Yorum: #1
10-25-2009, 19:20
Gebelikte Enfeksiyon Hastalıkları
Hamile bir kadında rahatsızlığa yol açmaktan başka bir şey yapmaz gibi görünen bazı yaygın hastalıklar aslında, ceninin gelişimini etkileyerek, onda ciddi sorunlara neden olabilirler.
Kızamıkçık (rubella) kaşıntılı bir kızartı ve ateşe neden olan bir virüsün yol açtığı genellikle hafif bir hastalıktır. Ancak virüs gebeliğin ilk 10 haftasında alınırsa, plasentayaya geçebilir ve cenini etkileyebilir. Erken gebelikte kızamıkçığa yakalanan kadınların doğurdukları bebeklerin yarısından fazlasında göz kataraktları, sağırlık, fıtık, kalp kusurları ve merkezi sinir sistemi kusurları gibi gelişimler vardır.
Gebeliğin daha sonraki dönemlerinde alındığında kızamıkçık doğum kusurlarına yol açmaz, ama bebek ciddi hastalıklara yol açabilen virüsle doğar. Bu bebeklerin çoğunda daha sonra şeker hastalığı ortaya çıkar.
Kızamıkçığa karşı en iyi savunma bağışıklanmadır. Kızamıkçık geçirmediyseniz, gebe kalmadan önce doktorunuza bağışıklanma konusunda danışın.
Suçiçeği (varicella) gebe kadında ciddi bir hastalık olabilir. Zaman zaman bebek için de tehlikeli olabilir.
Hamilelik sırasında suçiçeği olursanız, virüs rahimdeyken ya da doğum sırasında gelişmekte olan bebeğinizi de enfekte edebilir. Rahimdeki bebekte kabarcıklar çıkar. Doğuma kadar yeterli zaman varsa, kabarcıklar genellikle iyileşir ve bebek deri lekeleri olmadan doğar.
En büyük tehlike virüsün doğumdan hemen önce alınmasıdır. Bebek, virüse karşı antikorlarınızı almadan önce doğarsa, hasta olabilir. Bebeğe hemen bağışıklık iğnesi yapılmazsa, bebek virüsün komplikasyonlarından ölebilir.
Toksoplazmozis, Toxoplasma gondii parazitiyle temasa bağlı bir hastalıktır. Hastalık az pişmiş enfeksiyonlu et yenmesiyle ya da enfekte olmuş kedi dışkısıyla temas yoluyla alınır ya da enfekte olmuş hamile bir kadından bebeğine geçebilir. Hamileyseniz, tahlil edilmemiş kedileri elinize almayın ve sepetlerini boşaltmayın.
Üreme çağındaki Amerikalı kadınların yüzde 25 ila 45i semptomlar görülmediği halde bu organızmayı taşımaktadır. Her 800 ila 1400 gebelikte 1 ceninin toksoplazmozis taşıdığı tahmin edilmektedir. Toksoplazmozisin yolaçtığı şikayetler yorgunluk ve kas ağrısıdır. Kendinizi grip gibi hissedebilirsiniz. Bazı kadınlarda herhangi bir şikayet görülmez. Gebeliğin başlarında bir toksoplazmozis testi yapılıp antikorları taşıdığınız saptanmadıysa hastalığın olduğu söylenemez. Annedeki enfeksiyon ilaçla tedavi edilebilir.
Enfeksiyonu gebeliğin başlarında alırsanız, düşük yapabilirsiniz.
Toksoplazmozisle doğan bebeklerin çoğu, enfekte olmanın belirtilerini hemen göstermezler ama birçok doktor yine de tedavi önerir. Ayrıca, bebeklerin çoğu annenin enfeksiyonuna rağmen enfekte olmazlar. Enfekte olanlardan çoğunda önemsiz şikayetler vardır. Ancak bir kaçında sonunda nörolojik sorunlar ve kısmi körlük ortaya çıkar. Bu bebeklerin küçük bir yüzdesi bu hastalıktan ölür.
Genital herpes, üreme organlarındaki ağrılı kabarcıklar olarak beliren, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Rahim boynunda ya da vajinanın üstünde, şikayete yol açmayan kabarcıklar olabilir. Yeni doğanda, herpes, gözlerde ve merkezi sinir sisteminde ciddi hasara ya da ölüme yol açabilir.
Genital herpesin tedavisi yoktur. İlk ataktan sonra bir ikincisi bir ay ya da yıllar sonra gerçekleşebilir. Bazı kadınlar virüsü taşırlar, ama herhangi bir şikayetleri olmaz.
Herpes olduğunuz saptanmışsa ya da virüsün varlığından kuşkulanıyorsanız, doktorunuza bunu söyleyin. Aktif lezyonların olup olmadığını belirlemek için yapılabilen testler vardır.
Bebek için tehlikesinin genellikle, doğum kanalından aşağı inerken virüsü kapması olduğu düşünülür. Bu nedenle, tahliller doğum yaklaştığında aktif herpesi gösteriyorsa, doktorunuz bebeği sezaryanla almak isteyecektir.
Hepatit B (mikobik sarılık) hepatit B virüsünün yol açtığı bir karaciğer enfeksiyonudur; AIDS virüsüne çok benzer bir şekilde bulaşır. Sizde bu virüs varsa, plasenta aracılığıyla cenine geçebilir. Yeni doğmuş bebeğiniz sizinle temas yoluyla da enfekte olabilir.
Bu virüs karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Erken doğum riski, hepatit B bulunan kadınlar arasında daha yüksektir.
Doktorunuz sizde hepatit B bulunduğundan kuşkulanıyorsa, virüse karşı antikorların varlığını teşhis etmek için kan tahlilleri yapar. Sizde hepatit B varsa, doğumdan sonra bebeğinize virüse karşı antikorlar enjekte edilir.
Hepatit virüsü sütte de bulunabileceği için, hepatit B nin bulunduğu bir anne bebeğini emzirmemelidir.
B Grubu streptokoklar doğum sırasında bebeğe geçebilen bakterilerdir. Hamileliğin son üç ayında test edilen hamile kadınların yüzde 40 kadarı vajinasında bu bakterileri barındırmaktadır.
Birçok bebek bu bakterilerle doğmaktadır, ama yalnızca i000de 2 ya da 3ünde enfeksiyon olmaktadır.
B grubu streptokok enfeksiyonu olan bir bebekte genellikle doğumdan sonra 48 saat içinde şikayetler ortaya çıkar. Bunlar nefes alma sorunları ve şoku içerir. Bazen şikayetler ortaya çıktığında bebek bir haftalık olabilir, o zaman enfeksiyon genellikle menenjit olarak ortaya çıkar.
Bu enfeksiyonun olduğu bebekler için hemen antibiyotikle tedavi gerekir. Bu tedaviyle bile ölüm oranı yüksektir.
Frengi, hamile bir kadından bebeğine geçebilen, cinsel yolla bulaşan ciddi bir hastalıktır.
Frenginiz varsa, bazen fark edilmeden geçebileceği halde, üreme organlarınızda şankr denilen bir ya da daha fazla lezyon görebilirsiniz. Bunlar hastalığın alınmasından 10 ila 90 gün sonra ortaya çıkarlar. 6 hafta sonra bir kızarıklık fark edebilirsiniz.
İlk doğum öncesi muayenenizde, frengi tahlilinden geçersiniz. Bu hastalık penisilinle kolayca tedavi edilebilir.
Doğumda, bebeğiniz test edilir. Bebekte frengi varsa, tedavi hemen başlatılır.
Belsoğukluğu da, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Antibiyotiklerle etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak, belsoğukluğunuz varsa ve doğum kanalına doğru inerse bebeğiniz de enfeksiyonu kapabilir.
Belsoğukluğu enfeksiyonu bebeğinizin gözlerine zarar verebilir. Bu nedenle, tüm yeni doğanlara doğumdan hemen sonra önleyici tedavi uygulanır. Bu tedavi, bebeğin göz kapaklarının altına antibiyotikli bir merhemin uygulanmasından ibarettir.
Bebeğin gözlerinde irin akıntısı olması belsoğukluğu olduğunun işareti olabilir. Belsoğukluğunuz varsa, bebeğiniz penisilinle tedavi edilecektir cinsel yolla bulaşan başka bir hastalık olan klamidya enfeksiyonu yeni doğanda konjunktivite yol açabilir. Bu genellikle yaşamın ikinci haftasında ortaya çıkar. Antibiyotiklerle tedavi edildiğinde, uzun dönemli kötü etkileri olmaz.
Sitomegalovirüs,cenini en sık etkileyen virüstür; her yıl 2500 ila 7500 bebeğin bu virüsle doğduğu tahmin edilmektedir. Yenidoğan döneminde ölüme ya da körlük, nöbet, anemi ve nörolojik bozukluklar gibi sayısız doğum kusuruna yol açabilir. Bazı kadınlar hamilelik sırasında virüsü rahimde ya da rahim boynun-da taşırlar, ama pek azı hastalığı bebeğine geçirir. Etkili tedavisi yoktur.
Papillom derideki siğiller olarak ortaya çıkar. Genellikle üreme organlarında görülen siğil tipine kondilomata ya da zührevi siğiller denir. Bunlar, cinsel yolla geçerler, son derece bulaşıcı ve sıklıkla ağrılıdırlar. Siğiller hamilelik sırasında daha hızlı gelişme eğilimindedirler. Genellikle, hamilelik sırasında tedavi etkili değildir. Nadiren, lokal bir ilacın uygulanmasının cenin için öldürücü olduğu ortaya çıkmıştır. Bazen siğiller, bebeğin doğum kanalından geçişini engelleyerek, sezaryen ameliyatını gerekli kılacak kadar çok büyürler.
AİDS (edinilmiş bağışıklık yetersizliği sendromu) öldürücü bir hastalıktır. Hamile bir kadın enfekte olmuş bir erkekle cinsel birleşme, kan nakli ya da kirli iğnelerle ilaç enjeksiyonu (uyuşturucu bağımlılılarının sık sık yaptığı gibi) yoluyla enfekte olabilir ya da virüsü içeren meniyle suni dölleme sonucu kapabilir.
Bugüne kadar, AİDS li olarak doğan bebeklerin yüzde 70 inden fazlası damar içi uyuşturucular kullanan anneler tarafından enfekte edilmiştir. Diğer bir büyük kısmı, eşleri damar içi uyuşturucu kullanıcıları olan annelerden doğmuştur ve birçoğu da partnerleri biseksüel olan kadınlardan doğmuştur.
Sizde AİDS varsa, hastalığı taşıdığınız bebeğe geçirebilirsiniz. AİDS in tedavisi yoktur. Bu hastalıkla doğan bebekler genellikle birkaç yıldan fazla yaşamamaktadır. Bu nedenle, sizde AİDS virüsü varsa, hamile kalmayın.
Hiçbir zaman garantisi yoktur, ama hamile kadınların büyük çoğunluğu zamanında ya da yakın bir zamanda sağlıklı, normal bebekler doğururlar. Ancak bazı faktörler düşük, ölü doğum, rahim içi büyüme geriliği ve erken doğum gibi hamilelik komplikasyonları riskini arttırma eğilimindedir.
Bu faktörlerin bazıları yaş gibi büyük ölçüde bizim denetimimizin dışındadır. Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi diğer faktörlerden kaçınmalısınız.
Yaş özel bir dikkat gerektiriyor, çünkü günümüzde birçok kadın hamileliği 30 lu, hatta 40 lı yaşlara erteliyor. Bu ne kadar güvenlidir? Yine, 35 yaşından büyük sağlıklı kadınların büyük çoğunluğu sorunsuz hamilelikler geçirmektedir. Bu kadınların çoğu hamileliğini planladığı için, genellikle motivasyonları çok yüksektir ve kendilerine özellikle iyi bakarlar.
Ancak anne ve çocuk için risk artmaktadır.
35 yaşından büyük kadınlarda şeker ve yüksek tansiyon genç kadınlara göre daha sık ortaya çıkmaktadır. Düşük ve ölü doğum oranı biraz daha yüksektir. Erken doğumu gerektiren nadir bir durum olan plasenta previa yaşlı annelerde daha yaygındır.
Doğum sancıları da ilk kez anne olan daha yaşlı kadınlarda biraz daha uzun sürmektedir.
Onlu yaşlardaki kadınlar da hamilelik komplikasyonları açısından yüksek risk altındadırlar. Genç annelerin kendilerine dikkat etmeye daha az özen gösterdikleri düşünüldüğünde, risk tamamen yaşla ilişkili olmayabilir. Bu genç kızlar yetersiz diyetler uygulamakta, doğum öncesi bakıma pek az ilgi göstermekte ya da hiç göstermemektedirler; sonuç olarak preeklampsi ve eklampsi sık sık toksemi olarak adlandırılan, potansiyel olarak öldürücü bir durum daha fazla görülmektedir. Onlu yaşlardaki hamile kadınların da düşük, rahim içi büyüme geriliği, ölü doğum ve erken doğum oranları birkaç yaş daha büyük kadınlara göre daha yüksektir.
Yetersiz diyet doğum kilosu düşük bir bebek doğurma riskinizi arttırır, bu bebeği enfeksiyona, hastalığa ve ölüme daha açık hale getirir. Yeterli kilo alamamak, bebeğinizi kötü bir şekilde etkileyebilir. Doktorların çoğu 9 ila 13 kilo arasında kilo alınmasını, ortalama olarak 11 kilo alınmasını tavsiye ediyor. Yaşamınızın büyük kısmında kötü beslendiyseniz, hamilelik sırasında uygulanan iyi beslenmeye rağmen bebeğiniz bunun etkilerini hissedebilir.
Sigara içenlerin bebekleri daha küçük olma eğilimindedir. Ayrıca, sigara içen bir kadın-da düşük ya da ölü doğum riski sigara içme-yen bir anneye göre biraz daha yüksektir.
Alkol, gelişmekte olan bebekte anormal değişikliklere yol açabilir. Fetal alkol sendromu, doktora içki alışkanlıklarının daha ılımlı olduğunu söyleyen annelerin bebeklerinde de ortaya çıktığı bilindiği halde, en fazla alkoliklerin ve aşırı içenlerin bebeklerinde görülmektedir. Bu bebeklerde yüz anormallikleri, kol, bacak ve kalp kusurları görülmektedir. Bazılarının büyümesi geri kalmakta ve ayrıca zeka geriliği de görülmektedir.
Kafein; kahve, çay, çikolata ve kolada bulunan bir uyarıcıdır. Çok kahve tüketen kadınların bebekleri ortalamadan biraz daha küçük olma eğilimindedir. Ancak bu kadınlar genellikle sigara da içtikleri için, kafeinin düşük kilodan sorumlu olup olmadığı bilinmemektedir.
Röntgenden gelen radyasyon cenine zarar verebilir. Bu nedenle mümkünse karına yönelik röntgenden kaçının.
Doktorlar artık röntgenin cenin üzerindeki potansiyel tehlikelerinin tamamen farkındadırlar. Ayrıca, donanım daha az radyasyonu gerekli hale getirecek şekilde geliştirilmiştir. Bu faktörler birleşerek, hamile bir kadının röntgen muayenesi gerektiren tıbbi bir sorunu olduğunda, röntgen muayenelerini güvenli hale getirmişlerdir.
Hamileyseniz, diş, baş ya da kol ve bacaklar için röntgen çektirmeniz güvenlidir. Modern teknikler karnınızı korur ve vücudunuzda röntgene maruz kalan tek kısım röntgenin odaklandığı bölge olur.
Doğum kusurları tüm yeni doğanların yüzde 2 ila 3 ünde ortaya çıkmaktadır. Bazı kusurlar annenin yaşıyla ilişkilidir. Örneğin, 30 yaşındaysanız, mongol bir bebeğe sahip olma şansınız 885 de l dir, ama 40 yaşın üzerindeyseniz olasılık 109 doğumda l dir.
Doğum kusurları riskinin, hamile kadın tarafından alınan bazı ilaçlarla, şeker, rahim için enfeksiyonları ve alkolizm gibi hastalıklarla arttığı bilinmektedir.
Hamile bir kadında rahatsızlığa yol açmaktan başka bir şey yapmaz gibi görünen bazı yaygın hastalıklar aslında, ceninin gelişimini etkileyerek, onda ciddi sorunlara neden olabilirler.
Kızamıkçık (rubella) kaşıntılı bir kızartı ve ateşe neden olan bir virüsün yol açtığı genellikle hafif bir hastalıktır. Ancak virüs gebeliğin ilk 10 haftasında alınırsa, plasentayaya geçebilir ve cenini etkileyebilir. Erken gebelikte kızamıkçığa yakalanan kadınların doğurdukları bebeklerin yarısından fazlasında göz kataraktları, sağırlık, fıtık, kalp kusurları ve merkezi sinir sistemi kusurları gibi gelişimler vardır.
Gebeliğin daha sonraki dönemlerinde alındığında kızamıkçık doğum kusurlarına yol açmaz, ama bebek ciddi hastalıklara yol açabilen virüsle doğar. Bu bebeklerin çoğunda daha sonra şeker hastalığı ortaya çıkar.
Kızamıkçığa karşı en iyi savunma bağışıklanmadır. Kızamıkçık geçirmediyseniz, gebe kalmadan önce doktorunuza bağışıklanma konusunda danışın.
Suçiçeği (varicella) gebe kadında ciddi bir hastalık olabilir. Zaman zaman bebek için de tehlikeli olabilir.
Hamilelik sırasında suçiçeği olursanız, virüs rahimdeyken ya da doğum sırasında gelişmekte olan bebeğinizi de enfekte edebilir. Rahimdeki bebekte kabarcıklar çıkar. Doğuma kadar yeterli zaman varsa, kabarcıklar genellikle iyileşir ve bebek deri lekeleri olmadan doğar.
En büyük tehlike virüsün doğumdan hemen önce alınmasıdır. Bebek, virüse karşı antikorlarınızı almadan önce doğarsa, hasta olabilir. Bebeğe hemen bağışıklık iğnesi yapılmazsa, bebek virüsün komplikasyonlarından ölebilir.
Toksoplazmozis, Toxoplasma gondii parazitiyle temasa bağlı bir hastalıktır. Hastalık az pişmiş enfeksiyonlu et yenmesiyle ya da enfekte olmuş kedi dışkısıyla temas yoluyla alınır ya da enfekte olmuş hamile bir kadından bebeğine geçebilir. Hamileyseniz, tahlil edilmemiş kedileri elinize almayın ve sepetlerini boşaltmayın.
Üreme çağındaki Amerikalı kadınların yüzde 25 ila 45i semptomlar görülmediği halde bu organızmayı taşımaktadır. Her 800 ila 1400 gebelikte 1 ceninin toksoplazmozis taşıdığı tahmin edilmektedir. Toksoplazmozisin yolaçtığı şikayetler yorgunluk ve kas ağrısıdır. Kendinizi grip gibi hissedebilirsiniz. Bazı kadınlarda herhangi bir şikayet görülmez. Gebeliğin başlarında bir toksoplazmozis testi yapılıp antikorları taşıdığınız saptanmadıysa hastalığın olduğu söylenemez. Annedeki enfeksiyon ilaçla tedavi edilebilir.
Enfeksiyonu gebeliğin başlarında alırsanız, düşük yapabilirsiniz.
Toksoplazmozisle doğan bebeklerin çoğu, enfekte olmanın belirtilerini hemen göstermezler ama birçok doktor yine de tedavi önerir. Ayrıca, bebeklerin çoğu annenin enfeksiyonuna rağmen enfekte olmazlar. Enfekte olanlardan çoğunda önemsiz şikayetler vardır. Ancak bir kaçında sonunda nörolojik sorunlar ve kısmi körlük ortaya çıkar. Bu bebeklerin küçük bir yüzdesi bu hastalıktan ölür.
Genital herpes, üreme organlarındaki ağrılı kabarcıklar olarak beliren, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Rahim boynunda ya da vajinanın üstünde, şikayete yol açmayan kabarcıklar olabilir. Yeni doğanda, herpes, gözlerde ve merkezi sinir sisteminde ciddi hasara ya da ölüme yol açabilir.
Genital herpesin tedavisi yoktur. İlk ataktan sonra bir ikincisi bir ay ya da yıllar sonra gerçekleşebilir. Bazı kadınlar virüsü taşırlar, ama herhangi bir şikayetleri olmaz.
Herpes olduğunuz saptanmışsa ya da virüsün varlığından kuşkulanıyorsanız, doktorunuza bunu söyleyin. Aktif lezyonların olup olmadığını belirlemek için yapılabilen testler vardır.
Bebek için tehlikesinin genellikle, doğum kanalından aşağı inerken virüsü kapması olduğu düşünülür. Bu nedenle, tahliller doğum yaklaştığında aktif herpesi gösteriyorsa, doktorunuz bebeği sezaryanla almak isteyecektir.
Hepatit B (mikobik sarılık) hepatit B virüsünün yol açtığı bir karaciğer enfeksiyonudur; AIDS virüsüne çok benzer bir şekilde bulaşır. Sizde bu virüs varsa, plasenta aracılığıyla cenine geçebilir. Yeni doğmuş bebeğiniz sizinle temas yoluyla da enfekte olabilir.
Bu virüs karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Erken doğum riski, hepatit B bulunan kadınlar arasında daha yüksektir.
Doktorunuz sizde hepatit B bulunduğundan kuşkulanıyorsa, virüse karşı antikorların varlığını teşhis etmek için kan tahlilleri yapar. Sizde hepatit B varsa, doğumdan sonra bebeğinize virüse karşı antikorlar enjekte edilir.
Hepatit virüsü sütte de bulunabileceği için, hepatit B nin bulunduğu bir anne bebeğini emzirmemelidir.
B Grubu streptokoklar doğum sırasında bebeğe geçebilen bakterilerdir. Hamileliğin son üç ayında test edilen hamile kadınların yüzde 40 kadarı vajinasında bu bakterileri barındırmaktadır.
Birçok bebek bu bakterilerle doğmaktadır, ama yalnızca i000de 2 ya da 3ünde enfeksiyon olmaktadır.
B grubu streptokok enfeksiyonu olan bir bebekte genellikle doğumdan sonra 48 saat içinde şikayetler ortaya çıkar. Bunlar nefes alma sorunları ve şoku içerir. Bazen şikayetler ortaya çıktığında bebek bir haftalık olabilir, o zaman enfeksiyon genellikle menenjit olarak ortaya çıkar.
Bu enfeksiyonun olduğu bebekler için hemen antibiyotikle tedavi gerekir. Bu tedaviyle bile ölüm oranı yüksektir.
Frengi, hamile bir kadından bebeğine geçebilen, cinsel yolla bulaşan ciddi bir hastalıktır.
Frenginiz varsa, bazen fark edilmeden geçebileceği halde, üreme organlarınızda şankr denilen bir ya da daha fazla lezyon görebilirsiniz. Bunlar hastalığın alınmasından 10 ila 90 gün sonra ortaya çıkarlar. 6 hafta sonra bir kızarıklık fark edebilirsiniz.
İlk doğum öncesi muayenenizde, frengi tahlilinden geçersiniz. Bu hastalık penisilinle kolayca tedavi edilebilir.
Doğumda, bebeğiniz test edilir. Bebekte frengi varsa, tedavi hemen başlatılır.
Belsoğukluğu da, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Antibiyotiklerle etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak, belsoğukluğunuz varsa ve doğum kanalına doğru inerse bebeğiniz de enfeksiyonu kapabilir.
Belsoğukluğu enfeksiyonu bebeğinizin gözlerine zarar verebilir. Bu nedenle, tüm yeni doğanlara doğumdan hemen sonra önleyici tedavi uygulanır. Bu tedavi, bebeğin göz kapaklarının altına antibiyotikli bir merhemin uygulanmasından ibarettir.
Bebeğin gözlerinde irin akıntısı olması belsoğukluğu olduğunun işareti olabilir. Belsoğukluğunuz varsa, bebeğiniz penisilinle tedavi edilecektir cinsel yolla bulaşan başka bir hastalık olan klamidya enfeksiyonu yeni doğanda konjunktivite yol açabilir. Bu genellikle yaşamın ikinci haftasında ortaya çıkar. Antibiyotiklerle tedavi edildiğinde, uzun dönemli kötü etkileri olmaz.
Sitomegalovirüs,cenini en sık etkileyen virüstür; her yıl 2500 ila 7500 bebeğin bu virüsle doğduğu tahmin edilmektedir. Yenidoğan döneminde ölüme ya da körlük, nöbet, anemi ve nörolojik bozukluklar gibi sayısız doğum kusuruna yol açabilir. Bazı kadınlar hamilelik sırasında virüsü rahimde ya da rahim boynun-da taşırlar, ama pek azı hastalığı bebeğine geçirir. Etkili tedavisi yoktur.
Papillom derideki siğiller olarak ortaya çıkar. Genellikle üreme organlarında görülen siğil tipine kondilomata ya da zührevi siğiller denir. Bunlar, cinsel yolla geçerler, son derece bulaşıcı ve sıklıkla ağrılıdırlar. Siğiller hamilelik sırasında daha hızlı gelişme eğilimindedirler. Genellikle, hamilelik sırasında tedavi etkili değildir. Nadiren, lokal bir ilacın uygulanmasının cenin için öldürücü olduğu ortaya çıkmıştır. Bazen siğiller, bebeğin doğum kanalından geçişini engelleyerek, sezaryen ameliyatını gerekli kılacak kadar çok büyürler.
AİDS (edinilmiş bağışıklık yetersizliği sendromu) öldürücü bir hastalıktır. Hamile bir kadın enfekte olmuş bir erkekle cinsel birleşme, kan nakli ya da kirli iğnelerle ilaç enjeksiyonu (uyuşturucu bağımlılılarının sık sık yaptığı gibi) yoluyla enfekte olabilir ya da virüsü içeren meniyle suni dölleme sonucu kapabilir.
Bugüne kadar, AİDS li olarak doğan bebeklerin yüzde 70 inden fazlası damar içi uyuşturucular kullanan anneler tarafından enfekte edilmiştir. Diğer bir büyük kısmı, eşleri damar içi uyuşturucu kullanıcıları olan annelerden doğmuştur ve birçoğu da partnerleri biseksüel olan kadınlardan doğmuştur.
Sizde AİDS varsa, hastalığı taşıdığınız bebeğe geçirebilirsiniz. AİDS in tedavisi yoktur. Bu hastalıkla doğan bebekler genellikle birkaç yıldan fazla yaşamamaktadır. Bu nedenle, sizde AİDS virüsü varsa, hamile kalmayın.
Hiçbir zaman garantisi yoktur, ama hamile kadınların büyük çoğunluğu zamanında ya da yakın bir zamanda sağlıklı, normal bebekler doğururlar. Ancak bazı faktörler düşük, ölü doğum, rahim içi büyüme geriliği ve erken doğum gibi hamilelik komplikasyonları riskini arttırma eğilimindedir.
Bu faktörlerin bazıları yaş gibi büyük ölçüde bizim denetimimizin dışındadır. Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi diğer faktörlerden kaçınmalısınız.
Yaş özel bir dikkat gerektiriyor, çünkü günümüzde birçok kadın hamileliği 30 lu, hatta 40 lı yaşlara erteliyor. Bu ne kadar güvenlidir? Yine, 35 yaşından büyük sağlıklı kadınların büyük çoğunluğu sorunsuz hamilelikler geçirmektedir. Bu kadınların çoğu hamileliğini planladığı için, genellikle motivasyonları çok yüksektir ve kendilerine özellikle iyi bakarlar.
Ancak anne ve çocuk için risk artmaktadır.
35 yaşından büyük kadınlarda şeker ve yüksek tansiyon genç kadınlara göre daha sık ortaya çıkmaktadır. Düşük ve ölü doğum oranı biraz daha yüksektir. Erken doğumu gerektiren nadir bir durum olan plasenta previa yaşlı annelerde daha yaygındır.
Doğum sancıları da ilk kez anne olan daha yaşlı kadınlarda biraz daha uzun sürmektedir.
Onlu yaşlardaki kadınlar da hamilelik komplikasyonları açısından yüksek risk altındadırlar. Genç annelerin kendilerine dikkat etmeye daha az özen gösterdikleri düşünüldüğünde, risk tamamen yaşla ilişkili olmayabilir. Bu genç kızlar yetersiz diyetler uygulamakta, doğum öncesi bakıma pek az ilgi göstermekte ya da hiç göstermemektedirler; sonuç olarak preeklampsi ve eklampsi sık sık toksemi olarak adlandırılan, potansiyel olarak öldürücü bir durum daha fazla görülmektedir. Onlu yaşlardaki hamile kadınların da düşük, rahim içi büyüme geriliği, ölü doğum ve erken doğum oranları birkaç yaş daha büyük kadınlara göre daha yüksektir.
Yetersiz diyet doğum kilosu düşük bir bebek doğurma riskinizi arttırır, bu bebeği enfeksiyona, hastalığa ve ölüme daha açık hale getirir. Yeterli kilo alamamak, bebeğinizi kötü bir şekilde etkileyebilir. Doktorların çoğu 9 ila 13 kilo arasında kilo alınmasını, ortalama olarak 11 kilo alınmasını tavsiye ediyor. Yaşamınızın büyük kısmında kötü beslendiyseniz, hamilelik sırasında uygulanan iyi beslenmeye rağmen bebeğiniz bunun etkilerini hissedebilir.
Sigara içenlerin bebekleri daha küçük olma eğilimindedir. Ayrıca, sigara içen bir kadın-da düşük ya da ölü doğum riski sigara içme-yen bir anneye göre biraz daha yüksektir.
Alkol, gelişmekte olan bebekte anormal değişikliklere yol açabilir. Fetal alkol sendromu, doktora içki alışkanlıklarının daha ılımlı olduğunu söyleyen annelerin bebeklerinde de ortaya çıktığı bilindiği halde, en fazla alkoliklerin ve aşırı içenlerin bebeklerinde görülmektedir. Bu bebeklerde yüz anormallikleri, kol, bacak ve kalp kusurları görülmektedir. Bazılarının büyümesi geri kalmakta ve ayrıca zeka geriliği de görülmektedir.
Kafein; kahve, çay, çikolata ve kolada bulunan bir uyarıcıdır. Çok kahve tüketen kadınların bebekleri ortalamadan biraz daha küçük olma eğilimindedir. Ancak bu kadınlar genellikle sigara da içtikleri için, kafeinin düşük kilodan sorumlu olup olmadığı bilinmemektedir.
Röntgenden gelen radyasyon cenine zarar verebilir. Bu nedenle mümkünse karına yönelik röntgenden kaçının.
Doktorlar artık röntgenin cenin üzerindeki potansiyel tehlikelerinin tamamen farkındadırlar. Ayrıca, donanım daha az radyasyonu gerekli hale getirecek şekilde geliştirilmiştir. Bu faktörler birleşerek, hamile bir kadının röntgen muayenesi gerektiren tıbbi bir sorunu olduğunda, röntgen muayenelerini güvenli hale getirmişlerdir.
Hamileyseniz, diş, baş ya da kol ve bacaklar için röntgen çektirmeniz güvenlidir. Modern teknikler karnınızı korur ve vücudunuzda röntgene maruz kalan tek kısım röntgenin odaklandığı bölge olur.
Doğum kusurları tüm yeni doğanların yüzde 2 ila 3 ünde ortaya çıkmaktadır. Bazı kusurlar annenin yaşıyla ilişkilidir. Örneğin, 30 yaşındaysanız, mongol bir bebeğe sahip olma şansınız 885 de l dir, ama 40 yaşın üzerindeyseniz olasılık 109 doğumda l dir.
Doğum kusurları riskinin, hamile kadın tarafından alınan bazı ilaçlarla, şeker, rahim için enfeksiyonları ve alkolizm gibi hastalıklarla arttığı bilinmektedir.