Yorum: #1
10-27-2009, 02:54
Tifonun çeşitli klinik tipleri vardır:
1. Belirsiz tifo: Bazı şahıslar, daha önceleri bağışıklık sağlayacak bir tifo geçirmedikleri halde, enfekte olduktan sonra bariz olarak hastalanmazlar. Fakat dışkıyla uzun süre tifo basili çıkarırlar. Bunlar aslında portörlerdir, yani taşıyıcılardır.
2. Ambulator tifo: Hafif belirtilerle, akşamları yükselen ateşle beliren şekildir. Çok defa grip, soğuk algınlığı, mîde barsak bozukluğu sanılır. Ancak laboratuar incelemeleriyle teşhis konulabilir.
3. Abortif tifo: Bütün belirtiler husûle gelir, fakat hepsi de hafif seyreder.
4. Fulminant tifo: Çok ağır seyirli olup, nadiren görülür ve genellikle ikinci hafta içinde öldürülür.
5. Çocuklarda tifo: Çocuklarda genellikle hafif seyreder ve kısa sürelidir. Çocuklar belirtiler bakımından altı yaşından sonra erişkinlere benzemeye başlarlar. Ölüm nispeti azdır, nekahat kısa sürer. Fakat tekrarlama büyüklere oranla fazladır.
6. İhtiyarlarda tifo: Elli yaşından sonra tifo pek görülmez. Eğer görülürse oldukça tehlikelidir. Ölüm oranı yüksektir. Ateş 39°C'nin üzerine yükselmez. Genel durum çok bozuktur. Durgunluktan sonra gelen koma, ihtiyar tifosunun son belirtilerindendir.
Tifolu hastanın istikbali; tifo basilinin gücüne, salgının durumuna, hastanın vücut direncine ve yaşa göre değişiklik arz eder. Birçok komplikasyonlarıyla verdiği zarar çoktur. Kişiyi uzun süre işinden alıkoyar. Çocuklarda hafif seyreder. Yaşlı, gebe, zayıf, şeker hastası ve veremlilerde ağır ve öldürücü seyreder. Ortalama ölüm nispeti % 5 ila 10 kadardır.
Tifonun komplikasyonları (seyri esnasında ortaya çıkan nahoş bozukluk ve hastalıkları): Deriyle ilgili komplikasyonlar arasında dermatit, yılancık, impetigo ve yutak yaraları sayılabilir. Sindirim sistemiyle ilgili komplikasyonlar arasında; dil ve ağız iltihapları, farenjit, tükrük bezi iltihabı, yemek borusu ülseri, barsak kanamaları, barsak delinmesi, sarılık, karaciğer apsesi, safra kesesi iltihabı sayılabilir.
Dalak çatlaması, kalp kası iltihabı, kalp zarı iltihapları, atardamar ve toplardamar iltihapları, larenjit, bronşit, bronko pnömoni, plörezi (zatülcenp), nefrit, mesane iltihabı, menenjit, çeşitli felçler, nevrit, psikiyatrik bozukluklar, orta kulak iltihabı, adale içi kanamalar, oynak ve kemik iltihapları tifonun diğer komplikasyonları arasında sayılabilir.
Tedavi: Hastanın yattığı oda iyi havalandırılmalı ve güneş gören bir yerde, ısısı 20-22°C arasında ve normal nemlilikte olmalıdır. Ağız ve cilt temizliğine îtina göstermelidir.
Protein ve karbonhidratça zengin bir diyet uygulamalıdır. Yemek küçük porsiyonlar halinde ve sık verilmelidir. Sebze ve meyve gibi posa bırakan gıdalardan kaçınmalıdır. Yumurta, ekmek, reçel, bal, beyaz peynir, tereyağı, muhallebi, sütlaç, nişasta, makarna, pirinç, şehriye çorbası, et suları (yağsız), şerbetler, meyve suları, sütlü kahve, yoğurt verilebilir. İyi pişmiş ızgara köfte veya pirzola halinde günde 150-200 gr genç hayvan eti yedirilebilir. Önemli olan hastayı aç bırakmamaktır. Ağır vak'alarda hastalığı 2-3 ay önce geçirmiş olanlardan yapılan kan nakli çok fayda sağlar. İyi beslenemeyenlere damardan serumlar verilir. Ateşi düşürmenin faydası yoktur.
Tifo tedavisinde en mühim ilaç, kloramfenikoldür. Kloramfenikolün tifo tedavisinde kullanılmaya başlanmasıyla tifo, korkunç bir hastalık olma vasfını büyük ölçüde kaybetmiştir. Ancak özellikle kemik iliğine olan menfi tesiri dolayısıyla kloramfenikolu uzun kullanmak tehlikeli olabilir. Son yıllarda kloramfenikolun yan etkileri azaltılmış, antibakteriyel etkileri kuvvetlendirilmiş bir sentetik türevi olan Tiamfenikol da tedavide kullanılmaktadır.
Tifonun seyri esnasında ortaya çıkan komplikasyonların tedavisi de komplikasyonunun cinsine göre değişiklik arz eder.
Tifo, ihbarı mecburî hastalıklardandır. Tifo geçirenler, birer hafta arayla yapılan üç dışkı kültüründen menfi netice alınmadan (basilden temizlenmeden) hastaneden çıkarılmazlar.
Tifo basilini taşıyıp çevreye yayabilecek olanlar ya hastalardır ya nekahatlilerdir veya sağlamlardır.
Tifo geçirmemiş sağlam taşıyıcılar genellikle aşılılar arasındadırlar, bunlar tifoya dirençlidirler. Aldıkları tifo basili hastalık yapmaz, fakat çoğalarak dışarı atılır. Yatan hastaların temizliğine çok dikkat gösterilirse, tifoyu etrafa bulaştıramazlar.
Tifodan korunmada; portörler araştırılıp tedavi edilmeli, karasineklerle mücadele edilmeli, salgın esnasında çiğ besinler yememeli, kaynamamış sulu maddeler içilmemeli, şehir sularının dezenfeksiyonu kontrol edilmelidir. Korunmada tifo aşısının da mühim bir yeri vardır. Aşı, paratifo aşıları ile karıştırılmış olarak yapılır, koruyuculuğu 2-3 sene kadardır. Tifonun az çok salgın halde bulunduğu yörelerde ve zamanlarda 2-5 senede bir uygulanmalıdır. Aşının koruyucu tesiri kesin değildir. Fakat aşılılar arasında tifoya yakalananlar, hastalığı hafif geçirmekte ve ölüm görülmemektedir.
Belirtiler
# Ateş
# Baş ağrısı
# Zayıflık ve yorgunluk
# Boğaz ağrısı
# Öksürük
# İshal
Acil belirtiler
# Vücut ısısında ani düşme
# Şokla birlikte idrarda azalma ,uyuşukluk
Teşhis:
Aniden ateş ve üşümeyle ortaya çıkmasına rağmen çok yavaş ilerler. Hastalık baş ağrısı, öksürük, zayıflık ve boğaz ağrısı ile başlar. Ayrıca ishal, kusma, kabızlık ve karın ağrısı da sık olarak görülür. Hastaların ateşi akşam saatlerinde sabaha göre daha yüksektir. Tifo tedavi edilmezse 7-10 gün süren hastalığın 2.safhası başlar. Şiddetli vakalarda ağır ishal veya kabız olabilir.
Hasta bitkin, yarı kapalı gözlerle, hareketsiz bir şekilde yatar. 2. haftadan sonra göğüs ve bacakta kızarıklık meydana gelir. Bu da 2-3 gün içinde kaybolur. Eğer hiç komplikasyon yoksa kişi yavaş yavaş iyileşmeye başlar. Karınla ilgili belirtiler derece derece kaybolur ve ateş düşer. Normale dönme 10-15 gün içinde başlar. Bununla birlikte 2 hafta içinde ateş düştükten sonra tekrarlayabilir. Hastaların çoğunda genellikle 3. hafta içinde kan basıncında ani düşme, vücut sıcaklığında yükselme, kalp atımlarında artma, karın ağrısı gibi komplikasyonlar olabilir.
Tedavi edilemeyen tifo çok ciddi sorunlar yaratabilir. Çocuklarda bu hastalık genellikle daha hafiftir.
Tedavi:
İyi bir beslenme olamayacağından dolayı yüksek kalorili ve küçük boyutlu gıdalar sıvıyla birlikte hastaya verilmelidir. İdrarda ve dışkıda bakteri olması nedeniyle hastanın giyim eşyalarına dikkat edilmelidir.
Tifo, antibiyotiklerle tedavisi edilebilen bir hastalıktır. Antibiyotikler, bakterilerin hassasiyetlerine göre belirlenir. İlaç tedavisinin seçimi bakterilerin yayılma şiddetine ve hastanın durumuna göre değişir.
Önlem:
Araları 1 aydan uzun olmamak üzere 2 kez aşı olunmalıdır. Hastalığın yaygın olduğu yerlere gitmek zorunda olanlar, hastalığın salgın olarak ortaya çıktığı yerler ve mikrop taşıyıcılarla ilişkide bulunmak zorunda olanların aşı vurularak
1. Belirsiz tifo: Bazı şahıslar, daha önceleri bağışıklık sağlayacak bir tifo geçirmedikleri halde, enfekte olduktan sonra bariz olarak hastalanmazlar. Fakat dışkıyla uzun süre tifo basili çıkarırlar. Bunlar aslında portörlerdir, yani taşıyıcılardır.
2. Ambulator tifo: Hafif belirtilerle, akşamları yükselen ateşle beliren şekildir. Çok defa grip, soğuk algınlığı, mîde barsak bozukluğu sanılır. Ancak laboratuar incelemeleriyle teşhis konulabilir.
3. Abortif tifo: Bütün belirtiler husûle gelir, fakat hepsi de hafif seyreder.
4. Fulminant tifo: Çok ağır seyirli olup, nadiren görülür ve genellikle ikinci hafta içinde öldürülür.
5. Çocuklarda tifo: Çocuklarda genellikle hafif seyreder ve kısa sürelidir. Çocuklar belirtiler bakımından altı yaşından sonra erişkinlere benzemeye başlarlar. Ölüm nispeti azdır, nekahat kısa sürer. Fakat tekrarlama büyüklere oranla fazladır.
6. İhtiyarlarda tifo: Elli yaşından sonra tifo pek görülmez. Eğer görülürse oldukça tehlikelidir. Ölüm oranı yüksektir. Ateş 39°C'nin üzerine yükselmez. Genel durum çok bozuktur. Durgunluktan sonra gelen koma, ihtiyar tifosunun son belirtilerindendir.
Tifolu hastanın istikbali; tifo basilinin gücüne, salgının durumuna, hastanın vücut direncine ve yaşa göre değişiklik arz eder. Birçok komplikasyonlarıyla verdiği zarar çoktur. Kişiyi uzun süre işinden alıkoyar. Çocuklarda hafif seyreder. Yaşlı, gebe, zayıf, şeker hastası ve veremlilerde ağır ve öldürücü seyreder. Ortalama ölüm nispeti % 5 ila 10 kadardır.
Tifonun komplikasyonları (seyri esnasında ortaya çıkan nahoş bozukluk ve hastalıkları): Deriyle ilgili komplikasyonlar arasında dermatit, yılancık, impetigo ve yutak yaraları sayılabilir. Sindirim sistemiyle ilgili komplikasyonlar arasında; dil ve ağız iltihapları, farenjit, tükrük bezi iltihabı, yemek borusu ülseri, barsak kanamaları, barsak delinmesi, sarılık, karaciğer apsesi, safra kesesi iltihabı sayılabilir.
Dalak çatlaması, kalp kası iltihabı, kalp zarı iltihapları, atardamar ve toplardamar iltihapları, larenjit, bronşit, bronko pnömoni, plörezi (zatülcenp), nefrit, mesane iltihabı, menenjit, çeşitli felçler, nevrit, psikiyatrik bozukluklar, orta kulak iltihabı, adale içi kanamalar, oynak ve kemik iltihapları tifonun diğer komplikasyonları arasında sayılabilir.
Tedavi: Hastanın yattığı oda iyi havalandırılmalı ve güneş gören bir yerde, ısısı 20-22°C arasında ve normal nemlilikte olmalıdır. Ağız ve cilt temizliğine îtina göstermelidir.
Protein ve karbonhidratça zengin bir diyet uygulamalıdır. Yemek küçük porsiyonlar halinde ve sık verilmelidir. Sebze ve meyve gibi posa bırakan gıdalardan kaçınmalıdır. Yumurta, ekmek, reçel, bal, beyaz peynir, tereyağı, muhallebi, sütlaç, nişasta, makarna, pirinç, şehriye çorbası, et suları (yağsız), şerbetler, meyve suları, sütlü kahve, yoğurt verilebilir. İyi pişmiş ızgara köfte veya pirzola halinde günde 150-200 gr genç hayvan eti yedirilebilir. Önemli olan hastayı aç bırakmamaktır. Ağır vak'alarda hastalığı 2-3 ay önce geçirmiş olanlardan yapılan kan nakli çok fayda sağlar. İyi beslenemeyenlere damardan serumlar verilir. Ateşi düşürmenin faydası yoktur.
Tifo tedavisinde en mühim ilaç, kloramfenikoldür. Kloramfenikolün tifo tedavisinde kullanılmaya başlanmasıyla tifo, korkunç bir hastalık olma vasfını büyük ölçüde kaybetmiştir. Ancak özellikle kemik iliğine olan menfi tesiri dolayısıyla kloramfenikolu uzun kullanmak tehlikeli olabilir. Son yıllarda kloramfenikolun yan etkileri azaltılmış, antibakteriyel etkileri kuvvetlendirilmiş bir sentetik türevi olan Tiamfenikol da tedavide kullanılmaktadır.
Tifonun seyri esnasında ortaya çıkan komplikasyonların tedavisi de komplikasyonunun cinsine göre değişiklik arz eder.
Tifo, ihbarı mecburî hastalıklardandır. Tifo geçirenler, birer hafta arayla yapılan üç dışkı kültüründen menfi netice alınmadan (basilden temizlenmeden) hastaneden çıkarılmazlar.
Tifo basilini taşıyıp çevreye yayabilecek olanlar ya hastalardır ya nekahatlilerdir veya sağlamlardır.
Tifo geçirmemiş sağlam taşıyıcılar genellikle aşılılar arasındadırlar, bunlar tifoya dirençlidirler. Aldıkları tifo basili hastalık yapmaz, fakat çoğalarak dışarı atılır. Yatan hastaların temizliğine çok dikkat gösterilirse, tifoyu etrafa bulaştıramazlar.
Tifodan korunmada; portörler araştırılıp tedavi edilmeli, karasineklerle mücadele edilmeli, salgın esnasında çiğ besinler yememeli, kaynamamış sulu maddeler içilmemeli, şehir sularının dezenfeksiyonu kontrol edilmelidir. Korunmada tifo aşısının da mühim bir yeri vardır. Aşı, paratifo aşıları ile karıştırılmış olarak yapılır, koruyuculuğu 2-3 sene kadardır. Tifonun az çok salgın halde bulunduğu yörelerde ve zamanlarda 2-5 senede bir uygulanmalıdır. Aşının koruyucu tesiri kesin değildir. Fakat aşılılar arasında tifoya yakalananlar, hastalığı hafif geçirmekte ve ölüm görülmemektedir.
Belirtiler
# Ateş
# Baş ağrısı
# Zayıflık ve yorgunluk
# Boğaz ağrısı
# Öksürük
# İshal
Acil belirtiler
# Vücut ısısında ani düşme
# Şokla birlikte idrarda azalma ,uyuşukluk
Teşhis:
Aniden ateş ve üşümeyle ortaya çıkmasına rağmen çok yavaş ilerler. Hastalık baş ağrısı, öksürük, zayıflık ve boğaz ağrısı ile başlar. Ayrıca ishal, kusma, kabızlık ve karın ağrısı da sık olarak görülür. Hastaların ateşi akşam saatlerinde sabaha göre daha yüksektir. Tifo tedavi edilmezse 7-10 gün süren hastalığın 2.safhası başlar. Şiddetli vakalarda ağır ishal veya kabız olabilir.
Hasta bitkin, yarı kapalı gözlerle, hareketsiz bir şekilde yatar. 2. haftadan sonra göğüs ve bacakta kızarıklık meydana gelir. Bu da 2-3 gün içinde kaybolur. Eğer hiç komplikasyon yoksa kişi yavaş yavaş iyileşmeye başlar. Karınla ilgili belirtiler derece derece kaybolur ve ateş düşer. Normale dönme 10-15 gün içinde başlar. Bununla birlikte 2 hafta içinde ateş düştükten sonra tekrarlayabilir. Hastaların çoğunda genellikle 3. hafta içinde kan basıncında ani düşme, vücut sıcaklığında yükselme, kalp atımlarında artma, karın ağrısı gibi komplikasyonlar olabilir.
Tedavi edilemeyen tifo çok ciddi sorunlar yaratabilir. Çocuklarda bu hastalık genellikle daha hafiftir.
Tedavi:
İyi bir beslenme olamayacağından dolayı yüksek kalorili ve küçük boyutlu gıdalar sıvıyla birlikte hastaya verilmelidir. İdrarda ve dışkıda bakteri olması nedeniyle hastanın giyim eşyalarına dikkat edilmelidir.
Tifo, antibiyotiklerle tedavisi edilebilen bir hastalıktır. Antibiyotikler, bakterilerin hassasiyetlerine göre belirlenir. İlaç tedavisinin seçimi bakterilerin yayılma şiddetine ve hastanın durumuna göre değişir.
Önlem:
Araları 1 aydan uzun olmamak üzere 2 kez aşı olunmalıdır. Hastalığın yaygın olduğu yerlere gitmek zorunda olanlar, hastalığın salgın olarak ortaya çıktığı yerler ve mikrop taşıyıcılarla ilişkide bulunmak zorunda olanların aşı vurularak