzunluğundadır. Sulamaya Mayıs'ta başlayıp Ağustos'ta bırakmak gerekir. Dikildikten sonra 3 yıl boyunca gübreleme ve sulama yapılması gerekmektedir. 3 yıl sonra fazla bakım ihtiyacı duymaz. ince kabuklu ve içi bütündür. Bir salkımda ortalama 15 adet ceviz olur. Yağ oranı %60'tır.

Bilecik Cevizi
Uzun ve yaygın bir ağaçtır. Geç donların görüldüğü yerlerde tavsiye edilir. Kıyı bölgeler dışında her bölgede yetişir. İnce kabuklu, dolgun olup kabuğundan kolay ayrılmaktadır. Yaklaşık 10-15 gr ağırlığında, yağ %70 ve protein %20 dir.

Chandler Cevizi
Yan dallarda meyve verme oranı %85 dir. Yaklaşık 9-14 gr ağırlığında ve içi dolgundur. Meyvesi ince kabuklu olup, az pürüzlü ve oval bir şekle sahiptir. 1000 metre rakımlı bölgelere kadar ekimi yapılabilen bir türdür. 7x7 , 8x8 ve 10x10 dikime uygun olan bir fidandır. Verimi en yüksek olan aşılı ceviz fidanı çeşidi olarak bilinir. Orjinal ismi Chandler ceviz olup, halk arasında Bodur ceviz, Çetlır ceviz, Çetnır ceviz, Çetler ceviz olarak ta bilinmektedir.

Fernette Cevizi
Kabuktan kolay ayrılır. 13-15 gr ağırlığında verimli bir ceviz türüdür.

Gürcistan Cevizi
Bodur bir ağaçtır. Yan dallarda meyve verme oranı %85 dir. Yaklaşık 9-12 gr ağırlığında ve içi dolgundur.

Kaman Cevizi
Diğer ceviz türlerine göre soğuk ve zararlı maddelere göre dayanıkldır. Verimi yüksek ve diğer yıllarda verim düşüklüğü pek görülmez. ince kabuklu, 8 gr ağırlığında , yağ %63 , protein %24

Pedro Cevizi
Soğuğa dayanılklı bir cevizdir. Verimi yüksek ve her yıl sabit oranlarda verim yapar. 8 gr ağırlığında , yağ %64 , protein %23

Şebin Cevizi
Sıkı dallı ve çok verimlidir. Yan dallarda %40 oranında meyve oluşur. Yumurta şeklinde meyvesi vardır. 9 gr ağırlığında, yağ %67 ve protein %17

Ceviz Çeşitleri ve Tozlanmaları

Ekilecek Fidan - Tozlayıcı Fidan
Chandler:  Franguette, Cisco
Pedro: Franguette, Cisco
Fernor: Fernette, Franguette
Hartley: Franguette, Amigo
Payne: Chandler, Hartley, Chico
Serr: Chico, Vina, Chandler
Lara: Fernor, Fernette
Fernette: Fernor
Yalova-1: Şebin, Kaplan-86
Yalova-2: Yalova-1, Şebin, Bilecik
Yalova-3: Yalova-1, Bilecik, Tokat
Yalova-4: Yalova-1, Kaplan-86
Bilecik: Şebin, Yalova-3, Yavuz-1
Şebin: Bilecik, Yavuz-1, Şen-1
Kaman: Bilecik, Şebin,
Yavuz-1: Şebin, Bilecik, Yalova-3

15-20 adete 1 adet tozlayıcı önerilir.

resim

Ceviz Fidanlarının Dikimi Hakkında Doğru ve Güncel Bilgiler

Fidan dikim çukurları açarken çıkan toprak tek başına yada var ise yanmış büyük veya küçükbaş hayvan gübresi ile karıştırılabilir,çukura doldurulur. Ayrıca dikkatli olmak şartıyla dikim çukurlarının dibine ortalama 100-150 gram civarında kompoze gübre koyulup üzerine az miktarda toprak döküldükten sonra fidan köküyle temas etmeyecek biçimde fidanlar yerleştirilebilir.

Ceviz fidanını dikiminden sonra toprakta hava kalmayacak kadar can suyu verilmelidir. Eğer dikimi sonbaharda yaptıysanız gözlerin uyanması başlamadan önce fidanların tepesini 40-50 cm den kesilir. Dikim aşamasında aşılı fidanın aşı noktası topraktan 5-10 cm yukarı olmalıdır. Rüzgarlı bölgelerde ise dikimden sonra fidanı hereğe bağlamayı unutmayınız.

Açık köklü ceviz fidanlarının dikimi kış dinlenme döneminde yapılır. Yani sonbaharda başlar, ilkbahara kadar devam eder. Açık köklü fidanlar için yaprak döktükten sonra dikim daha uygundur. Dikimden önce açık köklü fidanlara kök budaması yapılır. Kök budamasının amacı kalın kökleri düzeltilmelidir. Saçak kökler azaltılmaz.

Tüplü/poşetli fidanların dikimi ise yılın her ayı yapılabilmektedir. Fidan çukurları ortalama 60 cm derinliğinde ve 60 cm genişliğinde açılmalıdır.

Ceviz fidanları ile bahçe kurulduğunda çeşidine göre 1 ile 3 yıl arasında ağaçlar çeşidine göre verime yatarlar. Dikim mesafelerinde ise; ceviz fidanı büyük taç oluşturduğu için dikim mesafelerini geniş bırakmanızda fayda vardır. Ayrıca çeşit özelliklerini bilinmeli ve ona göre dikim mesafelerini ayarlamanız gerekmektedir.


1 Dönüm Tarla'ya Ne Kadar Ceviz Dikilir ?

7×3,5 m dikim aralığı = 1 dönüme 40 adet ceviz fidanı dikilir.
8×4 m dikim aralığı = 1 dönüme 30 adet ceviz fidanı dikilir
7×7 m dikim aralığı = 1 dönüme 20 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
10×7 m dikim aralığı = 1 dönüme 20 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
8×8 m dikim aralığı = 1 dönüme 15 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
9×9 m dikim aralığı = 1 dönüme 12 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)
10×10 m dikim aralığı = 1 dönüme 10 adet ceviz fidanı dikilir (Uygun Görülen)

Chandler ve Fernor Cevizinin Verimi Ne Kadar Olur ?

5 yaşında 10 - 15 kg.
10 yaşında 40 - 50 kg.
20-30 yaşları arasında 80 - 150 kg. arasında meyve alınmaktadır.
Tabi bunlar tahmini değerlerdir. Ayrıca Chandler ve Fernor fidanları geç çiçeklenmesi nedeniyle baharda erken gelen donlara karşı oldukça dayanıklıdır. Verimi en yüksek aşılı ceviz fidanı çeşidi Chandler Cevizi 'dir.]]>
<![CDATA[ACII Sanatı Nedir?]]> https://eylulforum.com/konu-acii-sanati-nedir Mon, 15 Dec 2014 19:04:21 +0200 https://eylulforum.com/konu-acii-sanati-nedir

ASCII sanatı, ascii karakterleri ile yapılan kusursuz çizimler, bu tür çalışmalara ASCII sanatı denmesine neden olmuştur.

Daktilo kadar eski olan, çeşitlikarakterler ile resimler çizme sanatı, bilgisayarların gelişmiyle beraber çok daha fazla kişi trafından ilgi görmeye başlandı. Özellikle MOTD (Günün Anlamı) içeren yazılımlarda, (BNC,ircd, Eggdrop vb)birçok kişi tarafından halen kullanılıyor. fakat öncellikle 'ASCII Nedir?' sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. ASCII, ingilizce olan american standard code for information interchange (Amerikan Bilgi Değişimi için Standart Kodu) kelimlerinin ilk harflerinin beirleşiminden meydana gelmektedir. Amerikan Standartları Enstitüsü tarafından yaratılan ASCII, aslında basit numaralara ve semboller tanımlamasıdır. ASCII sanatının ciddi olarak ortaya çıkışı internetin ortaya çıktığı yıllara dayanır.
Eskiden bilgisayarlar grafik gösterme yeteneğine sahip değildi. Sadece uzun zamandır değişmeyen standart klavye karakterlerini gösterebiliyordu. ;ite kişiler bu grafik ihtiyacını karşılamak için numara,sembol ve alfabetik karakterlerden yararlanarak grafikler çizmeye başladı. Aslında daktilo kullanılarak *(yıldız) işaretiyle yaoukan bir tablo bile ascii sanatının atalarından biri olarak düşünülebilir.

Font Seçimi

ASCII sanatı mIRC scriptlerinde de bolca kullanılıyor, fakat ASCII sanatının kusursuz görünmesi için hazırlanan font türünün ve genişliğinin bilinmesi gerekir. Daha iyisi ise birleşik font genişliği standardına uygun fontların kullanılmasıdır. Örnek vermek gerekirse Courier, monaco ve DixedSys uygun fontlardır. Font konusunu biraz açarsak, birçok fontta karakterlein genişkileri farklıdır. Yani 'i' ile 'm'nin genişliği aynı değildir. Her karakterin genişliği aynı değilse bu durumda karşınıza sorunlar çıkar ve ASCII sanayına uygulanamaz. Bu nedenle uygun fontlar kullanılmalıdır.
Kimilerine göre ASCII sanayı yok oldu da bitti,gitti. Fakat galen ASCII sanayı içeriğine sahip siteler binlerce hit aldığından bu durumda bitti demek yanlış olur. Aslında durum tamamen gelişmeyle iligili, Artık bir şey çizmek için saatler hatta günler harcamak istemeyen kullanıcılar ASCII sanayına ilgi göstermiyor. Fakat bilgisayar ile grafik yaratmanın başlangıç noktalarından biri de ASCII sanatıdır.

son olarak,, ascii sanatı o ya da bu nedende bazı yerlerde karışınıza çıkmıştır. Mona Lisa gibi detaylı çalışmalar bile ASCII sanatı ile kopyalanmıştır.Fakat her seferinde ' çok güzel yapmışlar..' dediğmiz bu eserleri aslında tüm kullanıcılar yapabilir. Bunun için gerekn şey ise sabir ve hayal gücü. Basit çizimleri ile başlayan çalışmalarınız zaman içinde detaylı hale gelecektir. Bazı okuyucularımız bununla uğraşmak istemeyebilir ya da eskidiği düşünebilir.Fakat her sanatı dalında olduğu gibi ASCII sanatı da küçülse de hep orada olacak meraklıların yeni eserli çıkarmaya devam edecek ve siz de bu yazıdan sonra bu işin nasıl yapıldığında dair bir fikir edinmiş olacağız.

ASCII Art kaynakları;
http://en.wikipedia.org/wiki/ASCII_art
http://chris.com/ascii/
http://ascii-art.de/]]>


ASCII sanatı, ascii karakterleri ile yapılan kusursuz çizimler, bu tür çalışmalara ASCII sanatı denmesine neden olmuştur.

Daktilo kadar eski olan, çeşitlikarakterler ile resimler çizme sanatı, bilgisayarların gelişmiyle beraber çok daha fazla kişi trafından ilgi görmeye başlandı. Özellikle MOTD (Günün Anlamı) içeren yazılımlarda, (BNC,ircd, Eggdrop vb)birçok kişi tarafından halen kullanılıyor. fakat öncellikle 'ASCII Nedir?' sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. ASCII, ingilizce olan american standard code for information interchange (Amerikan Bilgi Değişimi için Standart Kodu) kelimlerinin ilk harflerinin beirleşiminden meydana gelmektedir. Amerikan Standartları Enstitüsü tarafından yaratılan ASCII, aslında basit numaralara ve semboller tanımlamasıdır. ASCII sanatının ciddi olarak ortaya çıkışı internetin ortaya çıktığı yıllara dayanır.
Eskiden bilgisayarlar grafik gösterme yeteneğine sahip değildi. Sadece uzun zamandır değişmeyen standart klavye karakterlerini gösterebiliyordu. ;ite kişiler bu grafik ihtiyacını karşılamak için numara,sembol ve alfabetik karakterlerden yararlanarak grafikler çizmeye başladı. Aslında daktilo kullanılarak *(yıldız) işaretiyle yaoukan bir tablo bile ascii sanatının atalarından biri olarak düşünülebilir.

Font Seçimi

ASCII sanatı mIRC scriptlerinde de bolca kullanılıyor, fakat ASCII sanatının kusursuz görünmesi için hazırlanan font türünün ve genişliğinin bilinmesi gerekir. Daha iyisi ise birleşik font genişliği standardına uygun fontların kullanılmasıdır. Örnek vermek gerekirse Courier, monaco ve DixedSys uygun fontlardır. Font konusunu biraz açarsak, birçok fontta karakterlein genişkileri farklıdır. Yani 'i' ile 'm'nin genişliği aynı değildir. Her karakterin genişliği aynı değilse bu durumda karşınıza sorunlar çıkar ve ASCII sanayına uygulanamaz. Bu nedenle uygun fontlar kullanılmalıdır.
Kimilerine göre ASCII sanayı yok oldu da bitti,gitti. Fakat galen ASCII sanayı içeriğine sahip siteler binlerce hit aldığından bu durumda bitti demek yanlış olur. Aslında durum tamamen gelişmeyle iligili, Artık bir şey çizmek için saatler hatta günler harcamak istemeyen kullanıcılar ASCII sanayına ilgi göstermiyor. Fakat bilgisayar ile grafik yaratmanın başlangıç noktalarından biri de ASCII sanatıdır.

son olarak,, ascii sanatı o ya da bu nedende bazı yerlerde karışınıza çıkmıştır. Mona Lisa gibi detaylı çalışmalar bile ASCII sanatı ile kopyalanmıştır.Fakat her seferinde ' çok güzel yapmışlar..' dediğmiz bu eserleri aslında tüm kullanıcılar yapabilir. Bunun için gerekn şey ise sabir ve hayal gücü. Basit çizimleri ile başlayan çalışmalarınız zaman içinde detaylı hale gelecektir. Bazı okuyucularımız bununla uğraşmak istemeyebilir ya da eskidiği düşünebilir.Fakat her sanatı dalında olduğu gibi ASCII sanatı da küçülse de hep orada olacak meraklıların yeni eserli çıkarmaya devam edecek ve siz de bu yazıdan sonra bu işin nasıl yapıldığında dair bir fikir edinmiş olacağız.

ASCII Art kaynakları;
http://en.wikipedia.org/wiki/ASCII_art
http://chris.com/ascii/
http://ascii-art.de/]]>
<![CDATA[Her haliyle güzel kadınlar]]> https://eylulforum.com/konu-her-haliyle-guzel-kadinlar Thu, 13 Mar 2014 18:14:54 +0200 https://eylulforum.com/konu-her-haliyle-guzel-kadinlar
http://www.youtube.com/watch?v=vMdhkfYKtWw]]>

http://www.youtube.com/watch?v=vMdhkfYKtWw]]>
<![CDATA[Televizyon Ne Zaman İcad Edildi]]> https://eylulforum.com/konu-televizyon-ne-zaman-icad-edildi Sun, 26 Jan 2014 01:09:45 +0200 https://eylulforum.com/konu-televizyon-ne-zaman-icad-edildi Tanımı:
Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayınlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir.

resim

Televizyon Ne Zaman İcad Edildi
Televizyon 1923 yılında, John Logie Baird tarafından İngiltere'nin Hastings kasabasında icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 26 Ocak 1926 yılında yayınlanmıştır. Başlangıçta noktalar halinde ve titrek olan görüntülerin kalitesi Baird tarafından geliştirilmiştir. Baird'in televizyon sisteminde mekanik olarak döndürülen diskler kullanmasına karşın aynı dönemde Marconi - Emi sistemi gibi elektronik olarak işleyen rakip sistemler de üretildi.
1930'ların başında televizyon elektronik eşya olarak satılmaya ve geniş kitlelere hitap etmeye başladı. Örneğin 1936 Berlin Yaz Olimpiyatları Almanya'da evlerdeki televizyonlardan izlendi.

Renkli Televizyon Ne Zaman Çıktı
1940'larda renkli televizyon çalışmaları hız kazandı. 1950'lerde ABD'de ilk renkli televizyon satışa çıktı, ancak renkli televizyon ABD'de 1960'larda geniş kitlelerce kullanılmaya başlandı.]]>
Tanımı:
Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayınlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir.

resim

Televizyon Ne Zaman İcad Edildi
Televizyon 1923 yılında, John Logie Baird tarafından İngiltere'nin Hastings kasabasında icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 26 Ocak 1926 yılında yayınlanmıştır. Başlangıçta noktalar halinde ve titrek olan görüntülerin kalitesi Baird tarafından geliştirilmiştir. Baird'in televizyon sisteminde mekanik olarak döndürülen diskler kullanmasına karşın aynı dönemde Marconi - Emi sistemi gibi elektronik olarak işleyen rakip sistemler de üretildi.
1930'ların başında televizyon elektronik eşya olarak satılmaya ve geniş kitlelere hitap etmeye başladı. Örneğin 1936 Berlin Yaz Olimpiyatları Almanya'da evlerdeki televizyonlardan izlendi.

Renkli Televizyon Ne Zaman Çıktı
1940'larda renkli televizyon çalışmaları hız kazandı. 1950'lerde ABD'de ilk renkli televizyon satışa çıktı, ancak renkli televizyon ABD'de 1960'larda geniş kitlelerce kullanılmaya başlandı.]]>
<![CDATA[Sadece İnsanların Yapabildiğini Sandığınız ama Hayvanların da Yapabildiği 14 şey]]> https://eylulforum.com/konu-sadece-insanlarin-yapabildigini-sandiginiz-ama-hayvanlarin-da-yapabildigi-14-sey Sat, 25 Jan 2014 15:57:34 +0200 https://eylulforum.com/konu-sadece-insanlarin-yapabildigini-sandiginiz-ama-hayvanlarin-da-yapabildigi-14-sey
Kontrollü deneylerde, bilim adamları bir fareye ikramda bulunurken diğerini kapalı bir yerde tutmaktalarmış.
Bu özgür olan fare ikram edilen şeye gitmek yerine açıkça diğerini kurtarmaya çalışıyormuş.
Bilim adamları 2. fareyi serbest bıraktıklarında ise ikisi beraber gidip ikram edilen şeyi yiyorlarmış.
Fareler durumun adil olmadığını bildikleri gibi, ortak menfaatleri için beraber çalışıyorlarmış.

2. Kin tutmak ve intikam alma isteği

2007 yılında, hayvanat bahçesini ziyaret eden bir grup Tatiana adındaki Sibirya Kaplanının karşısına dikilip onunla alay etmişler.
Sonrasında kaplan bir şekilde kaçmış ve bu grubun izini sürmüş ve onlara saldırmış. Açıkça bir yığın insanı ve hayvanı es geçmiş ve o grubu aramış.
Belki siz de hayvanat bahçesini ziyaret ettiğinizde sizi 1 saniyede öldürebilecek hayvanları rahatsız etmezsiniz.

3. Yas tutmak ve ölülerini toprağa vermek

Şempanzeler, filler ve kurtlar ölülerine dokunaklı ve merhametli bir şekilde tepki göstereceklerini bilirler. Grupta bir kayıp olduğu zaman,
bu hayvanlar zor bir şekilde uyurlar, oyun oynamayı keserler ve arkadaşlarının öldüğü yerden uzak durmaya çalışırlar.
Bu üç tür de ölülerine çeki düzen verirler ve aynı zamanda filler belirli bir seremoni ile ölülerini defnederler.

4. Tarım yapmak

İnsan ırkı 10 bin yıl önce tarım yapmaya başladığında yeni bir çağı başlattılar. Fakat bazı hayvanların milyonlarca yıldır tarım yaptığını öğrenince şaşıracaksınız.
Karıncalar tırtılları yakalayıp şeker için sığırlar gibi beslerler.Biz gerçekten böceklerin karmaşıklığını hafife alıyoruz.

5. Acılarını alkolle gidermek

Karıncalar gibi, meyve sinekleri de düşündüğünüzden çok insana benziyorlar. Bizim gibi onlarda cinsellik ile kafayı bozmuşlardır. Araştırmacıların bulduğuna göre,
sinekler potansiyel çiftleri tarafından reddedildiği zaman, alkol içeren meyvelere yönelirler.

6. Kültürlerini şekillendirmek

Kültür genetik bir şey değildir, bağımsız bir bireyden diğerine geçer. 1963 yılında bir tek Japon Makak'ı (maymun cinsi) sıcak kaplıca suyunda rahatladığını keşfetmiş.
Şimdi maymun toplulukları bu kaplıca suyuna düzenli ziyaretlerde bulunuyorlarmış. Bütün bu kültür masum meraklı bir maymundan gelişmiş.

7. Espri anlayışı

Washington Üniversitesi'ndeki araştırmacılar farelerin oyun oynarlarken yüksek perde de ultrasonik cıvıltılar çıkardıklarını fark etmişler.
Fareleri gıdıkladıktan sonra bu sesin açıkça gülmek olduğunu anlamışlar. Diğer hayvanlarda bu gülüş espri ile gelişmektedir. Şempanzelerin de çocuklarla oynanan "ce" oyunu ve diğer
oyunları oynarlarken sık sık güldükleri görülmüştür, bu hayvanların aktif bir şekilde diğerlerini güldürmeye çalıştıkları varsayılıyor.

8. Hayat boyu bağ kurmak

Sevgi ile bazı hayvanların bütün hayatlarını tek partnerle geçirdikleri gözlenmiştir. Kanada turnalarının eşleri öldüklerinde %20'sinin başka bir eş bulduğu görülmüştür.
Şu ana kadar sadece bir kez bir Kanada turnasının eşini aldattığı görülmüştür. Tabi ki insanların onlardan öğreneceği çok şey var...

9. Bizim yaptığımız gibi öğretmek

Birçok hayvan öğretir ve ayrıca gözlem ve taklit ederek öğrenir. Mirketler gibi bazıları öğretim için metotlara sahiptirler. Bebeklerini serbest bırakıp deneme, yanılma yöntemiyle bir şeyleri
öğrenmelerine izin vermek yerine, Mirket ebeveynleri daha temkinli yaklaşıyorlar. Neredeyse ölmüş olan küçük akrepleri inlerine getirip yavruların onları avlamalarını sağlıyorlar.
Yavrular kendilerini geliştirdikçe daha sağlıklı ve büyük akrepleri getirip onları eğitiyorlar ta ki gözleri arkada kalmayıncaya dek.

10. Öz farkındalık

Öz farkındalık teorisi, bireyin kendi üzerinde odaklandığında davranışlarını kendi iç standartları ve değerleri ile kıyaslayıp değerlendirmesi olduğunu belirtir. Öz farkındalık katı bir şekilde insan özelliği olarak kabul edilir.
Çok az hayvan, hatta kedi ve köpek, kendilerini ayna karşısında tanır, bu öz farkındalık eksikliğidir. Maymunlar, filler, saksağanlar ve belirli balina türleri ayna karşısında kendilerini fark edebiliyorlar, hatta yansımalarını vücutlarında bir yeri göstermek için kullanabiliyorlar.
Gerçekten etkileyici, çünkü insan bile 18 aylık olana kadar öz farkındalık yeteneğine sahip olamıyor.

11. Bilerek kafayı bulmak

Zevk için uyuşturucu kullanımı sadece insan davranışı olarak kabul görür. Buna rağmen yunuslar zaman zaman uyuşturucu ile uçma peşindedirler. Kasten Balon Balığı yakalarlar ve halüsinasyon etkisi yaratan savunma mekanizmalarını kullansınlar diye onları canlı tutuyorlar.

12. Dil oluşturmak

Primatlar, balinalar, kuşlar ve kalamarlar'ın belirli objeleri, olayları ve kişileri tanımlamak için belirli bir şekilde sesleri kullandıkları görülmüştür. Hatta primatlar konuşmalarında gramer kullanırlar ve bazı durumlarda diğer hayvanların dillerini öğrenebilirler aynı bizim gibi.
Şempanzeler 350 kelime Amerikan işaret dilini öğrenebilirler ve karışık cümleler için bunları kullanabilirler.
Bir vakit, eğiticisi maymuna "benim bebeğim öldü" diye işaret ettiğinde, şempanze bir süre yere bakmış ve "ağlama" kelimesini işaret etmiş ve de onun çenesine dokunmuş. Gerçekten büyüleyici bir maymun.

13. Aksan geliştirmek

Aksanlar sadece insanların kullanabildiğini varsaydığımız iletişimin önemli bir parçasıdır. Ama şimdi, Bilim adamları başka bölgelerde yaşayan hayvanların seslerinde ufak farklılıklar olduğunu fark etmişlerdir. (Bknz. Yaşadıkları Yerlere Göre Sesleri Değişen 17 Hayvan).
Scottish Natural Heritage grubu İskoçya'nın doğu ve batı sahillerinde ki yunusların avlanırken farklı sesleri kullandıklarını keşfetmişlerdir.

14. Tembellik

İnsanlar tembel olmaya çalışıyor, çünkü artık egemenlik noktasına ulaştık. İş ertelemeye gelince, güvercinler de bizimle aynı. Araştırmacılar güvercinlere sonunda ziyafet olan 2 çalışma programı seçeneği vermişler. Güvercinlerden biri ziyafetten önce uzunca bir süre bekleyeceği kolay olan programa başlamış,
diğeri ise yine uzunca bir süre bekleyeceği fakat biraz daha zor olan programa başlamış. Daha sonraki görev programında güvercinler uzun görev programı anlamına gelen kısa görev programını seçmişler. Bu size birini hatırlatıyor mu?
İnsanlardaki gibi onlarında dilleri birinden birine geçiyor ve bu işlem sürecinde değişiyor.

Kaynak: 14 Incredible Things You Thought Only Humans Do, But Other Animals Do Too]]>

Kontrollü deneylerde, bilim adamları bir fareye ikramda bulunurken diğerini kapalı bir yerde tutmaktalarmış.
Bu özgür olan fare ikram edilen şeye gitmek yerine açıkça diğerini kurtarmaya çalışıyormuş.
Bilim adamları 2. fareyi serbest bıraktıklarında ise ikisi beraber gidip ikram edilen şeyi yiyorlarmış.
Fareler durumun adil olmadığını bildikleri gibi, ortak menfaatleri için beraber çalışıyorlarmış.

2. Kin tutmak ve intikam alma isteği

2007 yılında, hayvanat bahçesini ziyaret eden bir grup Tatiana adındaki Sibirya Kaplanının karşısına dikilip onunla alay etmişler.
Sonrasında kaplan bir şekilde kaçmış ve bu grubun izini sürmüş ve onlara saldırmış. Açıkça bir yığın insanı ve hayvanı es geçmiş ve o grubu aramış.
Belki siz de hayvanat bahçesini ziyaret ettiğinizde sizi 1 saniyede öldürebilecek hayvanları rahatsız etmezsiniz.

3. Yas tutmak ve ölülerini toprağa vermek

Şempanzeler, filler ve kurtlar ölülerine dokunaklı ve merhametli bir şekilde tepki göstereceklerini bilirler. Grupta bir kayıp olduğu zaman,
bu hayvanlar zor bir şekilde uyurlar, oyun oynamayı keserler ve arkadaşlarının öldüğü yerden uzak durmaya çalışırlar.
Bu üç tür de ölülerine çeki düzen verirler ve aynı zamanda filler belirli bir seremoni ile ölülerini defnederler.

4. Tarım yapmak

İnsan ırkı 10 bin yıl önce tarım yapmaya başladığında yeni bir çağı başlattılar. Fakat bazı hayvanların milyonlarca yıldır tarım yaptığını öğrenince şaşıracaksınız.
Karıncalar tırtılları yakalayıp şeker için sığırlar gibi beslerler.Biz gerçekten böceklerin karmaşıklığını hafife alıyoruz.

5. Acılarını alkolle gidermek

Karıncalar gibi, meyve sinekleri de düşündüğünüzden çok insana benziyorlar. Bizim gibi onlarda cinsellik ile kafayı bozmuşlardır. Araştırmacıların bulduğuna göre,
sinekler potansiyel çiftleri tarafından reddedildiği zaman, alkol içeren meyvelere yönelirler.

6. Kültürlerini şekillendirmek

Kültür genetik bir şey değildir, bağımsız bir bireyden diğerine geçer. 1963 yılında bir tek Japon Makak'ı (maymun cinsi) sıcak kaplıca suyunda rahatladığını keşfetmiş.
Şimdi maymun toplulukları bu kaplıca suyuna düzenli ziyaretlerde bulunuyorlarmış. Bütün bu kültür masum meraklı bir maymundan gelişmiş.

7. Espri anlayışı

Washington Üniversitesi'ndeki araştırmacılar farelerin oyun oynarlarken yüksek perde de ultrasonik cıvıltılar çıkardıklarını fark etmişler.
Fareleri gıdıkladıktan sonra bu sesin açıkça gülmek olduğunu anlamışlar. Diğer hayvanlarda bu gülüş espri ile gelişmektedir. Şempanzelerin de çocuklarla oynanan "ce" oyunu ve diğer
oyunları oynarlarken sık sık güldükleri görülmüştür, bu hayvanların aktif bir şekilde diğerlerini güldürmeye çalıştıkları varsayılıyor.

8. Hayat boyu bağ kurmak

Sevgi ile bazı hayvanların bütün hayatlarını tek partnerle geçirdikleri gözlenmiştir. Kanada turnalarının eşleri öldüklerinde %20'sinin başka bir eş bulduğu görülmüştür.
Şu ana kadar sadece bir kez bir Kanada turnasının eşini aldattığı görülmüştür. Tabi ki insanların onlardan öğreneceği çok şey var...

9. Bizim yaptığımız gibi öğretmek

Birçok hayvan öğretir ve ayrıca gözlem ve taklit ederek öğrenir. Mirketler gibi bazıları öğretim için metotlara sahiptirler. Bebeklerini serbest bırakıp deneme, yanılma yöntemiyle bir şeyleri
öğrenmelerine izin vermek yerine, Mirket ebeveynleri daha temkinli yaklaşıyorlar. Neredeyse ölmüş olan küçük akrepleri inlerine getirip yavruların onları avlamalarını sağlıyorlar.
Yavrular kendilerini geliştirdikçe daha sağlıklı ve büyük akrepleri getirip onları eğitiyorlar ta ki gözleri arkada kalmayıncaya dek.

10. Öz farkındalık

Öz farkındalık teorisi, bireyin kendi üzerinde odaklandığında davranışlarını kendi iç standartları ve değerleri ile kıyaslayıp değerlendirmesi olduğunu belirtir. Öz farkındalık katı bir şekilde insan özelliği olarak kabul edilir.
Çok az hayvan, hatta kedi ve köpek, kendilerini ayna karşısında tanır, bu öz farkındalık eksikliğidir. Maymunlar, filler, saksağanlar ve belirli balina türleri ayna karşısında kendilerini fark edebiliyorlar, hatta yansımalarını vücutlarında bir yeri göstermek için kullanabiliyorlar.
Gerçekten etkileyici, çünkü insan bile 18 aylık olana kadar öz farkındalık yeteneğine sahip olamıyor.

11. Bilerek kafayı bulmak

Zevk için uyuşturucu kullanımı sadece insan davranışı olarak kabul görür. Buna rağmen yunuslar zaman zaman uyuşturucu ile uçma peşindedirler. Kasten Balon Balığı yakalarlar ve halüsinasyon etkisi yaratan savunma mekanizmalarını kullansınlar diye onları canlı tutuyorlar.

12. Dil oluşturmak

Primatlar, balinalar, kuşlar ve kalamarlar'ın belirli objeleri, olayları ve kişileri tanımlamak için belirli bir şekilde sesleri kullandıkları görülmüştür. Hatta primatlar konuşmalarında gramer kullanırlar ve bazı durumlarda diğer hayvanların dillerini öğrenebilirler aynı bizim gibi.
Şempanzeler 350 kelime Amerikan işaret dilini öğrenebilirler ve karışık cümleler için bunları kullanabilirler.
Bir vakit, eğiticisi maymuna "benim bebeğim öldü" diye işaret ettiğinde, şempanze bir süre yere bakmış ve "ağlama" kelimesini işaret etmiş ve de onun çenesine dokunmuş. Gerçekten büyüleyici bir maymun.

13. Aksan geliştirmek

Aksanlar sadece insanların kullanabildiğini varsaydığımız iletişimin önemli bir parçasıdır. Ama şimdi, Bilim adamları başka bölgelerde yaşayan hayvanların seslerinde ufak farklılıklar olduğunu fark etmişlerdir. (Bknz. Yaşadıkları Yerlere Göre Sesleri Değişen 17 Hayvan).
Scottish Natural Heritage grubu İskoçya'nın doğu ve batı sahillerinde ki yunusların avlanırken farklı sesleri kullandıklarını keşfetmişlerdir.

14. Tembellik

İnsanlar tembel olmaya çalışıyor, çünkü artık egemenlik noktasına ulaştık. İş ertelemeye gelince, güvercinler de bizimle aynı. Araştırmacılar güvercinlere sonunda ziyafet olan 2 çalışma programı seçeneği vermişler. Güvercinlerden biri ziyafetten önce uzunca bir süre bekleyeceği kolay olan programa başlamış,
diğeri ise yine uzunca bir süre bekleyeceği fakat biraz daha zor olan programa başlamış. Daha sonraki görev programında güvercinler uzun görev programı anlamına gelen kısa görev programını seçmişler. Bu size birini hatırlatıyor mu?
İnsanlardaki gibi onlarında dilleri birinden birine geçiyor ve bu işlem sürecinde değişiyor.

Kaynak: 14 Incredible Things You Thought Only Humans Do, But Other Animals Do Too]]>
<![CDATA[Dünya Ülkelerinin İlginç Yasakları]]> https://eylulforum.com/konu-dunya-ulkelerinin-ilginc-yasaklari Fri, 19 Jul 2013 23:58:33 +0300 https://eylulforum.com/konu-dunya-ulkelerinin-ilginc-yasaklari Zira onların adım atmasını kolaylaştırmak için üretilen bebek yürüteçleri, ülkelerinde 2004 yılından beri yasak.
Bebeklerin hayatını tehlikeye soktuğu ve zihinsel gelişimlerini engellediği gerekçesiyle böyle bir karar alındığı belirtiliyor.
Bu karara uymayıp da bebek yürütücüsü alanların, 100 bin dolara kadar para ve 6 ay hapis cezasına çarptırılması pek muhtemel.

2-Okul kantinlerinde ketçap: ‘Ketçapsız bir okul kantini de olur mu?’ demeyin. Fransa, 2011 yılında okul kantinlerinde ketçap kullanılmasını yasakladı.
Nedeni ise sanıldığı gibi ‘sağlığa zararlı’ olduğu için değil. Sadece ülkesinin mutfak kültürünü korumak için.
Ne var ki Fransız usulü patates kızartmalarının üstüne ketçap döküldüğü de unutulmaması gereken bir gerçek.

3-Elektrik ampulü: Elektrik ampullerinin kullanımını yavaş yavaş sonlandırmak kolay olmadı. Küba, bu alanda en büyük gelişme kaydeden ülkelerden.
Ampullerin kullanımını, satışını ve ihracatını 2005 yılında yasaklayan ülke, floresan ampullere hızlı bir geçiş yaptı.
Küba’yı takip eden ülke ise Arjantin oldu. 2010 yılında aynı uygulamayı hayata geçirdi.
Ardından Avrupa ve Asya’daki pek çok ülke, yavaş yavaş floresan ampullerin kullanımını yaygınlaştırdı.

4- Aslan yelesi: İran, 2010 yılında aldığı bir kararla erkeklerin kullanabileceği pek çok saç şeklini yasakladı.
Aslan yelesi ve at kuyruğu, sözünü ettiğimiz yasaklı saç modellerinden birkaçı.

5- Plastik torba: Bangladeş, 2002 yılında yeni bir trend başlattı. ‘O da ne?’ diye soracak olursanız söyleyelim: Plastik torbaları yasaklayarak,
bu alanda bir ilki başlatan ülke oldu. Bu yasak, Fransa, Tanzanya ve Meksika gibi pek çok bölgede popüler hale geldi.
San Francisco eyaleti ise 2007 yılında plastik torba kullanımını yasaklayan ilk ABD eyaleti oldu.
Los Angeles da ocak ayında aynı uygulamayı hayata geçirdi. Bakalım sıradaki kim olacak?

6- Dayak: ABD’nin tam 19 eyaletindeki okullarda dayak atılması yasak. Fakat öyle ülkeler var ki, oralarda bırakın okulu, evde bile bu durum söz konusu olamaz.
İsveç’te anne ve babalar, 1979 yılında alınan karar sonucu çocuklarına bir fiske bile atamaz.

7- Sakız: Singapur, 1992 yılında yürürlüğe koyduğu bir yasak kararıyla sakız severlerin balonunu patlattı. Ancak bu durum, 2004 yılında biraz değişti.
Şimdilerde doktorun yazdığı reçete sayesinde sakız temin edilebilir.

8-McDonald’s: Amerikan fast food zinciri McDonald’s, 1988 yılında Bolivya’da açıldığında yiyeceklerini seven tek bir Bolivyalı yoktu.
Bu nedenle herhangi bir satış olmuyordu. 2002 yılında dev şirket, mesajı almış olmalı ki ülkeyi bırakıp gitti.
Böylelikle Bolivya, McDonald’s’ın olmadığı ilk Güney Amerika ülkesi oldu.

9- Tuhaf bebek isimleri: Danimarka, Yeni Zelanda, İsveç ve daha birçok ülkede bebeklere tuhaf, duyulmamış isimler koymak yasak.
Danimarka’da aileler, hükümetin belirlediği 7 bin isimden birini değil de başka bir ad koymak isterse kilisenin onayını almak zorunda.
Yeni Zelanda ve İsveç ise her yıl yasaklı bebek isimlerinin listesini güncelleyenlerden.

10- Sigara: Ekonomi dergisi Business Week, 2006 yılında yaptığı araştırmada Bhutan’ı, Asya’nın en mutlu ülkesi olarak tespit etti.
Bundan dört yıl sonra ülkedeki sigara kontrol yasası, sigaranın üretiminden satışına kadar her şeyini yasaklayarak Bhutanlıların ‘gayrisafi milli mutluluğu’nu artırdı.
Ancak sigara konusunda bu kadar sıkılığa rağmen hâlâ yasal bir boşluk var. O da ülkede sigara tüketiminin önünde herhangi bir engel olmaması.]]>
Zira onların adım atmasını kolaylaştırmak için üretilen bebek yürüteçleri, ülkelerinde 2004 yılından beri yasak.
Bebeklerin hayatını tehlikeye soktuğu ve zihinsel gelişimlerini engellediği gerekçesiyle böyle bir karar alındığı belirtiliyor.
Bu karara uymayıp da bebek yürütücüsü alanların, 100 bin dolara kadar para ve 6 ay hapis cezasına çarptırılması pek muhtemel.

2-Okul kantinlerinde ketçap: ‘Ketçapsız bir okul kantini de olur mu?’ demeyin. Fransa, 2011 yılında okul kantinlerinde ketçap kullanılmasını yasakladı.
Nedeni ise sanıldığı gibi ‘sağlığa zararlı’ olduğu için değil. Sadece ülkesinin mutfak kültürünü korumak için.
Ne var ki Fransız usulü patates kızartmalarının üstüne ketçap döküldüğü de unutulmaması gereken bir gerçek.

3-Elektrik ampulü: Elektrik ampullerinin kullanımını yavaş yavaş sonlandırmak kolay olmadı. Küba, bu alanda en büyük gelişme kaydeden ülkelerden.
Ampullerin kullanımını, satışını ve ihracatını 2005 yılında yasaklayan ülke, floresan ampullere hızlı bir geçiş yaptı.
Küba’yı takip eden ülke ise Arjantin oldu. 2010 yılında aynı uygulamayı hayata geçirdi.
Ardından Avrupa ve Asya’daki pek çok ülke, yavaş yavaş floresan ampullerin kullanımını yaygınlaştırdı.

4- Aslan yelesi: İran, 2010 yılında aldığı bir kararla erkeklerin kullanabileceği pek çok saç şeklini yasakladı.
Aslan yelesi ve at kuyruğu, sözünü ettiğimiz yasaklı saç modellerinden birkaçı.

5- Plastik torba: Bangladeş, 2002 yılında yeni bir trend başlattı. ‘O da ne?’ diye soracak olursanız söyleyelim: Plastik torbaları yasaklayarak,
bu alanda bir ilki başlatan ülke oldu. Bu yasak, Fransa, Tanzanya ve Meksika gibi pek çok bölgede popüler hale geldi.
San Francisco eyaleti ise 2007 yılında plastik torba kullanımını yasaklayan ilk ABD eyaleti oldu.
Los Angeles da ocak ayında aynı uygulamayı hayata geçirdi. Bakalım sıradaki kim olacak?

6- Dayak: ABD’nin tam 19 eyaletindeki okullarda dayak atılması yasak. Fakat öyle ülkeler var ki, oralarda bırakın okulu, evde bile bu durum söz konusu olamaz.
İsveç’te anne ve babalar, 1979 yılında alınan karar sonucu çocuklarına bir fiske bile atamaz.

7- Sakız: Singapur, 1992 yılında yürürlüğe koyduğu bir yasak kararıyla sakız severlerin balonunu patlattı. Ancak bu durum, 2004 yılında biraz değişti.
Şimdilerde doktorun yazdığı reçete sayesinde sakız temin edilebilir.

8-McDonald’s: Amerikan fast food zinciri McDonald’s, 1988 yılında Bolivya’da açıldığında yiyeceklerini seven tek bir Bolivyalı yoktu.
Bu nedenle herhangi bir satış olmuyordu. 2002 yılında dev şirket, mesajı almış olmalı ki ülkeyi bırakıp gitti.
Böylelikle Bolivya, McDonald’s’ın olmadığı ilk Güney Amerika ülkesi oldu.

9- Tuhaf bebek isimleri: Danimarka, Yeni Zelanda, İsveç ve daha birçok ülkede bebeklere tuhaf, duyulmamış isimler koymak yasak.
Danimarka’da aileler, hükümetin belirlediği 7 bin isimden birini değil de başka bir ad koymak isterse kilisenin onayını almak zorunda.
Yeni Zelanda ve İsveç ise her yıl yasaklı bebek isimlerinin listesini güncelleyenlerden.

10- Sigara: Ekonomi dergisi Business Week, 2006 yılında yaptığı araştırmada Bhutan’ı, Asya’nın en mutlu ülkesi olarak tespit etti.
Bundan dört yıl sonra ülkedeki sigara kontrol yasası, sigaranın üretiminden satışına kadar her şeyini yasaklayarak Bhutanlıların ‘gayrisafi milli mutluluğu’nu artırdı.
Ancak sigara konusunda bu kadar sıkılığa rağmen hâlâ yasal bir boşluk var. O da ülkede sigara tüketiminin önünde herhangi bir engel olmaması.]]>
<![CDATA[Avrupa'nın medeni ülkesi]]> https://eylulforum.com/konu-avrupa-nin-medeni-ulkesi Fri, 08 Feb 2013 12:36:29 +0200 https://eylulforum.com/konu-avrupa-nin-medeni-ulkesi 1500'lü yıllarından hayli enterasan bilgiler
ve hatta bazı deyimlerin çıkış noktaları...

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken
suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse
eskiden İngiltere'de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün,
1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu:

* İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu.
Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar,
Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı.

Ama yine de kokmaya başladıkları için
gelinler vücutlarından çıkan kokuyu
bastırmak amacıyla ellerinde
bir buket çiçek taşıyordu.

* Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş
büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.
Evin erkeği temiz suyla yıkanma
imtiyazına sahipti.

Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler,
daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve
en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu.
Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde
gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü.
İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de
atmayın' (Don't throw the baby out with
the bathwater) deyimi buradan gelmektedir.

* Evlerin çatıları üst üste yığılmış
kamıştan yapılıyor, kamışların altında
tahta bulunmuyordu.

Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer
olduğu için bütün kediler, köpekler ve
diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler)
çatıda yaşıyordu.

Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor
ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı
düşüyordu. İngilizce'deki 'kedi-köpek yağıyor'
(It's raining cats and dogs) deyimi buradan
gelmektedir.

* Yukarıdan evin içine düşen şeyleri
engelleyecek hiçbir şey yoktu.
Böceklerin ve buna benzer nesnelerin
yatakların içine düşmesi büyük bir
sıkıntı oluşturuyordu.

Etrafında yüksek direkler ve
üstünde örtü bulunan İngiliz usulü
yataklar buradan gelmektedir.

* Zemin topraktı.
Sadece zenginlerin zemini,
topraktan başka bir şeyden yapılmıştı.
"Toprak kadar fakir" (dirt poor) tabiri
buradan çıkmıştır.

Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı.
Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu.
Bunu önlemek için yere saman (thresh)
seriyorlardı.

Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu.
Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman
dışarıya taşıyordu.

Buna mani olmak üzere kapının altına
bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı
'thresh hold' (saman tutan;
Türkçesi "eşik") idi.

* Yemek pişirme işlemi her zaman
ateşin üzerine asılı durumdaki büyük
bir kazanın içinde yapılıyordu.

Her gün ateş yakılıyor ve kazana
bir şeyler ilave ediliyordu.

Çoğu zaman sebze yeniyor,
et pek bulunmuyordu.

Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor,
gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar
ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu.

Bazen bu yahni çok uzun süre
kazanda kalıyordu.

'Bezelye lapası sıcak,
bezelye lapası soğuk,
kazandaki bezelye lapası dokuz günlük'
(peas porridge hot, peas porridge cold,
peas porridge in the pot nine days old)
tekerlemesinin menşei budur.

Bazen domuz eti buluyorlar,
o zaman çok seviniyorlardı.

* Eve ziyaretçi gelirse
domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı.

Birisinin eve domuz eti getirmesi
zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça
keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı.
Buna 'yağ çiğnemek' (chew the fat)
adı veriliyordu.

* Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından
yapılmış tabaklar alabiliyordu.

* Domatesler buna sık sık sebep olduğu için
bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca
domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.

* Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış
tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar
kullanıyorlardı.

Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten
yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki
uzun zaman kullanılabiliyordu.

Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için,
içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu.
Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen
insanların ağızlarında 'tabak ağzı'
(trench mouth) denen hastalık
ortaya çıkıyordu.

Ekmek itibara göre bölüşülüyordu.
İşçiler yanık olan alt kabuğu,
aile orta kısmı, misafirler de
üst kabuğu alırdı.

* Bira ve viski içmek için kurşun kadehler
kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen
birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu.

Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp
defnetmek için hazırlık yapıyordu.

Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının
üstüne yatırılıyor, aile etrafına toplanıp
yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına
bakıyordu.

Buna 'uyanma' nöbeti deniyordu.

* İngiltere eski ve küçük bir yerdi,
insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı.
Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri
bir 'kemik evi'ne götürüyor ve mezarı yeniden
kullanıyorlardı.

Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde
iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü.
Böylece insanların diri diri gömüldüğü
ortaya çıktı.

Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine
bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak
bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu
mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık
nöbeti (graveyard shift) denirdi.

Bazıları zil sayesinde kurtulur
(saved by the bell) bazıları da
'ölü zilci' (dead ringer) olurdu.


İlginç bir kaç bilgi daha:

* Ortaçağ'da Avrupa'daki rahibelerin
yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları
kesin olarak yasaklanmıştı.

Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla
süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı.

Kirlilik adeti Amerika'ya da bulaşmış,
Pennsylvania ve Virginia eyaletlerinde
''banyo yapmayı yasaklayan'' ya da belirli
kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı.

Philadelphia' da ise kanunla bir ay içinde
birden fazla banyo yapan insanlar
cezaevine gönderiliyordu.


* Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupa'da
lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti
17. yüzyıla kadar sürdü.

Fransa krallarından 14.Louis,
gününün belli bir zamanını lazımlığında
oturarak geçirir, devlet işlerini de
buradan yürütürdü.

1600'lerde İstanbul'a gelen İngiliz büyükelçiler,
lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma
adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya'yaki
bir konağa gönderilmişti.

19. yüzyıla gelindiğinde,
kesin olarak tuvalet kullanma sözü
vermeleri üzerine Taksim'e taşınmalarına
izin verilmişti...]]>
1500'lü yıllarından hayli enterasan bilgiler
ve hatta bazı deyimlerin çıkış noktaları...

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken
suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse
eskiden İngiltere'de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün,
1500'lerde İngiltere'de işler şöyle yapılıyordu:

* İnsanların çoğu Haziran'da evleniyordu.
Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar,
Haziran'da hala çok kötü kokmuyorlardı.

Ama yine de kokmaya başladıkları için
gelinler vücutlarından çıkan kokuyu
bastırmak amacıyla ellerinde
bir buket çiçek taşıyordu.

* Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş
büyük bir fıçıdan meydana geliyordu.
Evin erkeği temiz suyla yıkanma
imtiyazına sahipti.

Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler,
daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve
en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu.
Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde
gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü.
İngilizce'deki 'banyo suyuyla birlikte bebeği de
atmayın' (Don't throw the baby out with
the bathwater) deyimi buradan gelmektedir.

* Evlerin çatıları üst üste yığılmış
kamıştan yapılıyor, kamışların altında
tahta bulunmuyordu.

Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer
olduğu için bütün kediler, köpekler ve
diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler)
çatıda yaşıyordu.

Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor
ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı
düşüyordu. İngilizce'deki 'kedi-köpek yağıyor'
(It's raining cats and dogs) deyimi buradan
gelmektedir.

* Yukarıdan evin içine düşen şeyleri
engelleyecek hiçbir şey yoktu.
Böceklerin ve buna benzer nesnelerin
yatakların içine düşmesi büyük bir
sıkıntı oluşturuyordu.

Etrafında yüksek direkler ve
üstünde örtü bulunan İngiliz usulü
yataklar buradan gelmektedir.

* Zemin topraktı.
Sadece zenginlerin zemini,
topraktan başka bir şeyden yapılmıştı.
"Toprak kadar fakir" (dirt poor) tabiri
buradan çıkmıştır.

Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı.
Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu.
Bunu önlemek için yere saman (thresh)
seriyorlardı.

Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu.
Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman
dışarıya taşıyordu.

Buna mani olmak üzere kapının altına
bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı
'thresh hold' (saman tutan;
Türkçesi "eşik") idi.

* Yemek pişirme işlemi her zaman
ateşin üzerine asılı durumdaki büyük
bir kazanın içinde yapılıyordu.

Her gün ateş yakılıyor ve kazana
bir şeyler ilave ediliyordu.

Çoğu zaman sebze yeniyor,
et pek bulunmuyordu.

Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor,
gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar
ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu.

Bazen bu yahni çok uzun süre
kazanda kalıyordu.

'Bezelye lapası sıcak,
bezelye lapası soğuk,
kazandaki bezelye lapası dokuz günlük'
(peas porridge hot, peas porridge cold,
peas porridge in the pot nine days old)
tekerlemesinin menşei budur.

Bazen domuz eti buluyorlar,
o zaman çok seviniyorlardı.

* Eve ziyaretçi gelirse
domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı.

Birisinin eve domuz eti getirmesi
zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça
keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı.
Buna 'yağ çiğnemek' (chew the fat)
adı veriliyordu.

* Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından
yapılmış tabaklar alabiliyordu.

* Domatesler buna sık sık sebep olduğu için
bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca
domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.

* Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış
tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar
kullanıyorlardı.

Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten
yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki
uzun zaman kullanılabiliyordu.

Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için,
içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu.
Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen
insanların ağızlarında 'tabak ağzı'
(trench mouth) denen hastalık
ortaya çıkıyordu.

Ekmek itibara göre bölüşülüyordu.
İşçiler yanık olan alt kabuğu,
aile orta kısmı, misafirler de
üst kabuğu alırdı.

* Bira ve viski içmek için kurşun kadehler
kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen
birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu.

Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp
defnetmek için hazırlık yapıyordu.

Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının
üstüne yatırılıyor, aile etrafına toplanıp
yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına
bakıyordu.

Buna 'uyanma' nöbeti deniyordu.

* İngiltere eski ve küçük bir yerdi,
insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı.
Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri
bir 'kemik evi'ne götürüyor ve mezarı yeniden
kullanıyorlardı.

Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde
iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü.
Böylece insanların diri diri gömüldüğü
ortaya çıktı.

Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine
bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak
bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu
mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık
nöbeti (graveyard shift) denirdi.

Bazıları zil sayesinde kurtulur
(saved by the bell) bazıları da
'ölü zilci' (dead ringer) olurdu.


İlginç bir kaç bilgi daha:

* Ortaçağ'da Avrupa'daki rahibelerin
yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları
kesin olarak yasaklanmıştı.

Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla
süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı.

Kirlilik adeti Amerika'ya da bulaşmış,
Pennsylvania ve Virginia eyaletlerinde
''banyo yapmayı yasaklayan'' ya da belirli
kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı.

Philadelphia' da ise kanunla bir ay içinde
birden fazla banyo yapan insanlar
cezaevine gönderiliyordu.


* Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupa'da
lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti
17. yüzyıla kadar sürdü.

Fransa krallarından 14.Louis,
gününün belli bir zamanını lazımlığında
oturarak geçirir, devlet işlerini de
buradan yürütürdü.

1600'lerde İstanbul'a gelen İngiliz büyükelçiler,
lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma
adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya'yaki
bir konağa gönderilmişti.

19. yüzyıla gelindiğinde,
kesin olarak tuvalet kullanma sözü
vermeleri üzerine Taksim'e taşınmalarına
izin verilmişti...]]>
<![CDATA[Aamir Khan kimdirr]]> https://eylulforum.com/konu-aamir-khan-kimdirr Mon, 01 Oct 2012 22:33:40 +0300 https://eylulforum.com/konu-aamir-khan-kimdirr
.jpg   amir.jpg (Dosya Boyutu: 36.62 KB / İndirme Sayısı: 5) Arkadaşlar son zamanlarda keşfettiğim ve hayranlıkla çoğu filmini izlediğim her filminden sonra ya bi adamın bir tane de kötü filmi olmazmı dediğim tek oyuncudur filmlerini kesinlikle izleyin TAVSİYEM dir....

Aamir Khan (Doğum : 14 Mart 1965 Hindistan) Hint Asıllı Oyuncu.Türkiye ‘ de dahil olmak üzere Dünya da çok seviliyor.Bolywood sinemasının en iyi oyuncularından olan Aamir Khanın hayatı ve oynadığı filmleri aşağıda görebilirsiniz.Şiddetle tavsiye ettiğim filmleri;

Fanaa
Taare Zameen Par
Ghajini
3 İdiots

Filmleri

Yaadon Ki Baaraat
Madhosh
Holi
Qayamat Se Qayamat Tak
Raakh
Love Love Love
Awwal Number
Tum Mere Ho
Dil
Deewana Mujh Sa Nahin
Jawani Zindabad
Afsana Pyaar Ka
Dil Hai Ki Manta Nahin
Isi Ka Naam Zindagi
Daulat Ki Jung
Jo Jeeta Wohi Sikandar
Parampara
Hum Hain Rahi Pyaar Ke
Andaz Apna Apna
Baazi
Aatank Hi Aatank
Rangeela
Akele Hum Akele Tum
Raja Hindustani
Ishq
Ghulam
Sarfarosh
Mann
Earth (1947)
Mela
Lagaan
Dil Chahta Hai
Mangal Pandey: The Rising
Rang De Basanti
Fanaa
Taare Zameen Par
Ghajini
3 İdiots]]>

.jpg   amir.jpg (Dosya Boyutu: 36.62 KB / İndirme Sayısı: 5) Arkadaşlar son zamanlarda keşfettiğim ve hayranlıkla çoğu filmini izlediğim her filminden sonra ya bi adamın bir tane de kötü filmi olmazmı dediğim tek oyuncudur filmlerini kesinlikle izleyin TAVSİYEM dir....

Aamir Khan (Doğum : 14 Mart 1965 Hindistan) Hint Asıllı Oyuncu.Türkiye ‘ de dahil olmak üzere Dünya da çok seviliyor.Bolywood sinemasının en iyi oyuncularından olan Aamir Khanın hayatı ve oynadığı filmleri aşağıda görebilirsiniz.Şiddetle tavsiye ettiğim filmleri;

Fanaa
Taare Zameen Par
Ghajini
3 İdiots

Filmleri

Yaadon Ki Baaraat
Madhosh
Holi
Qayamat Se Qayamat Tak
Raakh
Love Love Love
Awwal Number
Tum Mere Ho
Dil
Deewana Mujh Sa Nahin
Jawani Zindabad
Afsana Pyaar Ka
Dil Hai Ki Manta Nahin
Isi Ka Naam Zindagi
Daulat Ki Jung
Jo Jeeta Wohi Sikandar
Parampara
Hum Hain Rahi Pyaar Ke
Andaz Apna Apna
Baazi
Aatank Hi Aatank
Rangeela
Akele Hum Akele Tum
Raja Hindustani
Ishq
Ghulam
Sarfarosh
Mann
Earth (1947)
Mela
Lagaan
Dil Chahta Hai
Mangal Pandey: The Rising
Rang De Basanti
Fanaa
Taare Zameen Par
Ghajini
3 İdiots]]>
<![CDATA[Dünyayı kadınlar yönetince]]> https://eylulforum.com/konu-dunyayi-kadinlar-yonetince Wed, 19 Sep 2012 17:00:33 +0300 https://eylulforum.com/konu-dunyayi-kadinlar-yonetince Arjantinli doktor ve gazeteci Ricardo Coler, iki aydan fazla bir süre Güney Çin’deki Mosuo şehrinde yaşadı. Mosuo’nun özelliği, dünyada anaerkil yapının hüküm sürdüğü, otoritenin kadınların elinde olduğu nadir yerlerden biri olması.
Coler, kadınların hüküm sürdüğü dünyayı şöyle tarif ediyor: “Kadınlar başka türlü yönetiyorlar. Onların yönetiminde şiddet yok. Kadınlar yönetimde olunca, erkekler daha iyi yaşıyor.”
Coler'e göre Mosuo'da erkeklerin hemen hemen hiç bir sorumluluğu yok. Anaerkil toplumdaki erkeklerin hayatını, Coler şöyle tarif ediyor: "Erkekler daha az çalışıyor ve bütün gün arkadaşlarıyla oturuyorlar. Her gece başka bir kadınla beraber olabiliyorlar. Kadınlar parayı da yönettiği için, erkeklerin o alanda bir sorumluluğu yok. Ataerkil toplumlarda biz erkekler çok daha fazla çalışıyoruz, üstüne üstlük ev işlerine de yardım etmemiz gerekiyor. Mosuo’da erkeklerin ev işleriyle ilgilenmesine de hiç gerek yok!"
Mosuo’daki anaerkil yapıda kadın ve erkek rolleri, bizim Batı toplumundakinin tam tersi değil. Mosuo’lu kadınlar güç sahibi, ancak amaçları daha fazla para kazanmak ya da daha çok mal sahibi olmak değil. Kadınlar gücü farklı şekilde kullanıyor. Ailesinin her anlamda mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için kullanıyor elindeki gücü."
Coler, Mosuo’da kendisini en çok şaşırtan şeyin şiddetin hemen hiç yaşanmaması olduğunu söylüyor. “Şiddet yok dediğim zaman, kulağınıza idealize ediyorum gibi gelmesin. Her toplumun kendine göre sorunları vardır. Ama kadınların aklına sorunları şiddetle çözmek fikri gelmiyor.”
Coler, Mosuo'daki aşk hayatının ise bir yönüyle bizim toplumlarımıza tanıdık, bir yönüyle de yabancı olduğunu söylüyor ve iki toplumun arasındaki farkı şöyle anlatıyor: “Mosuo’da devamlı birileri seni bir kadınla tanıştırmak istiyor. Tanıştırıldığın zaman, kadınlar genelde mahçup davranıyor. Halbuki normalde kadınlar çok güçlü karakterler ve neredeyse hep bağırarak konuşuyorlar. Ancak sizinle beraber olmak istiyorlarsa daha çekingen davranıyorlar . Ancak beraber olduktan sonra, o mahçup tavırdan eser kalmıyor. Kadınlar ertesi gün normal hayatına devam ediyor, sanki hiç tanışmamışsınız gibi...
"Mosuo’daki cinsel hayat fazlasıyla aktif ve çiftler sıklıkla değişiyor. Ama sonuçta kiminle beraber olacağına kadın karar veriyor. Her yetişkin kadın, kendi ayrı evinde oturuyor. Ancak erkekler ya toplu halde, ya da aileleri ile oturuyor. Eğer çiftler arasında aşk olursa, erkek, kadının yanına taşınabiliyor. Kadınların erkeklerle beraber yaşamaları için tek motivasyonu aşk. Çocuklar veya para gibi şeyler için beraber yaşamayı sürdürmüyorlar. Aşk bitince ilişki de bitiyor, evlilik ise mutlaka olmak zorunda değil. "
Coler, Mosuo'da kendisinden de çocuk sahibi olmak isteyen bir kadınla tanışmış. Gazeteci Mosuol'u kadını nazikçe reddetmiş. “Bakamayacağım çocukları dünyayı getirmek istemiyorum” fikrini anlatmakta zorlanmış. Üstelik kadından aldığı cevap, “Çocuklar zaten annede kalır. Erkeğin onu yetiştirmede fazla bir rolü olmaz. Bu işi fazla ciddiye alıyorsun” olmuş.
Coler bu konuda şunları söylüyor: "25 bin kişinin yaşadığı Mosuo’da, 'baba' kelimesi fazla bir anlam ifade etmiyor. Çocukların, babalarının kim olduğunu bilmemesi sıklıkla karşılaşılan bir durum. Esas olan çocuklarla birlikte kurulan aile. Çünkü aileden ayrılmak hemen hemen hiç mümkün değil."Mosuo’da kadınlar toplumda bu kadar önemli rol oynadığı için bir kadının kız çocuğunun olmaması kötü algılanıyor.
Paranın esas yönetimi kadınlarda olduğu için, kız çocuklarının olmadığı evlerde maddi sıkıntılar baş gösterebiliyor.
Aslında Çin’de şehirlerde bir, kırsal alanlarda iki çocuğa izin veriliyor. Ancak Mosuo’lular azınlık statüsünde olduğu için onlara çocuk sınırlaması getirilmiyor.]]>
Arjantinli doktor ve gazeteci Ricardo Coler, iki aydan fazla bir süre Güney Çin’deki Mosuo şehrinde yaşadı. Mosuo’nun özelliği, dünyada anaerkil yapının hüküm sürdüğü, otoritenin kadınların elinde olduğu nadir yerlerden biri olması.
Coler, kadınların hüküm sürdüğü dünyayı şöyle tarif ediyor: “Kadınlar başka türlü yönetiyorlar. Onların yönetiminde şiddet yok. Kadınlar yönetimde olunca, erkekler daha iyi yaşıyor.”
Coler'e göre Mosuo'da erkeklerin hemen hemen hiç bir sorumluluğu yok. Anaerkil toplumdaki erkeklerin hayatını, Coler şöyle tarif ediyor: "Erkekler daha az çalışıyor ve bütün gün arkadaşlarıyla oturuyorlar. Her gece başka bir kadınla beraber olabiliyorlar. Kadınlar parayı da yönettiği için, erkeklerin o alanda bir sorumluluğu yok. Ataerkil toplumlarda biz erkekler çok daha fazla çalışıyoruz, üstüne üstlük ev işlerine de yardım etmemiz gerekiyor. Mosuo’da erkeklerin ev işleriyle ilgilenmesine de hiç gerek yok!"
Mosuo’daki anaerkil yapıda kadın ve erkek rolleri, bizim Batı toplumundakinin tam tersi değil. Mosuo’lu kadınlar güç sahibi, ancak amaçları daha fazla para kazanmak ya da daha çok mal sahibi olmak değil. Kadınlar gücü farklı şekilde kullanıyor. Ailesinin her anlamda mutluluğunu ve huzurunu sağlamak için kullanıyor elindeki gücü."
Coler, Mosuo’da kendisini en çok şaşırtan şeyin şiddetin hemen hiç yaşanmaması olduğunu söylüyor. “Şiddet yok dediğim zaman, kulağınıza idealize ediyorum gibi gelmesin. Her toplumun kendine göre sorunları vardır. Ama kadınların aklına sorunları şiddetle çözmek fikri gelmiyor.”
Coler, Mosuo'daki aşk hayatının ise bir yönüyle bizim toplumlarımıza tanıdık, bir yönüyle de yabancı olduğunu söylüyor ve iki toplumun arasındaki farkı şöyle anlatıyor: “Mosuo’da devamlı birileri seni bir kadınla tanıştırmak istiyor. Tanıştırıldığın zaman, kadınlar genelde mahçup davranıyor. Halbuki normalde kadınlar çok güçlü karakterler ve neredeyse hep bağırarak konuşuyorlar. Ancak sizinle beraber olmak istiyorlarsa daha çekingen davranıyorlar . Ancak beraber olduktan sonra, o mahçup tavırdan eser kalmıyor. Kadınlar ertesi gün normal hayatına devam ediyor, sanki hiç tanışmamışsınız gibi...
"Mosuo’daki cinsel hayat fazlasıyla aktif ve çiftler sıklıkla değişiyor. Ama sonuçta kiminle beraber olacağına kadın karar veriyor. Her yetişkin kadın, kendi ayrı evinde oturuyor. Ancak erkekler ya toplu halde, ya da aileleri ile oturuyor. Eğer çiftler arasında aşk olursa, erkek, kadının yanına taşınabiliyor. Kadınların erkeklerle beraber yaşamaları için tek motivasyonu aşk. Çocuklar veya para gibi şeyler için beraber yaşamayı sürdürmüyorlar. Aşk bitince ilişki de bitiyor, evlilik ise mutlaka olmak zorunda değil. "
Coler, Mosuo'da kendisinden de çocuk sahibi olmak isteyen bir kadınla tanışmış. Gazeteci Mosuol'u kadını nazikçe reddetmiş. “Bakamayacağım çocukları dünyayı getirmek istemiyorum” fikrini anlatmakta zorlanmış. Üstelik kadından aldığı cevap, “Çocuklar zaten annede kalır. Erkeğin onu yetiştirmede fazla bir rolü olmaz. Bu işi fazla ciddiye alıyorsun” olmuş.
Coler bu konuda şunları söylüyor: "25 bin kişinin yaşadığı Mosuo’da, 'baba' kelimesi fazla bir anlam ifade etmiyor. Çocukların, babalarının kim olduğunu bilmemesi sıklıkla karşılaşılan bir durum. Esas olan çocuklarla birlikte kurulan aile. Çünkü aileden ayrılmak hemen hemen hiç mümkün değil."Mosuo’da kadınlar toplumda bu kadar önemli rol oynadığı için bir kadının kız çocuğunun olmaması kötü algılanıyor.
Paranın esas yönetimi kadınlarda olduğu için, kız çocuklarının olmadığı evlerde maddi sıkıntılar baş gösterebiliyor.
Aslında Çin’de şehirlerde bir, kırsal alanlarda iki çocuğa izin veriliyor. Ancak Mosuo’lular azınlık statüsünde olduğu için onlara çocuk sınırlaması getirilmiyor.]]>
<![CDATA[Tarihin en aç gözlü 11 insanı]]> https://eylulforum.com/konu-tarihin-en-ac-gozlu-11-insani Sun, 16 Sep 2012 13:32:23 +0300 https://eylulforum.com/konu-tarihin-en-ac-gozlu-11-insani 1.Marcus Licinius Crassus

Romanın ünlü generali Crassus’un ve destekçisi Julius Sezar “yangın satışlarının” yaşandığı zamanlarda, mal varlıklarını oldukça artırdı. Bu general, Roma’da çıkan yangınlarda ilgisini çeken bir evi askerleriyle ziyaret edip, yanan evi yok pahasına satın alıyordu. Anlaşmaya varıldıktan sonra, emri altındaki askerlere alevleri söndürmelerini emrediyordu.

2.Cengiz Han

Ünlü hükümdar bütün dünyaya sahip olmak istedi. Ölmeden önce bu büyük hayalini neredeyse gerçekleştirmişti. Ölümünden sonra hükümdarın krallığı Pasifik Okyanusu’ndan Adriyatik Denizi’ne kadar uzanıyordu.

3.Papa IV. Sixtus

Papa, bütün mal varlığını ölen kişilerin yakınlarına, ölülerin ruhlarını cennete götürdüğü iddia edilen af belgelerini satarak kazandı.

4.William H. Wanderhilt

“Bu toplumun canı cehenneme. Kendimden başka kimse için çalışmam ve başkalarına para kazandırmam” diyen demiryolu ağı devi ismi Wanderhilt, kendi zamanının en güçlü ve zengin ismiydi.

5.William M. “Boss” Tweed

Şişmanlığıyla ünlü ticaret ve siyaset ile uğraşmış olan Tweed, tam 130 kiloydu. Güç makinesi olarak kullandığı şirketi Tammay Hall ile New Yorklu vergi mükelleflerinden 200 milyon doların üzerinde para kazandı. Tweed’in fiziki özellikleri zamanın politik yayınlarında Thomas Nast’in de yaptığı gibi karikatürlere konu oluyordu.

6.Empress Dowager Cixi 1835-1908

50 yıllık bir süre zarfında, cariyelikten Çin imparatoriçesine dönüşen Cixi, ölümüne kadar oğlunun imparatorluğunu yönetti. Üç yaşındaki yeğenini ülkenin imparatoru olarak ilan ederek, ülkeyi yönetmeye devam etti. Cixi, ordunun parasını kendine fildişi ziyafet kayığı yaptırmak için kullandı. Kayıkta, altın çöp şişlerin kullanıldığı 150 kişilik bir yemek masası vardı. 3 bin adet mücevher kutusunun olduğu bilinen Cixi’nin mücevherlerinin sayısını tahmin etmenin imkansız olduğu söyleniyor.

7.Charles Ponzi

Ölümünün ardından, kendi adıyla anılan bir dolandırıcılık şeması oluşturdu. Başka söze gerek var mı?

8.Imelda Marcos

Kocasının yönettiği Filipin halkının fakirliğine bir yıldız gibi doğmayı kendine görev bildi. Marcos’un New York ve Roma’ya alışverişe yanında 5 milyon dolarla çıktığı söyleniyor. Dünyanın en geniş mücevher koleksiyonuna ve 3 bin ayakkabıya sahip olduğu biliniyor.

9.Ivan Boesky

Wall Street’in, “hırs güzeldir” karakterine sahip üyesi , aracı kurum olarak 200 milyon doların üzerinde para kazandı ve Oliver Stone’un Gordon Gekko’yu yaratmasına da ilham verdi. Fakat Boesky’nin fıçıdaki bir balığı başkasın tarafından yönlendirilmeden tutamayacak kadar aptal olduğu biliniyor.

10.Dennis Kozlowski

Tyco International CEO’su olarak, hissedarlarının 400 milyon dolarını dolandırdı. Altın bir duş perdesi için şirket hesabından 6 bin dolar çeken Kozlowski, karısının doğum günü partisine 2 milyon dolar harcadı.

11.Bernard Madoff

Dolandırdığı 50 milyar dolarla, tarihin en büyük yolsuzluğuna imza attı. Dolandırdığı isimler arasında binlerce vakıf, arkadaşı olarak kabul ettikleri var. Madoff ve eşinin dolandırdıkları paranın hakkını verir şekilde arabaları, yatları New York Yukarı Doğu yakasında lüks apartmanları var.]]>
1.Marcus Licinius Crassus

Romanın ünlü generali Crassus’un ve destekçisi Julius Sezar “yangın satışlarının” yaşandığı zamanlarda, mal varlıklarını oldukça artırdı. Bu general, Roma’da çıkan yangınlarda ilgisini çeken bir evi askerleriyle ziyaret edip, yanan evi yok pahasına satın alıyordu. Anlaşmaya varıldıktan sonra, emri altındaki askerlere alevleri söndürmelerini emrediyordu.

2.Cengiz Han

Ünlü hükümdar bütün dünyaya sahip olmak istedi. Ölmeden önce bu büyük hayalini neredeyse gerçekleştirmişti. Ölümünden sonra hükümdarın krallığı Pasifik Okyanusu’ndan Adriyatik Denizi’ne kadar uzanıyordu.

3.Papa IV. Sixtus

Papa, bütün mal varlığını ölen kişilerin yakınlarına, ölülerin ruhlarını cennete götürdüğü iddia edilen af belgelerini satarak kazandı.

4.William H. Wanderhilt

“Bu toplumun canı cehenneme. Kendimden başka kimse için çalışmam ve başkalarına para kazandırmam” diyen demiryolu ağı devi ismi Wanderhilt, kendi zamanının en güçlü ve zengin ismiydi.

5.William M. “Boss” Tweed

Şişmanlığıyla ünlü ticaret ve siyaset ile uğraşmış olan Tweed, tam 130 kiloydu. Güç makinesi olarak kullandığı şirketi Tammay Hall ile New Yorklu vergi mükelleflerinden 200 milyon doların üzerinde para kazandı. Tweed’in fiziki özellikleri zamanın politik yayınlarında Thomas Nast’in de yaptığı gibi karikatürlere konu oluyordu.

6.Empress Dowager Cixi 1835-1908

50 yıllık bir süre zarfında, cariyelikten Çin imparatoriçesine dönüşen Cixi, ölümüne kadar oğlunun imparatorluğunu yönetti. Üç yaşındaki yeğenini ülkenin imparatoru olarak ilan ederek, ülkeyi yönetmeye devam etti. Cixi, ordunun parasını kendine fildişi ziyafet kayığı yaptırmak için kullandı. Kayıkta, altın çöp şişlerin kullanıldığı 150 kişilik bir yemek masası vardı. 3 bin adet mücevher kutusunun olduğu bilinen Cixi’nin mücevherlerinin sayısını tahmin etmenin imkansız olduğu söyleniyor.

7.Charles Ponzi

Ölümünün ardından, kendi adıyla anılan bir dolandırıcılık şeması oluşturdu. Başka söze gerek var mı?

8.Imelda Marcos

Kocasının yönettiği Filipin halkının fakirliğine bir yıldız gibi doğmayı kendine görev bildi. Marcos’un New York ve Roma’ya alışverişe yanında 5 milyon dolarla çıktığı söyleniyor. Dünyanın en geniş mücevher koleksiyonuna ve 3 bin ayakkabıya sahip olduğu biliniyor.

9.Ivan Boesky

Wall Street’in, “hırs güzeldir” karakterine sahip üyesi , aracı kurum olarak 200 milyon doların üzerinde para kazandı ve Oliver Stone’un Gordon Gekko’yu yaratmasına da ilham verdi. Fakat Boesky’nin fıçıdaki bir balığı başkasın tarafından yönlendirilmeden tutamayacak kadar aptal olduğu biliniyor.

10.Dennis Kozlowski

Tyco International CEO’su olarak, hissedarlarının 400 milyon dolarını dolandırdı. Altın bir duş perdesi için şirket hesabından 6 bin dolar çeken Kozlowski, karısının doğum günü partisine 2 milyon dolar harcadı.

11.Bernard Madoff

Dolandırdığı 50 milyar dolarla, tarihin en büyük yolsuzluğuna imza attı. Dolandırdığı isimler arasında binlerce vakıf, arkadaşı olarak kabul ettikleri var. Madoff ve eşinin dolandırdıkları paranın hakkını verir şekilde arabaları, yatları New York Yukarı Doğu yakasında lüks apartmanları var.]]>
<![CDATA[Haraket eden tabutların sırrı]]> https://eylulforum.com/konu-haraket-eden-tabutlarin-sirri Sun, 16 Sep 2012 11:33:21 +0300 https://eylulforum.com/konu-haraket-eden-tabutlarin-sirri Aynı mezarlığa gömülen cesetlerin her biri yerinden oynuyordu.Peki "Huzursuz ruhlar" denilen bu esrarengiz olayın sırrı neydi?1807 Temmuz'unda Bayan Thomasina Goddard'ın cesedi basit ahşap bir tabutla mezar odasının en üst katına konuldu.Daha sonra delilik intihar ve cinayet gibi kötü şöhrete sahip Chase ailesi kondu.
Ailenin reisi kötü biriydi; kölelerine karşı öyle zalimdi ki adamı ölümle tehdit ederlerdi.22 Şubat 1808'de bebek Mary öldü; büyük ihtimalle babası bebeği kızgın bir anında öldürmüştü!
Zavallı bebek ağır metal bir tabutla mezara kondu.Birkaç ay sonra ailenin tuhaflığıyla bilinen delikanlısı Dorcas, kendini bahçedeki bir dolaba kilitleyip havasızlıktan öldü. O da aynı mezara kondu.Dış kapıya geldiklerinde iki zenci kapıyı açtı. Ağıtlar yakarak tabutu taşayanlar onu takip ettiler, taş basamaklara yöneldiler.
Sadece el fenerinin ışığı vardı. Mezarın iç kapısı açıldı ve herkes korkuyla bağırdı.
Bebek Chase'in tabutu, konulduğu yerin tam karşısında ve baş kısmı yukarıda olarak dik duruyordu!
Ağıt yakanlar tabutu düzelttiler ve Dorcas'ı kızkardeşinin yanına koydular.
Bir ay sonra albay Chase, kendini öldürdü. O da aynı mezarlığa kondu.
8 yıl sonra Chase'lerden olan bir çocuk daha öldü ve mezarlığa getirildi. Bu süre içinde menteşeler paslanmıştı.
Kapıyı iki zenci ancak açabildi.
İçeri girenler korkuyla kala kaldılar! Bayan Goddard'ın tabutu normal yerindeydi ama Chase ailesinin tabutları ortalığa saçılmıştı!Bu çok tuhaftı; zira her birini dört kişi ancak kaldırabiliyordu!
Bir ay sonra mezarlığa çiçek koyan bir kadın 'çatırtı' sesleri ve 'inliyen birinin sesi'ni duydu. Kadının atının ağzından korkudan köpükler gelmeye başladı ve sonradan veterinerde tedavi görmek zorunda kaldı.
Ertesi Pazar kilisenin dışında bağlı duran atlar korkuyla dörtnala tepeler kaçmaya başladılar ve oradan da denize ölüme atladılar!
Mezarlığın adı gittikçe kötüye çıkıyordu. Sırada Samuel Brewster'in cenazesi vardı. Kimi Küba, kimi Haiti'den gelen 1000 kişilik kalabalık bir cenazeydi.Şiddetli bir fırtına vardı ve dört zenci köle kurşun tabutu taşıyorlardı; ki yine insanın kanını donduran aynı manzarayla karşılaştılar: tabutlar yine ortalığa saçılmıştı.
Bu noktada işe adanın valisi Lord Combermere karıştı. Sonraki cenazeye bizzat katıldı. Bu seferki, tabutunun yeri hiç bozulmayan Thomasino Goddard'ın kızı Thomasino Clarke'ın cenazesiydi. Vali mezarlıkta bir yeraltı dehlizi olup olmadığına baktı (ki hiç yoktu).
Adamlara yeni tabutu getirmeden önce ters çevrilmiş tabutları düzeltmelerini emretti. Sonra zemini ince kumla kaplattı ve kapıya yeni bir kilit taktırdı.Son olarak kapı alçıyla mühürlendi. Vali ve adamları alçı ıslakken yüzüklerini iz bırakacak şekilde bastırdılar.
18 Nisan 1820'de güneşli bir günde vali son kez mezarı açtı. Kapıdaki mühür bozulmamıştı.Ustalar alçıyı kırdılar ama kapıyı ancak bir iki santim açabildiler; çünkü kapıya bir şey dayanıyordu.
Zorlayınca kapı açıldı, ağır bir cisim basamaklara çarparak düştü. Tabii ki bu bir tabuttu. Mezara girdiklerinde Dorcas Chase'e ait bir kol kemiği gördüler, tabutun kenarından dışarı sarkmıştı.
Bayan Goddard'ın tabutu dahil bütün tabutlarrastgele yerdeydi. Vali pes etti.Cenazeyi başka bir yere gömdürdü.Londra Bilim Müzesi ve Fizik Araştırmaları Derneği'nden araştırmacılar olayı araştırdılar ama hiçbir cevap bulunamadı.
Tabutlar, yer hareketlerinden dolayı devriliyor olamazdı, çünkü mezar bir mercan yatağına yaslanıyordu.
Giriş kapısından başka hiçbir yeraltı dehlizi yoktu.Kapıdaki mühür bozulmadığına göre birinin gizlice içeri girmesi imkansızdı.
Mezara konulan mücevherlere dokunulmamıştı, dolayısıyla mezar hırsızlarının işi de değildi. Mezarlık bir daha asla kullanılmadı.]]>
Aynı mezarlığa gömülen cesetlerin her biri yerinden oynuyordu.Peki "Huzursuz ruhlar" denilen bu esrarengiz olayın sırrı neydi?1807 Temmuz'unda Bayan Thomasina Goddard'ın cesedi basit ahşap bir tabutla mezar odasının en üst katına konuldu.Daha sonra delilik intihar ve cinayet gibi kötü şöhrete sahip Chase ailesi kondu.
Ailenin reisi kötü biriydi; kölelerine karşı öyle zalimdi ki adamı ölümle tehdit ederlerdi.22 Şubat 1808'de bebek Mary öldü; büyük ihtimalle babası bebeği kızgın bir anında öldürmüştü!
Zavallı bebek ağır metal bir tabutla mezara kondu.Birkaç ay sonra ailenin tuhaflığıyla bilinen delikanlısı Dorcas, kendini bahçedeki bir dolaba kilitleyip havasızlıktan öldü. O da aynı mezara kondu.Dış kapıya geldiklerinde iki zenci kapıyı açtı. Ağıtlar yakarak tabutu taşayanlar onu takip ettiler, taş basamaklara yöneldiler.
Sadece el fenerinin ışığı vardı. Mezarın iç kapısı açıldı ve herkes korkuyla bağırdı.
Bebek Chase'in tabutu, konulduğu yerin tam karşısında ve baş kısmı yukarıda olarak dik duruyordu!
Ağıt yakanlar tabutu düzelttiler ve Dorcas'ı kızkardeşinin yanına koydular.
Bir ay sonra albay Chase, kendini öldürdü. O da aynı mezarlığa kondu.
8 yıl sonra Chase'lerden olan bir çocuk daha öldü ve mezarlığa getirildi. Bu süre içinde menteşeler paslanmıştı.
Kapıyı iki zenci ancak açabildi.
İçeri girenler korkuyla kala kaldılar! Bayan Goddard'ın tabutu normal yerindeydi ama Chase ailesinin tabutları ortalığa saçılmıştı!Bu çok tuhaftı; zira her birini dört kişi ancak kaldırabiliyordu!
Bir ay sonra mezarlığa çiçek koyan bir kadın 'çatırtı' sesleri ve 'inliyen birinin sesi'ni duydu. Kadının atının ağzından korkudan köpükler gelmeye başladı ve sonradan veterinerde tedavi görmek zorunda kaldı.
Ertesi Pazar kilisenin dışında bağlı duran atlar korkuyla dörtnala tepeler kaçmaya başladılar ve oradan da denize ölüme atladılar!
Mezarlığın adı gittikçe kötüye çıkıyordu. Sırada Samuel Brewster'in cenazesi vardı. Kimi Küba, kimi Haiti'den gelen 1000 kişilik kalabalık bir cenazeydi.Şiddetli bir fırtına vardı ve dört zenci köle kurşun tabutu taşıyorlardı; ki yine insanın kanını donduran aynı manzarayla karşılaştılar: tabutlar yine ortalığa saçılmıştı.
Bu noktada işe adanın valisi Lord Combermere karıştı. Sonraki cenazeye bizzat katıldı. Bu seferki, tabutunun yeri hiç bozulmayan Thomasino Goddard'ın kızı Thomasino Clarke'ın cenazesiydi. Vali mezarlıkta bir yeraltı dehlizi olup olmadığına baktı (ki hiç yoktu).
Adamlara yeni tabutu getirmeden önce ters çevrilmiş tabutları düzeltmelerini emretti. Sonra zemini ince kumla kaplattı ve kapıya yeni bir kilit taktırdı.Son olarak kapı alçıyla mühürlendi. Vali ve adamları alçı ıslakken yüzüklerini iz bırakacak şekilde bastırdılar.
18 Nisan 1820'de güneşli bir günde vali son kez mezarı açtı. Kapıdaki mühür bozulmamıştı.Ustalar alçıyı kırdılar ama kapıyı ancak bir iki santim açabildiler; çünkü kapıya bir şey dayanıyordu.
Zorlayınca kapı açıldı, ağır bir cisim basamaklara çarparak düştü. Tabii ki bu bir tabuttu. Mezara girdiklerinde Dorcas Chase'e ait bir kol kemiği gördüler, tabutun kenarından dışarı sarkmıştı.
Bayan Goddard'ın tabutu dahil bütün tabutlarrastgele yerdeydi. Vali pes etti.Cenazeyi başka bir yere gömdürdü.Londra Bilim Müzesi ve Fizik Araştırmaları Derneği'nden araştırmacılar olayı araştırdılar ama hiçbir cevap bulunamadı.
Tabutlar, yer hareketlerinden dolayı devriliyor olamazdı, çünkü mezar bir mercan yatağına yaslanıyordu.
Giriş kapısından başka hiçbir yeraltı dehlizi yoktu.Kapıdaki mühür bozulmadığına göre birinin gizlice içeri girmesi imkansızdı.
Mezara konulan mücevherlere dokunulmamıştı, dolayısıyla mezar hırsızlarının işi de değildi. Mezarlık bir daha asla kullanılmadı.]]>
<![CDATA[Dünya nüfusu 100 kişi olsaydı....]]> https://eylulforum.com/konu-dunya-nufusu-100-kisi-olsaydi Sun, 03 Jul 2011 19:14:10 +0300 https://eylulforum.com/konu-dunya-nufusu-100-kisi-olsaydi 2.24 kişi karanlıkta yaşıyor olurdu.
3.33 kişi Hıristiyan, 19 kişi Müslüman, 13 kişi Hindu, 6 kişi Budist, 5 kişi yüksek bir varlığın olduğuna inanan, 20 kişiyse diğer dinlerden veya ateist olurdu.
4.10 kişi eşcinsel olurdu.
5.17 kişi içecek temiz suya sahip olmazdı.
6.68'i temiz hava solurken diğerleri kirli havada yaşardı.
7.60 Asyalı, 13 Kuzey Amerikalı, 13 Afrikalı, 12 Avrupalı, 1 Okyanusyalı olurdu.
8.70 yetişkin, 30 çocuk olurdu.
9.15'i aşırı kilolu,30'unun her zaman ulaşabileceği yiyeceği,20'sinin yetersiz gıdası,50si sürekli aç 1'i ise açlıktan ölmek üzere
10.6 Amerikalı köyün bütün parasının % 59'una sahip olurdu. 74 kişi paranın % 39'unu paylaşırken 20 kişi de % 2'ye sahip olurdu.
11.20 kişi bombardıman, mayın, tecavüz veya kaçırılma korkusuyla yaşardı.
12.Bir yılda 2 doğum, bir ölüm meydana gelirdi.
13.30 kişi beyaz tenli olurdu.
14.17 kişi Çince, 8 kişi Hintçe, 4 kişi Arapça 6 kişi Rusça, 6 kişi İspanyolca, 9 kişi İngilizce ve 50 kişi farklı dil konuşurdu.
15.48 erkek, 52 kadın olurdu.
16.48 kişi taciz, hapis, işkence veya ölüm nedeniyle düşüncesini konuşamaz veya uygulayamazdı.
17.20 kişi toplam enerjinin yüzde 80'ini kullanırken, 80 kişi kalan yüzde 20'yle yetinirdi.
18.Sadece bir kişinin üniversite diploması olurdu.
19.Sadece 7 kişinin bilgisayarı olurdu.
20.86 kişi okuma yazma bilirdi.]]>
2.24 kişi karanlıkta yaşıyor olurdu.
3.33 kişi Hıristiyan, 19 kişi Müslüman, 13 kişi Hindu, 6 kişi Budist, 5 kişi yüksek bir varlığın olduğuna inanan, 20 kişiyse diğer dinlerden veya ateist olurdu.
4.10 kişi eşcinsel olurdu.
5.17 kişi içecek temiz suya sahip olmazdı.
6.68'i temiz hava solurken diğerleri kirli havada yaşardı.
7.60 Asyalı, 13 Kuzey Amerikalı, 13 Afrikalı, 12 Avrupalı, 1 Okyanusyalı olurdu.
8.70 yetişkin, 30 çocuk olurdu.
9.15'i aşırı kilolu,30'unun her zaman ulaşabileceği yiyeceği,20'sinin yetersiz gıdası,50si sürekli aç 1'i ise açlıktan ölmek üzere
10.6 Amerikalı köyün bütün parasının % 59'una sahip olurdu. 74 kişi paranın % 39'unu paylaşırken 20 kişi de % 2'ye sahip olurdu.
11.20 kişi bombardıman, mayın, tecavüz veya kaçırılma korkusuyla yaşardı.
12.Bir yılda 2 doğum, bir ölüm meydana gelirdi.
13.30 kişi beyaz tenli olurdu.
14.17 kişi Çince, 8 kişi Hintçe, 4 kişi Arapça 6 kişi Rusça, 6 kişi İspanyolca, 9 kişi İngilizce ve 50 kişi farklı dil konuşurdu.
15.48 erkek, 52 kadın olurdu.
16.48 kişi taciz, hapis, işkence veya ölüm nedeniyle düşüncesini konuşamaz veya uygulayamazdı.
17.20 kişi toplam enerjinin yüzde 80'ini kullanırken, 80 kişi kalan yüzde 20'yle yetinirdi.
18.Sadece bir kişinin üniversite diploması olurdu.
19.Sadece 7 kişinin bilgisayarı olurdu.
20.86 kişi okuma yazma bilirdi.]]>