takipçi satın al

instagram takipçi hilesi

takipçi

izmir escort escort izmir izmir escort bayanlar urlexpander.edu.pl dnswhois.edu.pl createaform.com obio.link muzikindirdinle.com izlexl.com downloadbu.com xcryptotrack.com scriptsnulled.net istanbul escort istanbul escort

<![CDATA[Eylül Forum | Hayat Paylaşınca Güzel - Üroloji (Bevliye)]]> https://eylulforum.com/ 2025-02-22T15:53:16Z MyBB 2011-03-06T12:40:01Z 2011-03-06T12:40:01Z https://eylulforum.com/konu-uroloji-sorun-basliklari-video <![CDATA[Üroloji Sorun Başlıkları [Video]]]>
http://www.uzmantv.com/etiket/%C3%BCroloji]]>
false
2010-10-08T00:54:43Z 2010-10-08T00:54:43Z https://eylulforum.com/konu-prostatit <![CDATA[PROSTATIT]]>
Akut Bakteriyel Prostatit

Genellikle prostat absesi ile birlikte bulunur. Gram negatif adı verilen bakteri grubu tarafından meydana getirilirler. En sık neden olan bakteriler: E. coli, proteus ve klepsielladır. Bazen stafilokok ve enterokok gibi gram pozitif bakteriler de neden olabilir.

Titremelerle yükselen ateş, idrar yollarına ait şikayetler, ve penis ile makat arasında ağrı ile kendini gösterir. İdrar yapamama, eklem ağrıları ve kas ağrısı da eşlik edebilir. Bazen absenin kendiliğinden boşalması sonucu penisin ucundan akıntı gelir.

Tedavide genelde ikili antibiyotik enjeksiyonu tercih edilir. İdrar tutulumu varsa penisin hemen üzerinden enjektör ile idrar dışarı alınır. Abse varsa boşaltılır.

Kronik Bakteriyel Prostatit

Yine yukarıda adı geçen bakteriler neden olur. Prostat masajı ile alınan örnekte bakteri üretilebilir. Muayene sırasında ağrı meydana gelmez. Ateş gibi akut enfeksiyon bulguları yoktur.

Tedavide esas; prostat sıvısına en fazla geçen antibiyotiklerle uzun süreli tedavi uygulamaktır (3 ay kadar). Tedavide trimetoprim-sulfametoksazol, sadece trimetoprim, indanil karbenisilin, doksisiklin ve eritromisin kullanılabilir.

Kronik bakteriyel prostatit ile sıklıkla karışan durum, kronik abakteriyel prostatittir. Bu hastalıkta klamidya, mikoplazma, üreaplazma gibi mikroorganizmaların etken olduğu düşünülmektedir.]]>
false
2010-10-08T00:54:15Z 2010-10-08T00:54:15Z https://eylulforum.com/konu-priapizm-penisin-vakitsiz-sertlesmesi <![CDATA[PRIAPIZM (PENISIN VAKITSIZ SERTLESMESI)]]>
Priapizm te penis sapı sertleştiği halde, penis ucu (glans) yumuşaktır. Normal bir ereksiyon halinde olduğu gibi penis kanla dolar, fakat kan cinsel aktivite bittikten veya uyarı geçtikten sonra olduğu gibi geri boşalmaz. "Priapizm" ismi, klasik mitolojide bereket tanrısı olan Priapus un Latince adından türetilmiştir.

Geçmeden ağrılı bir ereksiyon (sertleşme) durumunda doktora gitmek gereklidir. Penisin normal ereksiyon yeteneğinin korunabilmesi için, çabuk müdahale şarttır.

Doktor penisi inceleyerek priapizm in nedenini araştıracaktır.]]>
false
2010-10-08T00:53:56Z 2010-10-08T00:53:56Z https://eylulforum.com/konu-peyronie-hastaligi-penis-egrilmesi <![CDATA[PEYRONIE HASTALIGI (PENIS EGRILMESI)]]>
Belirtiler : Ereksiyon sırasında peniste meydana gelen ağrılı (bazen) bükülme cinsel ilişkiyi zorlaştırır veya olanaksız hale getirir.

Teşhis

Penis eğrilmesi durumunda, olaya neden olan iz dokunulduğu zaman, cildin üstünden bir kabartı şeklinde hissedilebilir.

Belirtiler genellikle hafiftir ve çoğunlukla zaman içinde daha kötüye gitmez. Birçok yakada hastalık kendi kendine geçer. Ancak bu yıllar alabilir. çok çeşitli tedavi şekilleri denenmiş ise de, gerçek bir başarı elde edilememiştir. En iyisi bir süre kendi kendisine geçmesini beklemektir. Geçmez ise bir üroloğa danışmak gerekir.]]>
false
2010-10-08T00:53:36Z 2010-10-08T00:53:36Z https://eylulforum.com/konu-penis-kanseri <![CDATA[PENIS KANSERI]]>
Belirtiler

- Penisin genellikle ucunda, sivilce gibi ağrısız bir yara;

- Peniste başka tip ağrısız sivilce veya siğiller.

Teşhis

Penisteki herhangi bir oluşum üroloğa görünmek için yeterli bir nedendir. Doktor muayenede kitlenin çıkarılarak incelenmesi sonucunda kitlenin habis olup olmadığına karar verir. Habis olduğu ortaya çıkarsa, vücudun başka yerlerine dağılıp dağılmadığını anlamak üzere birtakım başka testler yapılarak yayılmayı kontrol altına alabilmek için gerekli en iyi tedaviye karar verilir.

Bütün diğer kanserler gibi penis kanseri de hayatı tehdit edebilir. Ne kadar erken teşhis ve tedavi olursa, iyileşme şansı o kadar yüksektir.

Tedavi - Ameliyat

Habis oluşumla birlikte, penisin küçük bir kısmının da çıkarılması gerekebilir. Penisin büyük bir bölümü çıkarılsa da, cinsel aktivite ve idrar yapmak için yetecek kadarı bırakılabilir.

Diğer Tedaviler

Hastalığın vücudun diğer taraflarına da dağılmasını engellemek veya dağılmayı kontrol altında tutmak için, radyoterapi veya kemoterapi kullanılabilir.]]>
false
2010-10-08T00:53:12Z 2010-10-08T00:53:12Z https://eylulforum.com/konu-orsit <![CDATA[ORSIT]]>
Belirtiler

- Skrotumda ağrı;

- Genellikle skrotumun sadece tek tarafında şişlik;

- Skrotumda bir ağırlık hissi.

Teşhis

Doktor skrotumdaki şişliği dikkatle inceleyecektir, çünkü orşitin semptomları, epididimit ve testisleri etkileyen başka şartlarda ortaya çıkan belirtilenle karıştırabilir. Doktor idrar testi ve başka testler de yaparak orşite bağlı olabilecek diğer enfeksiyonları araştırır.

Orşit testislerin birine veya her ikisine zarar vererek kısırlığa ve organların küçülmesine neden olabilir.

İlaç Tedavisi

Bakteri enfeksiyonları ile birlikte ortaya çıkan orşit, genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Ancak kabakulak gibi viral (virüslerin neden olduğu) enfeksiyonlarla birlikte olduğu zaman, istirahat etmek ve ağrı kesici ilaçlar almak gibi geleneksel yollar izlenir.]]>
false
2010-10-08T00:52:38Z 2010-10-08T00:52:38Z https://eylulforum.com/konu-inmemis-testis <![CDATA[INMEMIS TESTIS]]>
Belirtiler : Skrotum içinde iki yerine tek testis bulunması.

Bu bebeklerin çoğunda testisler, birkaç yıl içinde hiçbir tıbbi müdahale olmaksızın, kendiliklerinden skrotumun içine inerler. Bazı yakalarda ise ilaç veya ameliyat gerekebilir. 5 yaşına kadar inmemiş olan testis ilerideki hayatında kısır hale gelir.

Teşhis için geniş bir çalışma gerektiren, daha az rastlanan bir takım nedenler de olabilir. Bazen her iki tesis de aşağıda olduğu halde biri diğerinden daha küçüktür.

Teşhis

Doktor, skrotumu muayene ederek, testisin eksikliğini veya iyi gelişmemiş olduğunu anlayabilir. Durumu düzeltmek için gerekenleri yapmadan önce başka testler de gerekebilir.

Bir testisin eksikliği önemli değildir. Bebeklerde veya küçük çocuklarda sorun ya kendi kendine düzelir ya da tıbbi müdahale ile çözülür. Ancak 5 yaşından sonra bu durum kısırlığa yol açabilir. İnmemiş bir testis, kendisi de inse, ameliyatla da düzeltilmiş olsa, normal bir testise kıyasla kanser olmaya daha yatkındır.

İlaç Tedavisi

İnmemiş bir testisi skrotum içine indirebilmek için çoğunlukla hormon verilir.

Ameliyat

Hayatın başlangıcında inmemiş ve hormonlara da cevap vermeyen testisler, gelecekte kısırlık sorunuyla karşılaşmamak ve testis kanserine yatkınlığı azaltmak için ameliyat edilirler. Bunun için en uygun zaman 1-1.5 yaştır.]]>
false
2010-10-08T00:52:19Z 2010-10-08T00:52:19Z https://eylulforum.com/konu-hidrosel--8320 <![CDATA[HIDROSEL]]> HIDROSEL


Hidrosel terimi Yunanca hydro: su, ve cele: tümör kelimelerinden gelir. Testiste hidrosel, testisi saran kılıfta sıvı toplanmasıyla oluşur. Normal olarak kılıfta sadece testisi kayganlaştıracak kadar sıvı bulunur. Bu miktarın artmasının nedeni, vücudun ya çok fazla sıvı üretmesi veya yeterince sıvıyı emmemesidir.

Belirtiler : Skrotumda yumuşak, genellikle ağrısız şişkinlik.

Hidroseller skrotumda çok görülen kitlelerdendir, tek veya her iki testisde de görülebilir. Her yaşta görülebilirse de yaşlı erkeklerde daha yaygındır.

Teşhis

Hidroseli tümör veya diğer şişliklerden ayrılabilmek için doktor, şiş bölgeyi dikkatle inceler ve büyük ihtimalle skrotuma bir ışık tutar. şişkinlik sebebi hidrosel ise ışığı geçirir. Ağrısız bir ultrasonografi muayenesi de uygulanabilir.

Hidrosel tehlikeli değildir. Skrotumun çok şişmesi nedeniyle fazla rahatsızlık vermiyorsa, tedavi gerektirmez.

Tedavi-Ameliyat

Hidrosel tedavi gerektiriyorsa, ameliyat gereklidir. Sıvı bir iğne ve şırınga ile de çekilebilir (aspire etmek). Bu yöntem çok basittir, ama sıvı yeniden birikeceği için çok ender uygulanır. Ayrıca iğne ile boşaltma, enfeksiyon bulaştırmak tehlikesi nedeniyle risklidir. Aspirasyon sadece, ameliyatın tehlike oluşturduğu hastalara uygulanır.]]>
false
2010-10-08T00:51:57Z 2010-10-08T00:51:57Z https://eylulforum.com/konu-erkeklerde-orta-yas-krizi <![CDATA[ERKEKLERDE ORTA YAŞ KRİZİ]]>
Hanımlar, kocanızdaki değişimler sizi korkutmasın. Ona destek olun ve sorunu birlikte çözün Yakada ruj lekesi, cekette saç teli. Aşırı para harcamak ve yeni bir spor araba almak. Bu sıkıntının adı orta yaş krizi ve evliliğinizin devamı için yapacağınız çok şey var.

ONU CİDDİYE ALIN

Eskiden işinden memnundu ve mutlu gözüküyordu. Fakat birdenbire hayatının ne kadar sıkıcı olduğundan bahsetmeye başladı. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, orta yaş sendromuna girmiştir. Ya da şimdiye kadar istediği her şeyi başarmıştır. Uzmanlara göre erkeklerin bu durumlarını ciddiye almak gerekir. Onları dinlemeli ve dertlerini paylaşmak en doğru harekettir.

İHANET İHTİMALİ

Son zamanlarda onu dışarıda gördüğü her kadına bakarken mi yakalıyorsunuz? Evi yabancı kadınlar mı arıyor? Bu soruların cevabı evet"se o zaman sizi aldatma ihtimali büyük. Uzmanlara göre orta yaşlarını yaşayan erkekler etrafa alıcı gözle bakarlar.

ARABA TUTKUSU

Eşiniz son zamanlarda kariyeriyle yakından ilgilenmiyor ve parasını istediği gibi harcamaya başladı. Örneğin her zaman hayalini kurduğu spor arabayı almaya karar verdi. Bu kesinlikle bir orta yaş krizidir. Fakat bu sorunun çözümü diğerlerine göre daha kolaydır.

AYNALARA BAĞLI

Hayatınızdaki erkeğe son günlerde birşey oldu. Artık onu tanıyamıyorsunuz. Görünüşü o kadar değişti ki! Eğer aynanın önünden ayrılmıyor ve kendine sürekli farklı kıyafetler satın alıyorsa bu da orta yaş krizine girdiğinin güçlü bir göstergesidir. Eğer dış görünüşüyle ilgili size de danışıyorsa, kendini iyi hissetmesini sağlayabilirsiniz. Ama eğer size karşı kibirliyse, başka bir kadın olabilir.


İLGİSİZ KALMAYIN


Artık sizinle sürekli birlikte vakit geçirmek istemiyor. Hatta seks hayatınız bile eskisi gibi değil. Onda meydana gelen büyük değişikliklere ilgisiz kalmayın ve sürekli onunla konuşun. Uzmanlar orta yaş krizindeki erkeklerle iletişim kurmanın, evliliği sağlam tutan en büyük faktör olduğunu düşünüyor.]]>
false
2010-10-08T00:51:35Z 2010-10-08T00:51:35Z https://eylulforum.com/konu-erkekler-icin-hormon-tedavisi <![CDATA[ERKEKLER İÇİN HORMON TEDAVİSİ]]>

Menopoz rahatsızlıkları olan kadılara, ateşlenme, osteoporosis nedeniyle verilen hormon tedavisinin, erkeklerde tartışmalı olduğuna değinen uzmanlar, testosteron tedavisinin erkeklerde, menopoz rahatsızlıklarını indirebildiğine değindi.


Testosteronun enjekte edilebileceği gibi, jöle şeklinde hazırlanacak parcalarla deriden veya ağızdan alınabileceği, bu konuda bazı firmaların yeni uygulamalara girdiği belirtildi.


Sheffield Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, kronik kalp rahatsızlığı olan 20 erkek üzerinde testosteron tedavisi uygulandı. Testosteron tedavisinin bu deneklerde yürüme gücünü yüzde 34 artırdığı saptandı.


TESTOSTERON KASLARI GÜÇLENDİREBİLİYOR


Kalp rahatsızlığı olan erkeklerde, testosteron oranının düşük olduğu, bu gruptaki erkeklerde soluma rahatsızlığı, kas güçsüzlüğü ve depresyon görülebildiği biliniyor. Araştırmada, testosteron terapisinin kalp fonksiyonunu yükseltici özellik ortaya koymadığı, fakat kasları güçlendirebildiği gözlendi. Bazı uzmanlar, erkeklerde görülen ve andropoz olarak adlandırılan rahatsızlıkların yaşlılık nedeniyle oluştuğunu, ancak bunda testosteron oranının azılmasının da etkili bulunduğunu düşünüyor.


Deneysel bir testosteron jölesinin 98 erkekte denendiği ve 24 saat içinde testosteron oranını yüzde 85 normale çevirdiği gözlendi. Uygulamada yan etki olarak, bazı hastaların ağızlarında hafif tahrişler meydana geldiği belirlendi. Güney California Üniversitesinde denenen sentetik testosteron hapının ise 60-87 yaş grubunda kasları geliştirdiği, kas gücünü ve fiziksel işlevi artırdığı gözlendi. 12 hafta süren denemelerin ilk altı haftasında, tedavinin yeterli etki sağladığı görüldü.


RİSKLERİ DE VAR


Araştırmacılar, testosteron tedavisinin yaşlı erkeklerde fiziksel gücü artırabileceğini kaydetti. Hormon tedavisinin kadınlarda meme kanseri riskini artırdığı, yüksek testosteron oranının ise erkeklerde prostat kanseri riskini artırabildiği biliniyor.


Ağızdan alınan erkeklik hormonu haplarının ise karaciğerde toksin meydana getirebileceği belirtildi. Araştırma raporu, San Franciscoda başlayan Endokrin Kuruluşunun genel kurulunda açıklandı.]]>
false
2010-10-08T00:51:11Z 2010-10-08T00:51:11Z https://eylulforum.com/konu-epididimit <![CDATA[EPIDIDIMIT]]>
Belirtiler

- Skrotumda genellikle şiddetli ve birkaç saat veya gün içinde yavaş yavaş artan ağrı;

- Ateş;

- şişme.

Teşhis

Testislerde birkaç saat içinde yavaş yavaş artan ağrı, ateş de varsa epididimiti akla getirir. Genellikle tek testis etkilenmiştir. Doktor enfeksiyonu meydana getiren organizmaları saptayabilmek için, idrar ve prostat bezi salgısı alabilir.

Epididimit genellikle cinsel organlara bir zarar vermeden ilaçla tedavi edilebilen akut bir rahatsızlıktır. Çok daha ender olarak ortaya çıkan kronik epididimit, iyileşebilmek için cerrahi müdahaleyi gerektirebilir.

İlaç Tedavisi

Bakteri kökenli epididimiti geçirmek için genellikle antibiyotikler kullanılır. Aynı bakterinin bulaşmış olma ihtimaline karşı eşin de tedavisi gerekli olabilir.

Diğer Tedaviler

Epididimit in tedavisi için ayrıca, yatak istirahati, skrotuma buz torbası koymak, skrotu mu kaldırmak ve ağrıya karşı da ağrı kesici kullanmak gereklidir.]]>
false
2010-10-08T00:50:42Z 2010-10-08T00:50:42Z https://eylulforum.com/konu-couvade-sendromu-erkeklerde-gebelik-belirtileri <![CDATA[COUVADE SENDROMU: ERKEKLERDE GEBELİK BELİRTİLERİ]]>

Couvade Sendromu denilen hastalık, eşleri gebe kalan erkeklerin kısa bir süre sonra gebelik semptomları yaşaması anl***** geliyor. Bu semptomlar arasında mide, bağırsak sistemi rahatsızlıkları, karın büyümesi, iştahta değişme, kokuya hassasiyet, sırt ağrıları, bacak krampları, halsizlik, uyku yakınmaları, diş ağrısı, deride isilik, bayılma ve kilo alma yer alıyor. Couvade Sendromu yaşayan baba adaylarına yaşadıkları bu semptomların hastalıktan daha çok ebeveynlik konusundaki yetersiz bilgilenmelerinden kaynaklandığının açıklanması gerekiyor. Uzmanlar, bu sendromu yaşayan baba adayının kaygıları ile başa çıkamaması durumunda, destekleyici psikoterapi tedavisi görmesi konusunda uyarıyorlar.


Semptomlar, gebeliğin ilk üç ayının sonunda başlayıp, ikinci üç ayında artarak ve doğum gerçekleşene kadar sürüyor. Uzmanların 267 çift üzerinde yaptıkları çalışmada, erkeklerin yüzde 22.5 inin Couvade Sendromu yaşadıkları belirlendi. Ayrıca Couvade Sendromu yaşayan ve yaşamayan erkekler arasında davranışsal olarak anlamlı farklar bulundu. Gebelik öncesi, gebelik esnası ve sonrasında yapılan ziyaretlerde, Couvade Sendromu yaşamayan erkeklerde sabit bir düzey bulunmasına rağmen, sendromu yaşayan erkeklerde her ziyarette semptomların iki kat arttığı gözlendi.


Türkiye de 2002 yılında 150 çift üzerinde yapılan araştırmalarda ise eşlerinin gebelikleri sırasında baba adaylarının yarısından fazlasının endişe hali yaşadıkları, yaklaşık üçte birinin kendisini normalden daha iyi hissettikleri, bunlar içerisinde, yüzde 28 inin yorgunluk ve çabuk yorulma, yüzde 26 sının diş ya da diş eti ağrısı, yüzde 23 ünün sık idrada çıkma, yüzde 20 sinin normalden daha az aktif oldukları saptandı.


Uzmanlar baba adayı olmayı bekleyenlerde yaşanan semptomların, hamileliğe hissi olarak katılmaya, önceki çocuk sayısına, dini inanca, yaşadıkları strese ve hamilelik döneminden önceki sağlık durumlarına bağlı olarak ortaya çıkacağını belirtti.]]>
false
2010-10-08T00:48:49Z 2010-10-08T00:48:49Z https://eylulforum.com/konu-balanit <![CDATA[BALANIT]]>
Belirtiler : Penisin ucunda kızarıklık ve tahriş.

Balanitin birçok çeşidi vardır. Nedenlerinden bazıları; böbrek yolları enfeksiyonu, penise sürtünen kumaşın tahrişi veya kumaşın temizlenmesi ya da yapımında kullanılan kimyasal maddeler ve doğum kontrol kremlerine reaksiyon, olabilir. Şeker hastası erkeklerde, idrarda fazla şeker bulunması nedeniyle, balanitis çok sık görülür. Mantar enfeksiyonu da sık rastlanan bir sebeptir.

Teşhis

Penisteki tahriş bir iki gün içinde geçmezse doktorunuza veya bir üroloğa danışmak gereklidir. Doktor penisi inceleyerek ve daha ciddi enfeksiyon ihtimalinin olup olmadığını anlamak için testler yapacaktır. Balanit teşhisi konursa da, şeker hastalığı ihtimalini gözönünde tutarak idrar testi uygulayacaktır.

Tedavi

Balanit tedavisinin temeli temizliktir. Sünnet derisi kolaylıkla geri çekilemeyen bir erkekte balanit in iyileşmesi ve önlenebilmesi için sünnet yapmak gerekebilir. Bakteri ve mantar enfeksiyonlarını iyileştirmek için antibiyotikler ve mantar ilaçları kullanılır.]]>
false
2010-10-08T00:47:54Z 2010-10-08T00:47:54Z https://eylulforum.com/konu-erkek-sagligi <![CDATA[Erkek Sağlığı]]>

Kadınlardaki menopoz gibi erkekte de belli bir yaştan sonra hormon seviyelerinde bir değişiklik meydana gelmektedir. 45-50 yaşından itibaren erkeklik hormonu olan testosteron yanında böbreküstü bezinden salgılanan aynı yapıdaki hormonlar devamlı bir düşüş gösteriyorlar, ama hiç bir zaman bu seviye, ileri yaşta bile, sıfır olmuyor.


"Andropoz "olarak da adlandırılan bu durum, cinsel fonksiyonun gerilemesi yanında, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonlarda da düşmeye neden oluyor. Ayrıca yorgunluk hali ve uyku problemleri duygusal değişiklikler, iktidarsızlık, depresyon, cinsel güç azalması, osteoporoz, meni kalitesi ve kaslarda olumsuz etkiler, yine erkeklik/androjen hormonlarının eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olarak bilhassa karında 10-15 kg yağ tutulmasına yol açıyor.

Ortalama yaşam süresi uzadığı için yaşlanmaya bağlı sorunların artacağı ve andropoza bağlı problemlerin artması, geliştirilen tedavi yöntemleri dikkat çekiyor.

Türkiye de 40 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 52 sinde cinsel performansta ve istekte azalma olduğu, ancak doktor başvurusunun azlığına bağlı bu rakamların gerçeğin oldukça altında kaldığı tahmin edilmektedir.

Tüm bu bulguları özetlersek erkeklerde ilerleyen yaşa bağlı görülen fiziksel ve zihinsel değişikliklerin, androjen hormonlarının azalmasıyla birlikte bir klinik tabloya dönüşmesidir.

Bu klinik tablo şu belirtileri içerir:

1. Seksüel fonksiyon ve istek azalması, özellikle sabah ereksiyonlarının kalitesinde düşme,

2. Entelektüel kapasitede azalma, konsantrasyon kaybı, yorgunluk, kızgınlık ve depresyon,

3. Kas kitlesinde ve gücünde belirgin azalma,

4. Kemik mineral yoğunluğunda azalma (osteoporoz),

5. Organ yağlanmasında artış.

Andropoz terimi yaygın kullanımına rağmen çok doğru bir tanımlama değildir. Kadınlarda menopozla birlikte üreme özellikleri tamamen ve akut olarak bitmesine karşın, erkeklerde üreme kapasitesi ilerleyen yaşa rağmen devam edebilir. Bu bağlamda "yaşlanan erkeklerde androjen eksikliği andropoz a göre daha doğru bir tanımdır.

39- 70 yaşları arasındaki erkeklerde, serum serbest testosteron seviyelerinin yılda yaklaşık %.1.2 oranında düştüğü gösterilmiştir.

65 yaş üstü erkeklerin yaklaşık %25-50 sinde biyo-yararlanılabilir testosteron düzeylerinde düşüş gerçekleşmekte ve androjen replasman (eksik hormonun yerine dışarıdan yapay olanı verme) tedavisi gerektirecek belirtiler ortaya çıkmaktadır. Elbette yaştan bağımsız olarak, genetik bozukluklar, şişmanlık, çeşitli hormonal dengesizlikler (büyüme hormonu, tiroid hormonları, insülin), alkol, stres ve kronik hastalıklar da kan testosteron düzeylerinde düşmeye sebep olabilmektedir.]]>
false
2010-10-08T00:47:20Z 2010-10-08T00:47:20Z https://eylulforum.com/konu-uroloji-bayanlarin-hangihastaligi-ile-ilgileniyor <![CDATA[Üroloji bayanların hangihastalığı ile ilgileniyor?]]>
Üroloji nedense toplumda hep erkek bölümü olarak bilinir ve yalnızca erkeklerin hastalıkları ile ilgilendiği kanaati hakimdir. Oysa en az erkekler kadar bayanların da hastalıkları ürolojinin yakın ilgi alanlarındandır. Hatta bu maksatla kurulmuş yurdumuzda aktif olarak çalışan Ürojinekoloji (Üroloji ve Kadın-Doğum hastalıklarının birlikte değerlendirildiği) derneği bulunmaktadır.
Üroloji bayanlarda;
- Böbrek hastalıkları : Böbrek iltihapları, taşları, kanserleri, böbrek yetmezlikleri ve diğer hastalıklar
- Üst idrar kanalı (üreter) hastalıkları : Üst idrar kanalı üreterin taşları, kanserleri, darlıkları, iltihapları ve diğer hastalıkları
- Mesane (idrar torbası) hastalıkları :Mesane iltihapları (sistitler), taşları, kanserleri, mesane sarkmaları, mesaneden idrarın böbreklere geri kaçtığı hastalıklar (vezikoüreteral reflü hastalığı), mesaneden kadın yoluna idrar kaçakları (vezikovajinal fistül), idrar kaçırmalar (gece, gündüz, gülerken yada öksürürken, aniden sıkışarak altını ıslatma durumları), felçli hastalarda mesane hastalıkları gibi bir çok hastalıklar
- Alt idrar kanalı (üretra) hastalıkları: Alt idrar kanalı üretranın darlıkları, şişlikleri (karinkül), idrar tutmaya yarayan musluk (sfinkter) sisteminin hastalıkları gibi pek çok hastalıklar
- Kadın cinsel fonksiyon bozuklukları:Bayanlarda görülen cinsel isteksizlik, ilişki sırasında kuruluk, ağrı, orgazm bozuklukları gibi pek çok cinsel problemler
- Kız çocuklarının doğuştan görülen bozukluklar:Tekrarlayan idrar yolu iltihapları, böbrek kanalı darlıkları (üreteropelvik darlıklar), mesaneden idrarın geri kaçtığı hastalıklar (vezikoüreteral reflü hastalığı), üst idrar kanalı üreterin mesane içine doğru baloncuk yaparak genişlemesi (üreterosel) gibi pek çok hastalıklarla üroloji ilgilenmektedir.]]>
false
2010-10-08T00:46:44Z 2010-10-08T00:46:44Z https://eylulforum.com/konu-testis-kanserine-dikkat <![CDATA[Testis Kanserine Dikkat!..]]> Testis kanserlerinde görülen semptomlar:
Testislerde küçük ağrılı kitle
Scrotumda ağırlık hissi
Alt karın bölgesinde veya kasıkta ağrı
Testislerde elle herhangibir değişiklik hissedilmesi
Scrotumda ani kan veya sıvı toplanması
Erken teşhiste en önemli kısım aylık kendi kendine muayenedir.Muayene için en iyi zaman sıcak bir banyo veya duştan sonra scrotumun sıcakla gevşediği andır.
Muayenede izlenecek adımlar:
Aynanın karşısında ayakta durun.Scrotum derisinde herhangibir değişiklik veya şişlik olup olmadığına bakın
Herbir testisinizi heriki elinizle muayene edin.Orta parmaklarınız testisin altında, başparmağınız üstünde olmak üzere parmaklarınız arasında testisi nazikçe çevirin.Bir testisiniz diğerinden daha büyükse bu sizi şaşırtmasın.Bu normaldir.
Spermi taşıyan ve biriktiren yumuşak ve tubuler bir yapı olan epididymisi bulun.Kanserli kiteler genellikle testisin bu bölgesinde yerleşir.Ancak testisin ön yüzündede görüldüğü olur.
Eğer bu muayene sonucunda bir kitle ile karşılaşırsanız hemen doktorunuza görünün.Bu kitle kanseröz olsun olmasın hemen tedavi edilmezse yayılabilir.Unutmayın testis kanseri özellikle erken teşhis ve tedavi ile yüksek gerileme şansına sahiptir.Hemen tüm hastalarda testis kanseri yalnız tek testiste oluşur.Bu vakalarda erkek ***ual ve üretken fonksiyonlarını diğer testisi ile sürdürebilir.]]>
false
2010-10-08T00:45:31Z 2010-10-08T00:45:31Z https://eylulforum.com/konu-idrar-dan-kan-gelmesi-hematuri <![CDATA[İdrar'dan Kan Gelmesi-Hematuri]]>
Idrarda kan bulunmasının en önemli nedenleri;
- Böbrek havuzu papillomu
- Idrar borusu tümörü
- Idrarkesesi divertikülü
- Prostat
- Yırtılma
- Darlık
- Papillom
- Tas

Idrarda kan çogu kez gözle görülebilen bir belirti oldugundan,idrarda kanamanın kaynaklandıgı bölgeyi de saptamak olasıdır. Bunun için Guyon deneyi denen yönteme basvurulur. Hasta üç ayrı kadehe idrar yapar ve kadehlerdeki renk degisiklikleri degerlendirilir. Kanama sıyekten (üretra) kaynaklanıyorsa idrarda kana baglı renk degisimi ilk kadehte ortaya çıkar; buna ilk idrarda kan ya da ilk hematüri denir.
Obür kadehlerde ise berrak sarı, normal idrar rengi görülür. Kan idrar kesesinden kaynaklanıyorsa kırmızı renk son kadehte ortaya çıkar. Çünkü kan idrar kesesinin dibinde toplanmıstır ve isemenin sonunda kesenin kasılmasıyla dısarı atılır. Buna son idrarda kan ya da son hematüri denir. Eger kanama böbrek ya da idrar borusu bölgesinde ise kan idrara bütünüyle karısmıs olarak gelir ve her üç kadeh de kırmızı renkte görülür; buna da bütün idrarda kan ya da tam hematüri denir.

Ilk hematüri
(Agırlıklı olarak ilk kadehte kan)
Sıyek kökenli nedenler (tas, iltihap)

Son hematüri:
(Agırlıklı olarak üçüncü kadehte kan)
o idrar kesesi kökenli nedenler (tümör, idrar kesesi
veremi, tas, iltihap)

Tam hematüri:
(Her üç kadehte kan)
o böbrek kökenli nedenler (tas. böbrek veremi, kötü huylu tümör, akut glomerülonefrit, böbrek enfarktü
o idrar borusu kökenli nedenler (tas)


Hemoglobinüri
idrarda hemoglobin bulunmasıdır. Akut ve yaygın bir hemolizin (alyuvar parçalanması) ardından görülür. Normal kosullarda hemoglobin vücudun savunma mekanizmasını olusturan retiküloendotelyal sistemde parçalanır. Eger alyuvarlar damar içinde parçalanırsa önemli miktarda serbest hemoglobin plazmaya geçer. Ama böyle bir durumda bile iki mekanizmanin etkisiyle idrarda hemoglobin bulunmayabilir. Bu mekanizmalar hemoglobini bilirubine indirgeyen retikuioendotelyal sistem ve hemoglobini süzen böbregin olusturdugu eziktir. Böbrek ezigi çok yüksektir ve kandaki serbest hemoglohin düzeyi 100 ml'de 150-200 mg'ye erismeden idrara hemoglobin geçmesini engeller. Hemoglobinin idrara geçebilmesi için kandaki düzeyinin çok kısa sürede yüksek bir degere ulasması gerekir. Bu durumda retiküloendotelyal sistemin yeterince hızla bilirubine dönüstüremedigi hemoglobin böbrek ezigini de asarak idrarla atılır. Hemoglobinüride idrarın rengi morumsu kırmızıdan kızıl kahverengiye kadar degisebilir. Renk iki pigniente baglıdır: Oksihemoglobin ve methemoglobin. Oksihemoglobinin rengi parlak kırmızı, methemoglobininki kahverengidir. Idrarın rengi de bu iki pigmentin göreli yogunluguna baglı olarak degisir. Bazen hemoglobinüri hematüriyle, yani idrarda alyuvarlar bulunmasıyla karıstırılır. Oysa hemoglobinürinin ayırt edici birçok özelligi vardır. Ornegin idrar bulanık degil, berraktır. Ayrıca çökelti incelendiginde idrarda hiç alyuvara rastlanmaz.]]>
false
2010-10-08T00:45:08Z 2010-10-08T00:45:08Z https://eylulforum.com/konu-bobrek-nakli <![CDATA[Böbrek Nakli]]>
1. Canlı vericiden (Yakın ve uzak akraba, eş)
2. Kadavradan olmak üzere iki kaynaktan yapılır.

Transplantasyon sonrası böbrek fonksiyonlarının hemen yerine gelmesi nedeniyle tüm fizik ve p***olojik bozukluklar düzelir. Ancak, takılan böbreğin vücutca reddi (Rejeksiyon) gibi ciddi bir sorunu da vardır.
Gerekli şartlara uyulmazsa rejeksiyon, transplante böbrek için her zaman bir tehlikedir.

Genel Bilgiler

Aralarında kan bağı olanlarda yapılan böbrek nakli çok kez alıcıda iyi uyum gösterir. Alıcı ve vericinin çok iyi incelenmesi bu başarıyı artırmaktadır. Bu nedenle canlıdan yapılan nakillerin başarı oranı daha fazladır. Son yıllarda tedaviye eklenen yeni ilaçlar kadavradan yapılan nakillerin de başarı oranını artırmıştır. İlaç tedavisi ile düşmeyen tansiyon, iltihap kaynağı olan böbrekler varsa bunlar transplantasyondan 3 4 hafta önce ameliyatla çıkarılır.

BÖBREK TRANSPLANTASYONU

Son evre böbrek yetmezliğinin en uygun tedavi şekli böbrek transplantasyonudur.
Böbrek transplantasyonunda iki organ kaynağı vardır.

1. Canlı verici
2- Kadavra

Canlı Vericiler

1. Derecede akrabalar (Anne, baba, kardeş ve çocuklar)
2. Derecede akrabalar (Hala, amca, dayı, teyze) ve akraba olmayan uygun vericiler (B5 gibi) dir

Kadavra Verici : Beyin ölümü olan sistemik bir enfeksiyon ve kanser vb. olmayan kişilerdir

Kadavra ve canlı vericilerde A-B-0 kan grubu uyumu ve doku ila negatif crossmatch (Rh Faktörü önemli değildir) uyumu gerekir.

Canlı vericilerde, 1 ve 2 antigen uyumsuzluğu (Mismatch) varsa vericiler kabul edilebilir.
Kadavrada ise HLA B ve DR den birer antigen uyumu ile negatif Crossmatch yeterli uyum sayılır.

Transplantasyon öncesi alıcı ve vericilerin tüm tetkikleri tamamlanıp, böbrek transplantasyonunun yapılmasına karar verildiğinde alıcı ve verici hastaneye yatırılır Ameliyattan üç gün önce alıcının bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlara başlanır ve hasta izole edilir. (Tek başına bir odaya alınır)

Ameliyatta, böbrek, hastanın kasık bölgesine takılır.

(Arter, atardamar, Ven-toplardamar) bağlantıları bölgedeki damarlara yapılır, Üreter denen idrar kan ağızlaştırılır

Ameliyat sonrası tüm yaşam süresince devam edecek bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla tedavi devam eder. Hasta ameliyat sonrası 2-3 hafta hastanede yatar, taburcu edildikten sonra periyodik kontrollere gelir.

BÖBREK NAKLİ YAPILAN HASTALAR İÇİN ACİL SORUNLAR KLAVUZU

Böbrek nakli olduğunuz üniteyi günün her saatinde arayabilirsiniz. Transplant koordinatörü size yapmanız gereken her şeyi açıklayacaktır.

1. Ateşiniz yükselirse
2. İlaçlarınızı karıştırır ve dozlarını unutursanız
3. Kısa zamanda aşırı kilo alırsanız (Her gün tartılmanız gereklidir. Bu vücudunuzda aşırı sıvı biriktiğini, idrarla atamadığınızı gösterir)
4. Tansiyonunuz aşırı yükselirse (150/90 ı geçerse)
5. Nefes almada zorluk, sıkışma hissi, kanlı köpüklü balgam, karın ağrısı, kusma, ishal, kanlı idrar ve idrar miktarında Azalma olması durumunda derhal ameliyat olduğunuz kliniği arayınız

Böbrek Nakli Yapılan Hastalara Öneri ve Uyarılar

Hastaların Evlerinde Yapması Gereken Görevleri

Hastanede bulunduğunuz süre içinde ateşinizi, tansiyonunuzu, nabzınızı nasıl kontrol edeceğinizi öğreniniz. Bu amaçla bir tansiyon aleti. bir termometre edininiz. Nabzınız, kalbinizin dakikada vuruş sayısıdır. Kilonuzun izlemi de çok önemlidir. Bunun için de bir baskül alma ve her gün aynı tip kıyafetle ve aynı saatte (tercihen sabahleyin) tartılınız. Bu sonuçları bir yere kaydediniz. Gerektiğinde doktorunuza bildiriniz. Büyüme çağında (18 yaş altı) her ay boyunuzu ölçünüz. Bu büyüme çağındaki çocukların prednisolone (Deltacortril) dozunu ayarlamak için gereklidir.

Kalabalık ailelerde böbrek transplantlı hasta tercihen ayrı odada yatmalıdır, kalabalık içinde maske kullanmalıdır. Ev içindeki kişilerde bir enfeksiyon hastalığı varsa (Boğmaca, kızamık, su çiçeği, kabakulak, tifo, viral veya bakteriel üst solunum yolu enfeksiyonu gibi) böbrek transplantlı hasta izole edilmelidir.

İlk üc ayda yapılacak isler

Böbrek transplantasyonunda ilk üç ay kritik süredir. Bundan sonra rejeksiyon olasılığı azalmaya başlar. İlk yıldan sonra daha azalır, iki yıldan sonra ve transplante organ takıldığı vücuda daha adepte olur, komplikasyonların şansı da azalır.

Vücut ısısı kontrolü

Vücut ısısı termometre ile günde iki kez ölçülür. Ateşiniz 37 derecenin üzerine çıkarsa transplantasyon kliniğine haber veriniz. Ateş giderek yükseliyor ve halsizlik duyuyorsanız hemen kliniğinize baş vurunuz. Eğer yola çıkma olanağı yok ise veya çok rahatsız iseniz en yakın transplantasyon veya nefroloji kliniğine uğrayın, bizimle onlar temasa geçsin.

Nabız kontrolü

Nabzın nasıl sayıldığını hastanede yatarken öğreniniz. Bazı ilaçlar nabız sayısını değiştirir. Örneğin: Digoksin, B blokerler (dideral, visken, tensinor vb.) Ca antagonistleri (Nidilat, kardilat vb.), Hydralazin (Apresolin) Alfa metil dopa (Aldomet) gibi bazı ilaçlar tansiyon düşürücüler Nabzınızın bu ilaçları almadan sayınız.

Kan basıncı kontrolü

Kan basıncını (Tansiyon) günde en az iki kez ölçünüz. Sistolik (Büyük) ve Oiyastolik (Küçük) basınçları bir yere kaydediniz. Tansiyonunuzun aşın yükselmesini rejeksiyona ait bir belirti olduğunu daima hatırlayınız.

Ağırlık kontrolü

Kilonuzu her sabah kahvaltı öncesi giyinmeden ve tuvalete gittikten sonra ölçünüz ve bu ağırlığı kaydediniz. Kısa süre içinde aşırı kilo almanın vücutta sıvı birikimini gösterdiğini ve bunun da böbrekte fonksiyon bozukluğu anl***** geldiğini daima hatırlayınız.

Rutin Kontroller

Rutin kontroller hastanede yapılır. Bunlar içinde idrar tetkiki. lökosit sayımı, kanda BUN, Kreatinin, açlık kan şekeri, elektrolitler, Sandimmun düzeyine bakılması yer almaktadır. Bu kontroller hastaneden çıkınca ilk hafta gün aşırı, ilk 45 günde haftada bir, ilk üç ayda 15 günde bir. Üç aydan sonra 1 yıla kadar ayda bir yapılır. İlk yıl dolunca kontroller iki ayda bire çıkar. Acil durumda her an başvurulacaktır.

İdrar Kontrolü

Hastaneden size idrar toplamanız bildirilirse 12 veya 24 saatlik idrarın miktarını toplayıp ölçtükten sonra kaydediniz ve bundan 100 cc. lik bir örneği temiz bir kaba alıp geri kalanı dökünüz. Bundan kreatin klirens denen böbreğin temizleme fonksiyonu ölçülecektir. Bunun yanı sıra günlük idrar miktarınızı her çıktıkça yazıp toplam idrar miktarını bulunuz.

Ağızdan alınan sıvı kontrolü

24 saat içinde ağızdan alınan sıvı miktarını kaydediniz. Bunu çıkardığınız idrarla karşılaştırınız. Normalde alınan ve çıkarılan sıvı arasında 1 - 1,5 Lt.lik bir fark olur.

Kliniğe Gelmeden Önce Yapılacak İşler

Diyabetik hasta iseniz aksi istenmediği sürece kliniğe gelmeden insülininizi yapınız ve kahvaltınızı ediniz.

Îlaçlarınızı kontrol ediniz. Bir sonraki kontrole kadar size gerekli ilaçları liste yaparak doktorunuza yazdırınız. Doktorunuza danışmadan rastgele bir ilacı eczaneden alıp kullanmayınız. Göz, diş, eklem ağrıları, nezle, öksürük, uçuk, deri döküntüleri, ameliyat bölgenizde şişlik, ağız kuruması, fazla su içme, idrar yanması gibi problemlerinizi mutlaka doktorunuza an!atınız.

İlaçlar

Böbrek transplantasyonu olduktan sonra pek çok ilaç kullanmanız gerekecektir. Bunların bir kısmı Bağışıklık sistemini baskılayan yani organ reddini engelleyen ilaçlar olup yaşam boyu kullanılması gereklidir. Bu ilaçları kesinlikle kendiliğinizden KESMEYINIZ, HERHANGI BIR İLAÇLA DEĞIŞTIRMEYINIZ. ILAÇ DOZLARI DOKTORUNUZCA AYARLANACAKTIR. BU DOZLARI ILAÇ KARTINIZA YAZIN VE BU KARTI ÜZERINİZDE TAŞIYIN.]]>
false
2010-10-08T00:44:41Z 2010-10-08T00:44:41Z https://eylulforum.com/konu-kronik-bobrek-hastaliginda-diyet <![CDATA[Kronik Böbrek Hastalığında Diyet]]>
Yiyeceklerde birden fazla besin öğeleri bulunur. Hastanın hangi besin öğesinin hangi yiyeceklerde bulunduğunu bilmesi, diyetini iyi kullanmasını sağlar. Diyet uzmanı bu konularda gerekli açıklamaları yapıp yol gösterir.

PROTEİN

Vücut hücrelerinin yapıtaşıdırlar. Vücudun büyümesi, gelişmesi yıpranan hücrelerin onarılması için gereklidir. Et, balık, tavuk, süt ve türevleri, yumurta kaliteli protein kaynaklarıdır. Proteinin fazla alınmasında; bulantı, kusma iştah azalması az alınmasında; yorgunluk, güçsüzlük, kilo kaybı olur.

POTASYUM

Böbrekler tarafından kontrol edilen bir madensel öğedir. Kandaki düzeyi 3,6-5,5 meq/L'dir Günlük gereksinimi 2 mg'dır. Vücudun asit-baz dengesi ve normal kalp atışı için önemlidir. Böbrek hastalarında potasyumun fazlası böbreklerden süzülemez, kanda potasyum seviyesi artar, kavun, koyu yeşil yapraklı sebzeler, bal kabağı, patates, domates, kuru fasulye, fındık ve sütte potasyum bulunur.

FOSFOR

Kalsiyum ile fosfor kemikleri ve dişlerin sertleşmesini sağlayan bir madensel öğedir. Kandaki düzeyi 2,5-4,2 mg'dır. Günlük gereksinimi 500-700 mg'dır Böbrek hastalarında fosforun fazlası vücuttan atılamaz. Kanda fosforun artması, kemiklerdeki kalsiyumun dışarı atılmasına sebep olur. Proteinden zengin gıdalarda fosfor bulunur. Balık, organ etleri, sosis, salam, sucuk, yumurta, süt ve türevleri , kuru baklagiller, kurutulmuş meyveler, tahıllar fosfor kaynaklarıdır.

SODYUM

Vücuttaki bir madensel öğedir, Kandaki sodyum düzeyi 134-144 meq/ L'dır. Günlük sodyum gereksinimi 2,5-7 gr'dır. Buda 7,5-18 gr sofra tuzudur. Böbrek normal çalışmadığı zaman sodyum vücutta kalır. Sodyumun fazlası vücutta sıvı birikimine sebep olur. Tuz içeren yiyecekler şunlardır: Sucuk, Pastırma, salam, sosis, kavurma etler, dil, dalak, yürek, işkembe, soslar, hazır çorbalar, hazır her türlü gıdalar, tuzlu bisküvi, kraker, tuzlu kuruyemişler, konserve yiyecekler, salamura yiyecekler, turşular, zeytin, salça, soğan, sarmısak tozu.

SIVI

Akıcı durumda olan içeceklerdir. Su, kahve, çay, süt jöle, dondurma, çorba, soslar, meyve suları sıvı yiyeceklere örnektir. Böbrek hastalarının sıvıyı dışarı atma sorunları vardır. İdrar kusma, ishal ve fazla terleme ile de vücuttan sıvı atılır. Böbrek hastaların alacağı sıvı miktarı günlük çıkarılan idrar oranına bağlıdır, Pratik olarak şu formülle hesaplanır.

Alıncak Sıvı Miktarı 24 Saat x 0,5 x Ağırlık x 1 gün önce çıkarılan idrar miktarı.

Vücutta sodyum ve sıvının fazla bulunması yüksek tansiyon, nefes darlığı, ödem ve kilo artışına sebep olur. Fazla tuzlu yiyen kişi susar ve çok su içer. Çok su kilo artışını sağlar. 1 su bardağı su 160 gram'dır. İki su bardağı su içtiği zaman ortalama yarım kilo alınır.

Sıvı kontrolü için

1- Sofra tuzu ve sodyumlu yiyeceklerden sakının,
2- Susuzluğunuzu giderecek kadar için,
3- Limon dilimleri ve çiklet ile ağzınızı nemlendirin,
4- Ağzınızı soğuk sıvılarla çalkalayın fakat içmeyin.

DİYET ÖRNEKLERİ

1- Kronik böbrek hastalarında uygulanan diyet

40 Gram PROTEİNLİ TUZSUZ DİYET

(1500 kalori, 1400 mg Potasyum, 600 mg Fosfor, 300 mg Sodyum)
Günlük Yiyecek Miktar (gram) Ölçü
Süt veya yoğurt 200 2 çay bardağı
Yumurta 50 1 adet
Et-Tavuk-Balık 90 3 köfte kadar
Ekmek 125 5 ince dilim
Sebze - 2 porsiyon
Meyva - 2 porsiyon
Yağ 20 2 yemek kaşığı
Bal veya reçel 20 2 tatlı kaşığı

40 GRAM PROTEİNLİ DİYETTE
ÖRNEK YEMEK LİSTESİ
SABAH :

Çay veya ıhlamur(Şekerli)
1 adet yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar tuzsuz peynir
2 tatlı kaşığı bal veya reçel
1 tatlı kaşığı tuzsuz yağ
1 ince dilim ekmek

ARA ÖĞÜN : 1 porsiyon meyva

ÖĞLE :

2 adet ızgara köfte veya aynı miktar et, tavuk
2 yemek kaşığı bitkisel yağlı sebze yemeği
1 çay bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı pirinç pilavı
1 kase nişasta peltesi

ARA ÖĞUN : 1 porsiyon meyva

AKŞAM :

30 gram 1 küçük parça haşlama et
2 yemek kaşığı makarna
2 yemek kaşığı bitkisel yağlı sebze yemeği
1 ince dilim ekmek
GECE 1 çay bardağı süt (Şekerli)

2- Hemodiyaliz hastalarında uygulanan diyet

60 Gram PROTEİNLİ TUZSUZ DİYET

Günlük Yiyecek Miktar (gram) Ölçü
Süt veya yoğurt 300 3 çay bardağı
Tuzsuz peynir 30 1 kibit kutusu kadar
Yumurta 50 1 adet
Et-Tavuk-Balık 120 4 köfte
Ekmek 150 6 ince dilim
Sebze - 2 porsiyon
Meyve - 2 porsiyon
Yağ 20 2 yemek kaşığı
Bal veya Reçel 20 2 tatlı kaşığı

NOT

1- Kalorinizi yükseltmek için çay, ıhlamur, et suları, tuzsuz yağ, nişasta, şeker, sade akide şekeri, pişmaniye, sade lokum yiyebilirsiniz.
2- Sebzeleri yıkadıktan sonra küçük parçalara bölüp haşlayın, haşladığınız bu suyu dökün, yağ istenirse et ilavesi ile pişirin. Yemeklerin suyunu yemekten kaçının.
3- 1 yumurta 1 köfte kadar (30 gr ) et aynı değerdedir. İstenirse birinden biri yenebilir.
4- 1 köfte kadar (30 gr) et yerine 3 yemek kaşığı kuru fasulye, nohut, kara bakla, barbunya, mercimekten birini yiyebilirsiniz.
5- Etlerden koyun etini ve tavuk beyaz etini ve balığı tercih ediniz.
6- Bitkisel sıvı yağlar ve zeytinyağı kullanınız.
7- 5 öğünde az az, sık sık besleniniz. Yemeklerinizi yavaş yiyiniz.

YENİLMEMESİ GEREKEN YİYECEKLER

1- Önerilenden fazla süt, yumurta, et, balık, dil ve işkembe (işkembeyi 10 günde bir yiyebilirsiniz).
2- İçeriği bilinmeyen çörek, kek, kurabiye, pastalar
3- Konserve, turşu, salamuralar, sucuk, pastırma, sosis, salam, sakatatlardan karaciğer, beyin, böbrek, dalak, yürek.
4- Çikolata, kuruyemişler, meşrubatlar, boza, kahve, kakao, neskafe
5- Tahin helva, tahin, pekmez
6- Bulgur
7- Pancar, bakla, ıspanak, pazı tatlı kabağı,. mantar, enginar, asma yaprağı,karalahana
8- Muz, kavun
9- Tuz ve tuzlu yiyecekler, kabartma tozu, et suyu tabletleri

ÖNERİLER

Dışarıda Yemek Yerken,
1- Özel diyet uyguladığınızı her zaman belirtiniz
2- Günlük et gereksinmenize göre etinizin miktarını ayarlayın. İsteyeceğiniz et salçasız veya haşlanmış tavuk, hindi ızgara et, biftek hamburger olabilir.
3- Yiyebileceğiniz miktarda sebze veya salata isteyiniz. Salatalarınızı sirke ve yağ ile lezzetlendiriniz.
4- Kızarmış ağır hamur tatlılarından kaçınınız. Müsaade edilen meyveler, sütlü tatlılar, dondurma yenebilir.
5- Şerbet, buzlu meyve suları, jöleler, kahve ve çay günlük sıvı ihtiyacınıza göre alınabilir.
6- Haftada 1-2 kez birer duble alınan alkolün böbreğe fazla zararlı etkisi yoktur. Aşırı alkol ülserli hastalarda kanama riskinin artmasına, terlemeyi artırarak idrar miktarının azalmasına, tansiyonun yükselmesine sebep olabilir.
7- Sigaranın akciğerlerde, damar sistemi ve ülserde olumsuz etkileri vardır. İçilmemesi önerilir.]]>
false
2010-10-08T00:44:17Z 2010-10-08T00:44:17Z https://eylulforum.com/konu-bobrek-ve-sigara <![CDATA[Böbrek ve Sigara]]>
Sigaranın Böbrek Üzerine Olan Etkileri

Sigara içilmesi, normal kişilerde bile böbrek üzerinde akut ve kronik değişikliklerin oluşmasına yol açar. Sigara, sempatik sinir sistemini aktive ederek kan basıncında artışa ve taşikardiye neden olur. Bunun sonucunda koroner dolaşım gibi belirli bölgelerde vazokonstriksiyon oluşabilir. Ritz ve ark. tarafından yapılan bir çalışmaya göre, sigara içilmesinin plazma adrenalin konsantrasyonunu, kan basıncını ve nabız dakika sayısını belirgin derecede artırdığı bildirilmiştir. Aynı çalışmada, sigara içilmesi ile renovasküler direncin % 1 i oranında arttığı, glomerüler filtrasyon hızının % 15 oranında azaldığı ve filtrasyon fraksiyonunun %18 oranında arttığı görülmüştür. Sigaranın kardiyovasküler sisteme olan bu akut etkileri muhtemelen nikotine bağlıdır çünkü nikotin çiğnenmesi ile de benzer bulgular gelişebilir

Gambaro ve ark. sigara içenlerde renal plazma akımının içmeyenlere göre daha düşük olduğunu bulmuştur. Ayrıca bu kişilerde plazma endotelin konsantrasyonunda artış saptanmıştır. Yapılan bir başka çalışmada, hipertansiyonu ve diabetes mellirosu olmayan kişilerde bile, sigara içimi ile mikroalbuminüri arasında bir ilişki bulunmuştur. Diabetik olmayan 7476 kişide yapılan kesitsel bir sayısı ile korelasyon gösterdiği saptanmıştır. Sigara içilmesinin yol açtığı hiperfiltrasyon ve proteinüri uzun dönemde glomerüler hasar ile sonuçlanabilir. Diabetik olmayan ve 64 yaşın üzerindeki 4142 kişi üzerinde yapılan retrospektif bir araştırmada içilen sigara sayısı ile serum kreatinin düzeyi arasında bir paralellik bulunmuştur.

Sigaranın Hipertansiyonu Olan Hastalarda Böbrek Üzerine Olan Olumsuz Etkileri

Sigara içilmesi, hipertansif hastalarda kan basıncının kontrol altına alınmasını güçleştirir. Ayrıca, sigara içilmesi hipertansif hastalarda hedef organ hasarı riskini artırr. Esansiyel hipertansiyonu olan ve sigara içen hastalarda, sigara içmeyen hipertansiflere göre mikroalbuminüri prevalansı yaklaşık 2 kat daha fazladır. Sol ventrikül hipertrofisi olan hipertansif hastalarda yapılan bir başka çalışmada, günde 20 taneden fazla sigara içen hastalarda mikroalbuminüri prevalansının, hiç içmeyenlere göre 1.6 kat daha fazla, makro albuminüri prevalansının ise 3.7 kat daha fazla olduğu bildirilmiştir . Hipertansiyonu olan 51 hasta üzerinde yapılan prospektif bir çalışmada kan basıncının kontrol altına alınması durumunda bile sigara içilmesinin böbrek yetersizliği gelişmesinde en güçlü belirleyici faktör olduğu anlaşılmıştır .

Sigaranın Böbrek Hastalarındaki Olumsuz Etkileri

Sigara içilmesinin böbrek hastalarındaki olumsuz etkilerini gösteren ilk çalışmalar tip 1 diabetes mellitusu olan hastalarda yapılmıştır . Sigara içen tip 1 diabetik hastalarda, nefropati gelişme riskinin, sigara içmeyenlere göre daha fazla olduğu bu çalışmalarda anlaşılmıştır. Sigara içilmesi, tip 1 diabetes mellitusu olan hastalarda mikroalbuminüri gelişme riskini anlamlı derecede artmr . Aynca, mikroalbuminüri döneminden belirgin nefropati dönemine geçişi hızlandmr . Biesenbach ve ark. hem tip 1, hem de tip 2 diabetes mellituslu hastalardan sigara içenlerde kreatinin klirensindeki azalmanın, içmeyenlere göre daha fazla azalma olduğunu saptamışlardır.

Sawicki ve ark. 'nın yaptığı bir araştırmada, kan şekeri ve kan basıncının iyi kontrol altına alındığı tip 1 diabetes mellitusu olan hastalardan sigarayı bırakanlarda glomerüler filtrasyon hızındaki azalma hızının, içmeye devam edenlere göre belirgin olarak yavaşladığı bildirilmiştir. Bu bulgu, hastaların diabetik nefropati geliştikten sonra bile sigarayı bırakma ile yarar görebileceğini göstermesi açısından önemlidir.

Sigara içilmesinin diabetik nefropati dışındaki diğer böbrek hastalıklarında da olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Büyük bir epidemiyolojik çalışma olan MRFIT (Multiple Risk Factor Intervention ,Trial) çalışmasında, sigara içenlerde son dönem böbrek yetersizliği riskinin, içmeyenıere göre daha fazla olduğu görülmüştür. Sigara içilmesinin böbrek yetersizliği gelişme riskini artıncı etkisi kronik glomerulonefrit, polikistik böbrek hastalığı ve lupus nefriti gibi diğer kronik böbrek hastalıklarında da gösterilmiştir. Ayrıca, sigara içilmesi, renal arter ve dallarında aterosklerozu kolaylaştırarak renal arter stenozu ve iskemik nefropati gelişmesini hızlandırabilir.

Son dönem böbrek yetersizliği nedeniyle diyaliz tedavisine başlanan hastalarda da sigaranın bıraktırılması için gayret edilmelidir. En sık ölüm nedeninin kardiyovasküler hastalıklar olduğu diyaliz hastalarında sigara içilmesi morbidite ve mortaliteyi ciddi derecede artırabilir. Sigara içilmesinin böbrek transplantlı hastalarda da böbrek üzerine olumsuz etkileri vardır. Böbrek transplantlı 645 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada sigara içilmesinin graft prognozunu olumsuz yönde etkilediği görülmüştür . Ayrıca, sigara içilmesi, böbrek transplantlı hastalardaki sık morbidite ve mortalite nedeni olan kardiyovasküler hastalık riskini de artırır.

Sonuç

Sigaranın, solunum sistemi ve kardiyovasküler sistem üzerine olan olumsuz etkileri dışında, böbrek fonksiyonları üzerine de zararlı etkileri vardır. Sigara içilmesi, kronik böbrek hastalarında böbrek yetersizliği gelişmesi hızlandırır. Ayrıca, bu hastalardaki en sık morbidite ve mortalite nedeni olan kardiyovasküler hastalıkların oluşma riskini artırır. Bu nedenle, sigaranın bırakılması konusunda hekimlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hekimler, her hastada sigara içimini sorgulamalı ve sigaranın olumsuz etkileri konusunda hastalan eğitmelidir.]]>
false