Yorum: #1
10-27-2009, 02:53
Tifo Hastalığı Nedenleri ve Bilmedikleriniz
Tifo
Tifo, Salmonella typhosa adı verilen bir mikrop tarafından meydana getirilen, ağız yolundan besin maddeleri ile bulaşarak barsak lenf dokusunda doku ölümüne yol açan genel bir lenf sistemienfeksiyonu. Salmonella typhosa mikrobu, 1 ila 3,5 mikron uzunluğunda olup, hareketli, sporsuz ve kapsülsüz birbakteridir.
Salmonella typhi tipi bakteriler tarafından meydana getirilen bir hastalıktır. İçme suyu ve kanalizasyon şebekelerinin sağlıklı olması nedeniyle, gelişmiş ülkelerde ender görülür. Sindirim kanalıyla vücuda giren bakteriler ince bağırsakların duvarlarına yapışır ve dalak ile lenf nodüllerinin (bezelerinin) iltihabına neden olur. Taşıyıcılar bu hastalığın yayılmasında oldukça etkendir. Bunlar, bağırsak yollarında tifoid bakteri taşıyan insanlar olup yıllarca herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden yaşarlar. Yetersiz sağlık koşulları ve sağlıksız su kullanılması tifonun salgınlar meydana getirmesine yol açabilir.Tifo bütün dünyada yaygın bir hastalık olmakla birlikte; gerekli korunma tedbirlerini alan, çevre sağlığı şartlarını eksiksiz yerine getiren, temiz su ve alt yapı tesisleriyle ilgili problemleri olmayan, yani gelişmiş ülkelerde salgınlar yapamamaktadır.
Tifo, özellikle yaz sonlarına doğru artış göstermektedir. Tifo aynı zamanda bir ordu ve savaş hastalığıdır. Mikrobu her alan, hastalığa yakalanmaz. Enfeksiyon için hassasiyet ve vücutta direnç azalması gerekir. Tifonun mevcut olduğu bölgelerde yaşayanlar arasında hastalanma nispeti azdır. Fakat buraya gelen bir yabancı kolaylıkla hastalanabilir. Tifo genellikle 15 ila 30 yaşlar arasında görülür. Beş yaşından küçük çocuklar tifoya dirençlidir.
Tifo basilinin kaynağı insandır. Basil, hasta veya taşıyıcıların dışkı ve idrarlarıyla çıkar. Dış tesirlere dayanıklı olduğundan direkt temasla veya su, süt, gıdalar ve sinek, böcek gibi vasıtalarla dolaylı olarak bulaşır. Hastanın kullanmış olduğu yatak takımı, havlu, oyuncak ve elbiselerin bulaşmış sayılması gerekir. Herhangi bir yörede tifo salgını varsa, orada suların tifo basiliyle bulaşmış olduğu katidir. Tifo basili insanlara % 80 nispetinde suyla bulaşır. Şehir içme sularının süzme ve dezenfeksiyonunda yapılan teknik bir hata, havuzlarda toplanan bulaşmış suların evlere dağıtılması, bir tifo salgınıyla netîcelenir.
Tifo basili deniz suyunda 1 ay kadar yaşayabildiğinden, plajlardan ve deniz banyolarından hastalığı kapmak mümkündür. Köylerdeki evlerin önünde bulunan su kuyularının 3-5 metre ilerisinde septik çukurlar varsa bunlardan her türlü sızıntı olabilir. Hijyenik şartlara uygun olmayan bu gibi durumlar, yurdumuzda tifonun kaybolmamasının sebepleridir.
Tifo basilini bulaştıran besin maddelerinin başında süt gelir. Halen gelişmiş ülkelerde, modern süt sağma araçlarıyla el değmeden güğümlere alınan ve pastörize edilen sütlerle bulaşma tehlikesi yoktur. Fakat yurdumuzda bu durum her yerde uygulanamadığından, sütü kaynatmadan içmek tehlikeli olabilir. Tifo pişmeden çiğ olarak yenen sebze ve meyvelerle de geçebilir. Bitkiler, enfekte sular ile veya portörler tarafından kirletilir. Karasinek ve lağım farelerinin de, tifoyu yaymada mühim bir yeri vardır. Ağız ve ayaklarıyla bulaştırırlar.
Tifo basili, insanlara ağız yoluyla girdikten sonra mîdeye ulaşır. Mîde asiditesi yeterliyse, basilin bir kısmı veya tamamı yok edilir. Mîdede asit azlığı varsa veya basil fazla sıvıyla alınmışsa, mîde suyu tesirinden kurtularak, barsağa geçer ve barsak kanalında, safranın da yardımıyla kolaylıkla çoğalarak hastalık tablosunu yapmaya başlar.
Tifonun kuluçka süresi ortalama olarak 10 ila 14 gün arasında değişir. Kuluçka devrini takiben, kırıklık, iştahsızlık ve ürpermelerle hastalık başlar. Ateş çıkmadan bir iki gün önce hastanın neşesi kaçar, başağrıları olur. Isı, her akşam biraz daha yükseğe çıkarak birinci hafta sonunda 39-40°C olur. Sürekli başağrısı ve geceleri uykusuzluk vardır. Hasta, kabuslar görür. İkinci haftada, karında ve göğsün alt kısmında deri üzerinde kırmızı döküntüler çıkar. Dalak büyür. Ateş 40-41 dereceye kadar çıkar. Dudaklar kurur ve çatlar. Dil paslı, kuru ve çatlaktır. İshalden ziyade kabızlık görülür. Ağır hastalarda şuur bulanıklığı vardır. Üçüncü haftada belirtiler daha da şiddetlenir. Yüksek ateş, şuur bozuklukları vardır. Bu hafta sonunda barsak kanaması, barsak delinmesi, bronkopnömoni ölüm sebeplerinin başında gelir. Dördüncü hafta, hastalığın gerileme devresidir. Dil temizlenir, iştahı geri gelir. İshal varsa düzelir, dalak küçülür. Genel durum iyileşmeye, şuur açılmaya başlar. Hasta geceleri rahat ve derin uyur. Sabaha karşı ateşin düşüşü esnasında bol terleme olur. Beşinci haftada nekahat başlar. Hasta derin bir halsizlik içindedir. Uygun bir beslenmeyle, güç ve kaybedilen kilo yerine gelir. Tesirli antibiyotiklerin tedavide uygulanmasından sonra, tifo tamamen değişmiş, süresi kısalmış ve komplikasyonları azalmıştır.
Enfeksiyon hastalıkları içinde en müspet ve bol laboratuvar belirtisi veren tifodur. Başlangıçta artan lökosit (beyaz hücre) sayısı giderek azalmaya başlar (ateş yükseldikçe). Tifoya has Gruber-Widal testi, hastalığın 8. gününden sonra müspet netice verir. Hastalık boyunca çeşitli dönemlerde yapılan idrar, kan ve dışkı kültürleri de gidişatı hakkında bilgi verir.
Hastalık iyiliğe dönüp, şifaya doğru giderken veya nekahat içinde, klasik belirtilerin yeniden başlamasıyla tekrarlamalar olabilir. Tekrarlamalar, ölmeden kalan basillerin yeniden çoğalmasıyla meydana gelirler.
Tifo
Tifo, Salmonella typhosa adı verilen bir mikrop tarafından meydana getirilen, ağız yolundan besin maddeleri ile bulaşarak barsak lenf dokusunda doku ölümüne yol açan genel bir lenf sistemienfeksiyonu. Salmonella typhosa mikrobu, 1 ila 3,5 mikron uzunluğunda olup, hareketli, sporsuz ve kapsülsüz birbakteridir.
Salmonella typhi tipi bakteriler tarafından meydana getirilen bir hastalıktır. İçme suyu ve kanalizasyon şebekelerinin sağlıklı olması nedeniyle, gelişmiş ülkelerde ender görülür. Sindirim kanalıyla vücuda giren bakteriler ince bağırsakların duvarlarına yapışır ve dalak ile lenf nodüllerinin (bezelerinin) iltihabına neden olur. Taşıyıcılar bu hastalığın yayılmasında oldukça etkendir. Bunlar, bağırsak yollarında tifoid bakteri taşıyan insanlar olup yıllarca herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden yaşarlar. Yetersiz sağlık koşulları ve sağlıksız su kullanılması tifonun salgınlar meydana getirmesine yol açabilir.Tifo bütün dünyada yaygın bir hastalık olmakla birlikte; gerekli korunma tedbirlerini alan, çevre sağlığı şartlarını eksiksiz yerine getiren, temiz su ve alt yapı tesisleriyle ilgili problemleri olmayan, yani gelişmiş ülkelerde salgınlar yapamamaktadır.
Tifo, özellikle yaz sonlarına doğru artış göstermektedir. Tifo aynı zamanda bir ordu ve savaş hastalığıdır. Mikrobu her alan, hastalığa yakalanmaz. Enfeksiyon için hassasiyet ve vücutta direnç azalması gerekir. Tifonun mevcut olduğu bölgelerde yaşayanlar arasında hastalanma nispeti azdır. Fakat buraya gelen bir yabancı kolaylıkla hastalanabilir. Tifo genellikle 15 ila 30 yaşlar arasında görülür. Beş yaşından küçük çocuklar tifoya dirençlidir.
Tifo basilinin kaynağı insandır. Basil, hasta veya taşıyıcıların dışkı ve idrarlarıyla çıkar. Dış tesirlere dayanıklı olduğundan direkt temasla veya su, süt, gıdalar ve sinek, böcek gibi vasıtalarla dolaylı olarak bulaşır. Hastanın kullanmış olduğu yatak takımı, havlu, oyuncak ve elbiselerin bulaşmış sayılması gerekir. Herhangi bir yörede tifo salgını varsa, orada suların tifo basiliyle bulaşmış olduğu katidir. Tifo basili insanlara % 80 nispetinde suyla bulaşır. Şehir içme sularının süzme ve dezenfeksiyonunda yapılan teknik bir hata, havuzlarda toplanan bulaşmış suların evlere dağıtılması, bir tifo salgınıyla netîcelenir.
Tifo basili deniz suyunda 1 ay kadar yaşayabildiğinden, plajlardan ve deniz banyolarından hastalığı kapmak mümkündür. Köylerdeki evlerin önünde bulunan su kuyularının 3-5 metre ilerisinde septik çukurlar varsa bunlardan her türlü sızıntı olabilir. Hijyenik şartlara uygun olmayan bu gibi durumlar, yurdumuzda tifonun kaybolmamasının sebepleridir.
Tifo basilini bulaştıran besin maddelerinin başında süt gelir. Halen gelişmiş ülkelerde, modern süt sağma araçlarıyla el değmeden güğümlere alınan ve pastörize edilen sütlerle bulaşma tehlikesi yoktur. Fakat yurdumuzda bu durum her yerde uygulanamadığından, sütü kaynatmadan içmek tehlikeli olabilir. Tifo pişmeden çiğ olarak yenen sebze ve meyvelerle de geçebilir. Bitkiler, enfekte sular ile veya portörler tarafından kirletilir. Karasinek ve lağım farelerinin de, tifoyu yaymada mühim bir yeri vardır. Ağız ve ayaklarıyla bulaştırırlar.
Tifo basili, insanlara ağız yoluyla girdikten sonra mîdeye ulaşır. Mîde asiditesi yeterliyse, basilin bir kısmı veya tamamı yok edilir. Mîdede asit azlığı varsa veya basil fazla sıvıyla alınmışsa, mîde suyu tesirinden kurtularak, barsağa geçer ve barsak kanalında, safranın da yardımıyla kolaylıkla çoğalarak hastalık tablosunu yapmaya başlar.
Tifonun kuluçka süresi ortalama olarak 10 ila 14 gün arasında değişir. Kuluçka devrini takiben, kırıklık, iştahsızlık ve ürpermelerle hastalık başlar. Ateş çıkmadan bir iki gün önce hastanın neşesi kaçar, başağrıları olur. Isı, her akşam biraz daha yükseğe çıkarak birinci hafta sonunda 39-40°C olur. Sürekli başağrısı ve geceleri uykusuzluk vardır. Hasta, kabuslar görür. İkinci haftada, karında ve göğsün alt kısmında deri üzerinde kırmızı döküntüler çıkar. Dalak büyür. Ateş 40-41 dereceye kadar çıkar. Dudaklar kurur ve çatlar. Dil paslı, kuru ve çatlaktır. İshalden ziyade kabızlık görülür. Ağır hastalarda şuur bulanıklığı vardır. Üçüncü haftada belirtiler daha da şiddetlenir. Yüksek ateş, şuur bozuklukları vardır. Bu hafta sonunda barsak kanaması, barsak delinmesi, bronkopnömoni ölüm sebeplerinin başında gelir. Dördüncü hafta, hastalığın gerileme devresidir. Dil temizlenir, iştahı geri gelir. İshal varsa düzelir, dalak küçülür. Genel durum iyileşmeye, şuur açılmaya başlar. Hasta geceleri rahat ve derin uyur. Sabaha karşı ateşin düşüşü esnasında bol terleme olur. Beşinci haftada nekahat başlar. Hasta derin bir halsizlik içindedir. Uygun bir beslenmeyle, güç ve kaybedilen kilo yerine gelir. Tesirli antibiyotiklerin tedavide uygulanmasından sonra, tifo tamamen değişmiş, süresi kısalmış ve komplikasyonları azalmıştır.
Enfeksiyon hastalıkları içinde en müspet ve bol laboratuvar belirtisi veren tifodur. Başlangıçta artan lökosit (beyaz hücre) sayısı giderek azalmaya başlar (ateş yükseldikçe). Tifoya has Gruber-Widal testi, hastalığın 8. gününden sonra müspet netice verir. Hastalık boyunca çeşitli dönemlerde yapılan idrar, kan ve dışkı kültürleri de gidişatı hakkında bilgi verir.
Hastalık iyiliğe dönüp, şifaya doğru giderken veya nekahat içinde, klasik belirtilerin yeniden başlamasıyla tekrarlamalar olabilir. Tekrarlamalar, ölmeden kalan basillerin yeniden çoğalmasıyla meydana gelirler.