Yorum: #1
10-25-2009, 19:38
Tüp Bebekte İleri Tedavi Yöntemleri
İLERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
ENDOMETRIAL CO-CULTURE :
Co-Culture uygulaması, defalarca tüp bebek denemesi yapmış, ancak başarıya ulaşamamış çiftler için yeni bir umut kaynağı teşkil ediyor. Embriyoları yavaş veya kötü gelişim gösteren çiftlerde, adetin 21. günü rahimden bir doku parçası alınıyor. Bu doku parçası laboratuvar ortamında çoğaltılarak yapay bir rahim dokusu elde ediliyor. Embriyolar da bu doku üzerinde geliştiriliyor. Bu işlem sırasında kadının kendi rahim dokusu kullanıldığından AIDS, sarılık ve diğer riskli durumların ortaya çıkması da engellenmiş oluyor. Yapay kültür ortamlarına göre, embriyoyu destekleyebilecek daha zengin içeriğe sahip bir kültür ortamı oluşturulması hedefleniyor.Yöntemin tek dezavantajı yüksek teknoloji ve yoğun bir laboratuvar iş gücü gerektirmesi. Öyle ki; tek bir kadının rahim dokusuna ait laboratuvar işlemlerini gerçekleştirmek, tecrübeli bir laboratuvar elemanının 8-12 saat vaktini alıyor. Elbette bu durumlar da maliyet üzerinde etki yapıyor.Ancak, her şeye rağmen, defalarca başarısız tüp bebek denemesi yapılan hastalar için gelecekte de bir umut kaynağı olacak gibi görünüyor.
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI (PGT) :
Genetik bilimindeki gelişmeler sayesinde artık birçok genetik hastalık, henüz gebelik oluşmadan tanımlanabilmekte ve anne adayına sadece genetik hastalık taşımadığı kesinleşen, seçilmiş, sağlıklı embriyoların transfer edilebilmesine olanak tanımaktadır. Daha önceden bu tip hastalıklar ancak doğumdan sonra, ya da gebeliğin 4. ayında yapılan amniyosentez, ultrason gibi yöntemlerle tespit edilebilmekteydi. Bu durumda ciddi bir anomali saptandığında gebelik 5. ayında sonlandırılmakta idi. Elbette bu durum da anne ve baba adayları için son derece olumsuz ruhsal travmalara neden olmaktaydı.
PGT işlemi için tüp bebek yöntemi ile laboratuvarda yapay olarak döllenen embriyolardan bir hücre özel bir biopsi yöntemiyle alınır ve bu hücre genetik laboratuvarında yüksek teknolojili cihazlarla birlikte, tecrübeli bir ekip tarafından incelenir. Alınan bu tek hücre embriyoya zarar vermez, embriyo normal gelişimini sürdürmeye devam eder. İnceleme esnasında bilinen birçok genetik hastalık (Akdeniz anemisi, Orak hücre anemisi, hemofili, kistik fibrozis, muskuler distrofiler gibi) teşhis edilebilmekte ve hastalıklı embriyoların anne rahmine transfer edilmesine engel olunabilmektedir.
Bu yöntemle ayrıca embriyonun doku tipi de belirlenebilmektedir. Bu durum özellikle hasta kardeşlere uygun doku tipi belirlenen embriyonun transfer edilmesi, gebelik sağlanması ve doğumdan sonra, genetik olarak sağlıklı olan bebeğin kordon kanı ve kemik iliğinin kullanılmasıyla, hasta olan kardeşin de tedavisinde kullanılmaktadır. Bu hastalıklardan başlıcaları : Wiskott - Aldrich Sendromu, talasemi, lösemi gibi hastalıklardır. Bu yöntemle (tüp bebek tedavisi ile birlikte) geçmişte birçok hasta çocuğun tamamen iyileşmesi sağlanmıştır.
Kimilerinin aklına "o halde bu yöntem neden herkese uygulanmıyor?" sorusu gelebilir. Gerçekten de eğer bu yöntem herkese uygulanabilseydi kuşkusuz daha sağlıklı bir toplumun ortaya çıkması kaçınılmazdı. Ancak bu PGT yönteminin de beraberinde mutlaka tüp bebek uygulamasını getirmesi ve tedavi maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle şimdilik sınırlı sayıda hastaya uygulanabilmektedir. Gelecekte, tanımlanabilen genetik hastalıkların sayısı arttıkça PGT yönteminin daha geniş kullanım alanları bulacağı kuşkusuzdur.
IN VITRO MATURASYON (IVM) :
Tüp bebekte başarı şansını arttırabilmek için kadından fazla sayıda yumurta (oosit) elde edilmesi gerekmektedir. Normalde her adet döneminde 1 tek yumurta gelişir. Fazla sayıda yumurta elde edebilmek için hormon ilaçları kullanılır. Ancak bu ilaçların bazı olumsuz yan etkileri (kilo alma, karında şişlik, göğüslerde gerginlik, sinirlilik, bulantı, kusma gibi) görülebilmektedir. Özellikle polikistik over sendromu olan hastalarda OHSS, yani karında sıvı toplanması, nefes almada güçlük gibi ciddi sıkıntılar bile olabilmektedir.
Henüz olgunlaşmamış yumurtaların laboratuvar ortamında olgunlaştırılması işlemine In Vitro Maturasyon (IVM) adı verilir. Bu yöntem kullanıldığında yukarıda zikredilen olumsuz yan etkiler görülmediği gibi, hormon ilaçları kullanılmadığından tedavi maliyeti daha ucuz olmaktadır. Ancak yine de vücut içerisinde olgunlaşan yumurtalar, günümüzde laboratuvar kültür sıvılarının son derece gelişmiş olmasına rağmen, daha sağlıklı gelişim göstermektedirler. Ayrıca yumurtalar henüz olgunlaşmadan toplandıkları için, yumurta toplama işlemi çok daha özel deneyim ve beceri gerektirmektedir.
IVM tekniği, henüz rutin tüp bebek (IVF) uygulamasının başarı oranını yakalayamamış olsa da, doğru uygulandığında ve tekniğin daha da gelişmesiyle birlikte ilerisi için umut olmaya devam edecek gibi görünmektedir.
Bu bilgiler bebekozlemi.com sitesinden alınmıştır.
İLERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
ENDOMETRIAL CO-CULTURE :
Co-Culture uygulaması, defalarca tüp bebek denemesi yapmış, ancak başarıya ulaşamamış çiftler için yeni bir umut kaynağı teşkil ediyor. Embriyoları yavaş veya kötü gelişim gösteren çiftlerde, adetin 21. günü rahimden bir doku parçası alınıyor. Bu doku parçası laboratuvar ortamında çoğaltılarak yapay bir rahim dokusu elde ediliyor. Embriyolar da bu doku üzerinde geliştiriliyor. Bu işlem sırasında kadının kendi rahim dokusu kullanıldığından AIDS, sarılık ve diğer riskli durumların ortaya çıkması da engellenmiş oluyor. Yapay kültür ortamlarına göre, embriyoyu destekleyebilecek daha zengin içeriğe sahip bir kültür ortamı oluşturulması hedefleniyor.Yöntemin tek dezavantajı yüksek teknoloji ve yoğun bir laboratuvar iş gücü gerektirmesi. Öyle ki; tek bir kadının rahim dokusuna ait laboratuvar işlemlerini gerçekleştirmek, tecrübeli bir laboratuvar elemanının 8-12 saat vaktini alıyor. Elbette bu durumlar da maliyet üzerinde etki yapıyor.Ancak, her şeye rağmen, defalarca başarısız tüp bebek denemesi yapılan hastalar için gelecekte de bir umut kaynağı olacak gibi görünüyor.
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI (PGT) :
Genetik bilimindeki gelişmeler sayesinde artık birçok genetik hastalık, henüz gebelik oluşmadan tanımlanabilmekte ve anne adayına sadece genetik hastalık taşımadığı kesinleşen, seçilmiş, sağlıklı embriyoların transfer edilebilmesine olanak tanımaktadır. Daha önceden bu tip hastalıklar ancak doğumdan sonra, ya da gebeliğin 4. ayında yapılan amniyosentez, ultrason gibi yöntemlerle tespit edilebilmekteydi. Bu durumda ciddi bir anomali saptandığında gebelik 5. ayında sonlandırılmakta idi. Elbette bu durum da anne ve baba adayları için son derece olumsuz ruhsal travmalara neden olmaktaydı.
PGT işlemi için tüp bebek yöntemi ile laboratuvarda yapay olarak döllenen embriyolardan bir hücre özel bir biopsi yöntemiyle alınır ve bu hücre genetik laboratuvarında yüksek teknolojili cihazlarla birlikte, tecrübeli bir ekip tarafından incelenir. Alınan bu tek hücre embriyoya zarar vermez, embriyo normal gelişimini sürdürmeye devam eder. İnceleme esnasında bilinen birçok genetik hastalık (Akdeniz anemisi, Orak hücre anemisi, hemofili, kistik fibrozis, muskuler distrofiler gibi) teşhis edilebilmekte ve hastalıklı embriyoların anne rahmine transfer edilmesine engel olunabilmektedir.
Bu yöntemle ayrıca embriyonun doku tipi de belirlenebilmektedir. Bu durum özellikle hasta kardeşlere uygun doku tipi belirlenen embriyonun transfer edilmesi, gebelik sağlanması ve doğumdan sonra, genetik olarak sağlıklı olan bebeğin kordon kanı ve kemik iliğinin kullanılmasıyla, hasta olan kardeşin de tedavisinde kullanılmaktadır. Bu hastalıklardan başlıcaları : Wiskott - Aldrich Sendromu, talasemi, lösemi gibi hastalıklardır. Bu yöntemle (tüp bebek tedavisi ile birlikte) geçmişte birçok hasta çocuğun tamamen iyileşmesi sağlanmıştır.
Kimilerinin aklına "o halde bu yöntem neden herkese uygulanmıyor?" sorusu gelebilir. Gerçekten de eğer bu yöntem herkese uygulanabilseydi kuşkusuz daha sağlıklı bir toplumun ortaya çıkması kaçınılmazdı. Ancak bu PGT yönteminin de beraberinde mutlaka tüp bebek uygulamasını getirmesi ve tedavi maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle şimdilik sınırlı sayıda hastaya uygulanabilmektedir. Gelecekte, tanımlanabilen genetik hastalıkların sayısı arttıkça PGT yönteminin daha geniş kullanım alanları bulacağı kuşkusuzdur.
IN VITRO MATURASYON (IVM) :
Tüp bebekte başarı şansını arttırabilmek için kadından fazla sayıda yumurta (oosit) elde edilmesi gerekmektedir. Normalde her adet döneminde 1 tek yumurta gelişir. Fazla sayıda yumurta elde edebilmek için hormon ilaçları kullanılır. Ancak bu ilaçların bazı olumsuz yan etkileri (kilo alma, karında şişlik, göğüslerde gerginlik, sinirlilik, bulantı, kusma gibi) görülebilmektedir. Özellikle polikistik over sendromu olan hastalarda OHSS, yani karında sıvı toplanması, nefes almada güçlük gibi ciddi sıkıntılar bile olabilmektedir.
Henüz olgunlaşmamış yumurtaların laboratuvar ortamında olgunlaştırılması işlemine In Vitro Maturasyon (IVM) adı verilir. Bu yöntem kullanıldığında yukarıda zikredilen olumsuz yan etkiler görülmediği gibi, hormon ilaçları kullanılmadığından tedavi maliyeti daha ucuz olmaktadır. Ancak yine de vücut içerisinde olgunlaşan yumurtalar, günümüzde laboratuvar kültür sıvılarının son derece gelişmiş olmasına rağmen, daha sağlıklı gelişim göstermektedirler. Ayrıca yumurtalar henüz olgunlaşmadan toplandıkları için, yumurta toplama işlemi çok daha özel deneyim ve beceri gerektirmektedir.
IVM tekniği, henüz rutin tüp bebek (IVF) uygulamasının başarı oranını yakalayamamış olsa da, doğru uygulandığında ve tekniğin daha da gelişmesiyle birlikte ilerisi için umut olmaya devam edecek gibi görünmektedir.
Bu bilgiler bebekozlemi.com sitesinden alınmıştır.